Bölüm 3 : Lunapark

261 6 0
                                    

  Ve yine son durak, küçük bir gülümseme ve okul zilinin sesi. Her zamanki gibi sıkıcı dersler. Okul bana göre öğrenme yetisi yüksek kişiler için zorunlu olmamalı. Sadece sınavlara girerek başarı sağlayabilecek birisi neden her gün ders alır ki? Aklımın bir parçası dün gece ki ada da diğer parçası ise Lilada. Adaya bu haftasonu kayık turları düzenleneceğini duydum bu incelemek için güzel bir fırsat olabilir. Peki ya Lila o konuda ne yapabilirim ,konuşmak için fırsat bulmam lazım. Okul olmaz başbaşa kalabileceğimiz bir yer yok , onunda benden hoşlandığını düşünüyorum her gün neden biri size gülümsesin ki? Ya da bu arkadaşça bir şey ama ben kendimi buna inandırmak istemiyorum. Ve son zil bu günüde kafamdaki soruları düşünerek bitirdim ,aslında gün benim için daha yeni başlıyor. Eve dönmek için otobüs kullanmıyorum ,sahil boyu yürümek iyi geliyor ,ayrıca hız ve çeviklik benim için önemli gece nelerle karşılaşıcağınız hiç belli olmuyor. Ne demek istediğimi yakında anlayacağından eminim. Ve güzel evim annem bugün hangi yemek programını izleyip yine ne hazırladı acaba.

''anneeee ben geldim.''

Annem cevap vermedi yine televizyona dalmış. Masa hazır hemen atıştırıp çatı katına çıkmalıyım. Ve sığınağıma geldim,çatı katı. Çektiğim fotoğraflar , başıma gelen olaylarla ilgili notlar her şey burada. Bu gece en güzel fotoğraf koleksiyonuma yeni bir parça ekleme zamanı...

saat : 20:15

Acele etmem lazım ,var gücümle koşmalıyım geç kalacağım. Son beş dakika....son üç...son iki.... ve sonunda hemen makinamı çıkardım uzak merceğimi taktım sahilde kayalıkların arasındayım burda ne mi yapıyorum,son iki yıldır her salı yaptığım şeyi. Lila ve ailesi salı akşamları lunaparka gider henüz beş yaşındaki kardeşinin en büyük eğlencesi bu sanırım. Tabi ki benimde Lila nın  fotoğraflarını çekme fırsatı bulduğum tek an. Makineden dahi olsa onu izlemek bu aralar  beni en çok mutlu eden şey. Kendimi alamıyorum ,onu gördüğümde sanki kafamdaki tüm sorular düşünceler problemler bir an da yok oluyor. Saatlerce bunu yapabilirim ,gözlerini yakından izlemek için her şeyimi verebilirim.  Yaklaşık bir saat sonra istediğim kareleri almıştım. Artık eve dönme vakti...

  Çatı katında fotoğrafları bilgisayara aktardım artık bir iki saat kestirip gecenin karanlığını yakalamaya koyulabilirim. 

İki saat sonra 

 Soğuk ve karanlık bir sokakta ilerliyorum burayı daha önce de  görmüştüm ,geçen yaz bu sokakta elleri kesili bir kadın cesedi boynundan asılı bir şekilde yangın merdiveninden sallanırken bulunmuştu. Orada yaşayan bir arkadaşım kan kokusunun bir ay sokaktan gitmediğini söylemişti , cinayetin suçluları bulunamamıştı ,kim böyle canice bir sey yapar ki ? İnsan bu duruma nasıl gelir. Ben Yaratanın kadını dünyanın süsü ,güzelliği ,narin bir parçası olarak yarattığına inanıyorum ,şiddet ,küçük düşürülmek ,kavga kadına çok uzak kavramlar benim için. Bu tarz durumlarda ilk aklıma Lila geliyor insanın yaşama tutunma sebebi nasıl olurda böyle şiddete maruz kalır. Buranın bir-iki resmini çekmeliyim. sanırım bahsi geçen yangın merdiveni bu,ikinci basamağı kırılmış. Kadın asıldığında ipten kurtulmaya çalışırken kırmış olmalı tam ortasından aşağıya bükülerek kırılmış söylentilere göre geceleri bu sokaktan garip çığlık benzeri sesler duyuluyormuş. Bu tür söylentiler duyduğumda hep ölülerin bizimle iletişim kurmaya çalıştığı düşüncesi aklımı kurcalıyor. Bu mümkün olabilir mi?

Duyduğum sesle düşüncelerimden sıyrıldım.O seste neydi? Bilinç altım yine bana oyun oynuyor diye düşünüyordum ki aniden bir ses daha duydum,metal bir eşyanın sesi ,bu çok  gerçekçiydi . Yangın merdiveni bir anda askısından kurtuldu ve ayaklarımın 3-5 santim önünde yere çakıldı. Kalp atışlarım göğüsümü delecek gibi atıyordu. Dondum oldugum yerde birkaç dakika kaldım üç beş santim farkla hayattaydım.    

LİLYUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin