ELHAMDÜLİLLAHÛL ALİYYÜL ALİM
İlmi ebedi ve ezeli olan, yüceler yücesi Allah övgüye layıktır.
EBCEDİ : 4190
-Allah ; Kimdir O şanı Yüce. Kendini ilk nerede tanıttı varlığa. İnsan daha doğmamışken, henüz yokluktayken bilir mi kendini. İşte Rabb'in senin yokluğunu da bilir. O ne büyük bir ilim sahibidir.
-O kendini en çok sıfatlarıyla ve o sıfatların insan içindeki açılımlarıyla tanıtır. Bilme hali Kur'an-ı Kerim'dir. Ama ol'ma hali sıfatlarıdır. Bir çoğumuz bir çok konuyu biliriz. Ama çoğu kez bildiklerimiz bize ol'ma, erme, kavuşma ve ulaşma konusunda yetmez. Çünkü sadece Allah yeter. İnsan yetişen değil, ulaşandır. Ulaşmak isteyenlere sıfatlar yani esmalar yeterlidir.
-Bu zikirde Hamid, Alim, Aliyy esmaları ve O şanı yücenin özel ismi olan Allah vardır. Bu terkibin gücü ve fazileti günlerce anlatılır. Saatlerce yazılır. Lakin bu bilme halidir. Artık dünya ol'ma halindedir. O vakit ol'mak için zikretmek gerekir.
-Ham'd ederken alemlerin anahtar sözünü söylersin. En aşağıda olan insan hangi zamanın yalnızı, hangi vaktin kimsesizi ve hangi alemin yıldızı. Eğer ses duymak istersen kalbinin denginde ; Elhamdûlillahûl Aliyyül Alim diye zikret. Lakin insan kimsesiz değildir. Öyle hissedince hemen Rabb'ini Ham'd et. Sonra hemen o yorucu belirsizlik güzel olan istikamette yer edinir ve artık yol belirir.
-Sen Gâyb'ın sahibinden isteyebilirsin gizli olanı. Öğrenme istediği seni kuşattığı zaman, senin istikametini Nur'una her vakit tamamlayan ve insanı kimsesiz bırakmayan Rabb'indir. İnsan çoğu kez sonuçların delisi, sürecin ise kimsesizidir. Süreçte kimsesiz olmadığını bil ki, sonuç seni kıymetli kılsın.
-Allah ; Tüm zamanların en uzun sevdası ve haddi aşanların en büyük kavgası. İnsanın zihniyle olan kavgası O'nunla bitmedikçe, O'nu arama hali sevdaya dönüşmedikçe... Ve söndürüldüğü zaman güneş, döndürüldüğü zaman insan. Nâr'ın nuru göründüğü zaman sana, sekarın prensi güneşi bile arar insan. Cehennem ateşi ne kötü arkadaştır.
-Bu terkibi vird edinen kişi maddenin büyüsünden arınır. Artık o kişi ile madde arasında bir köprü kurulur. O köprüde madde kişiye hizmet eder. Mânâsal dil artık maddeyi onarmaya başlar. Kişi süreçlerin ve sonuçların efendisi olur. Allah pek yücedir. Hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır. Şanı yücedir, Aliyy'dir.
-Dört büyük esmanın olduğu bu zikir, kişiyi en çok kendinden alır, yine en çok kendine getirir. Duyduğun rüzgarın sesini hiç dinledin mi ? Ne yazık ki insan hep duyar, çok az dinler. İnsan bilir lakin çok az ol'ur. Ol diyen Rabb'in adına artık ol'ma yolunda ol.
-Yerle gök arasındakilerin tek dilidir Ham'd. Aşağıda yer çekimine sabit kalanların, dipte kalıp ulaşılamayanların, gökyüzünde süzülenlerin ve göğün daha da ardında, ışığın boşluğunda yüzen o bütün boyun eğmişlerin zikridir Ham'd. Sonra Aliyy sıfatı ve Allah lafzından sonra bir de Alim sıfatı vardır. Bütün seslerin ve dillerin tek ortak sözü olan Ham'd zikrinin niçin ve ne önemde olduğunu bilmek halidir Alim. O her şeyi bilendir.
-İnsan her şeyi bilme konusunda kısıtlıdır. Lakin ol'ma konusunda Rabb'in izin verdiği kadarıyla sınırsızdır. Herkes kendi algısını çıkarır dünyasına. Kimi şemsiyeyi güneş için kullanır, kimisi yağmur için. Alim esması bu zikri başlatan sıfattır. Bu bilme halidir. Tamamlayan ise Hamid'dir. Bu ol'ma halidir. İnsan kimi zaman bir çok şeyi bilir ve öğrenir. Kimsenin duymadığını, bilmediğini ve öngörmediğini bilir.
-Alim sıfatı bazı kimseler üzerinde büyük ve geniş bir şekilde açığa çıkar. Bilme hali güzeldir. Kibir kaplamadıkça kişiyi, Alim sıfatı ilimi verir. Lakin hep almak olmaz. Çünkü hep bilmek olmaz. Her şeyi en iyi O bilir. Alim sıfatı kişide açığa çıkıp kapanıyorsa eksik olan ol'ma halidir. Ustalık önce yapmaktan ve ol'maktan geçer. İşinin ehli olup çalışmayandan kime hayır gelir. İş bilmek değil ol'maktır. Pek tabii bilmek de bir sıfattır ve kıymetlidir. Lakin ol'mak ne güzel haldir.
-Bu yüzden bilene Alim denilir. İlim bilmek, ilim peşine düşmek çok tatlı bir haldir. Ulaşmak daha da tatlıdır. Lakin erdikten sonra ol'mak tadın kendisi olmaktır.
-Bu terkibi titreştiren ve kalbini ilme hazırlayana gizli ilimler öğretilir. Kimi zaman gözle, kimi zaman kulak ve his ile.
-İnsan zikir çekerken içini titreştirdiği hale çevirir. Eğer içini de dışarıya çevirirse, dünya o kişiye en güzel surêt ol'ur. İnsan bir ömür içini teselli eder de, kendi içinde itilafa düşer ve ümitsizlik ile zulmeder. Zulmettiği kendisidir. İlimi ara, yola çık. Ölüm çıkacağın yoldan daha yakın olabilir. Bu zikir seni en güzel ilimlere yöneltir.
-Öncesini ve sonrasını bilen O'dur. Kul O'nun izin verdiği kadarını bu terkip ile algılar. İzin verdiği kadarı insan nezdinde az değildir. Öz ve iz bırakacak kadar derindir. İnsan dışarıda derine indikçe kandırılan, içeride derine indikçe arındırılan bir yaradılıştır. Dışarıda bulduklarınız kaybolurken, içeride bulduklarınız hep sizinledir. İnsan iç suyunu arındırmalıdır.
-Allah ; Kimdir bu her yeri kuşatmış Ol'an. Secdesi ne kadar güzeldir. Alnını yere koyarken değerini göklere yükseltir insan. İnsan o'nurunu yükseltir göğe secdeyle, O Nur'unu gönderir secdeye varan kalplere.
İbrahim Halil Çelik
GÂYBNÂME
(Gökyüzünü öpmek mümkün)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünü öpmek mümkün
SpiritualEsma-ul Hüsna (GÂYBNÂME) Öpebilirseniz eğer dualarla gökyüzünü, Yarın bambaşka bir Güneş doğacaktır üstünüze... En büyük yükselişleriniz dua, Tek inişleriniz Rabb'e olan secde olsun. Ve Her daim Allah'ın selamı üzerinize olsun. Amin...