Sabah uyanmaya çalışırken karşımda duran egoyu gördüm. Bana seni sikicem bakışları atıyordu.Nerden anladım bende bilmiyorum. Nedense sabahları böyle biri oluyorum.
-Seni sikicem bakışlarını da alıp odamdan def olurmusun bay ego.
-Ben sadece...Şey herneyse dün gece aptal gibi davrandığım için özür dilerim.
-Ne yaptığın umrumda değil,biliyomusun şimdi siktirgit.
Bu cümleyi türkçe söylemiştim.Anlamadığı her halinden belliydi.
-Fuck you diyorum canım hadi go go.
Umarım anlar anlasın. Onu görmek bile sinirlerimi bozuyo.
Aslında yakışıklı çocuk asya bence düşünmelisin.İç sesim tam bi orospu olmuş arkadaşlar. Yani her ne kadar üveyde olsa o emrenin kardeşiydi değil mi? Saçma düşüncelerin içinde kaybolurken justin yani bay ego hâlâ karşımda dikiliyordu.
-Niye gitmiyosun gitsene
-Belkide sonsuza dek senin yanında kalmak istiyorum.Asya seni seviyorum.
Bunları söylerken daha da yaklaştı tam beni öpücekken suradına tokadı yapıştırdım.Tam da bi Osmanlı tokadı oldu valla. Tabikide osmanlı tokadı olucak türküz kızım biz.
-Sevmek ne zamandan beri suç oluyor.
-Emrenin gittiği günden beri onun öldüğü günden beri.
-Ne bi dakka emre ne zaman öldü.Emre ölmüş olamaz.
-Nerdeyse 1 ay önce üvey kardeşin ölüyo ama sen daha yeni öğreniyosun.
-Kızım saçmalama lan emre ölmedi daha dün gece beraberdik.
-Dalga geçmeyi kes ve odamdan çık.
Dedim ve ittirerek odamdan çıkardım.
Emre gerçekten ölmemiş olabilirmiydi?Saçmalama asya böyle şeylere inanıcak değilsin.Düşüncelerim bir türlü susmuyordu sanırım tek susturmanın yolu sıcak bi duş almaktı.
*Justin'in gözünden
Asya bana inanmıyordu.Ama emre gerçekten yaşıyordu. Telefonu alıp emrenin numarasını tuşladım.
Emre:Alo
Ben:Emre sen öldün mü lan asya öyle diyo.Ben de emre ölmedi falan dedim.
Emre:Ne dedin sen? Benim ölmediğimi mi söyledin.Harbi orospu çocuğunun tekisin.Gerizekalı bilmediğin şeylere burnunu bi daha sokma.Asyadan da uzak dur.
Ben:Asya'yı seviyorum ve ondan uzak durma gibi bi niyetim yok.
Emre:Geliyorum oraya geliyorum bakayım bi daha sevebiliyomusun?
Dedi ve telefonu kapattı. Bunda bu kadar büyütülcek ne vardı ki?
Yukarı asyanın odasına çıktım banyodaydı.Banyonun kapısını tıklattım."Girebilir miyim?" Dedim.
Emre malmısın kız banyo yapıyo hiç gir dermi?
Kısa süre sonra suyu kapattı ve bornozlarınla dışarıya çıktı. Ben ise sadece ona bakıyordum.O ıslak saçları o kadar güzel duruyorki ondan daha çok etkilenmemi sağlıyordu.
"Bakmayı kes ve ne olduğunu söyle"
"Immm şey emre geliyo ve bana sinirlenmiş olmalı. Hazırlıklı ol onu görmeye senin üzülmeni görmek istemem."
"Görmek istemezsen etrafımda dolanmayı kes ve şu saçmalıkları anlatmayı kes!" Dedi.
Kırılmıştım sanki kalbime bıçak saplanıyordu.
*Asya'nın gözünden
Bunlar saçmalıktan başka bir şey değildi.Justin kırılmışa benziyordu ama napabilirim gerçekten de saçmaydı.
Bunları boş verdim ve saçlarımı kurutup, pijamalarımı giyip aşağıya indim. Televizyonun karşısında yayılırken kapı çaldı. Kalmak istemiyordum ve yukarıdan koşarak inip kapıyı açan justini gördüm. Kapıyı açtığı gibi geriye doğru düştü. Ne olduğuna bakmak için ayağa kalktım ve o tarafa doğru bakınca emreyi gördüm. Onu görmemle yere düşmem bir oldu.
*************************************************Uzun zamandır uyuduğumun farkındaydım.Sanki hiç uyanmak istemiyormuş gibi hissetmeye başladım.Bi dakka az önce veya uzun süre önce olanlar neydi? Emre,egoya vurmuştu bende emreyi görüp bayılmıştım.Neeee? Emre mi bi dakka nasıl olur?Kafamdaki düşünceleri silip gözlerimi açtım.Pijamalarım üstümde bir hastane odasında yatıyordum.Yanımda bi hemşire vardı.Ona doğru dönüp"E-emre burdamı?" dedim."Emre hangisi bilmiyorum ama dışarıda iki genç seni bekliyor.Dışarıya doğru baktım.Şu an hani didi reklamlarında aman tanrım didim diyolar ya öyle bağırmak istiyorum.Bu nasıl gün anasını.(asya küfür etmeye falan başladı çünkü değişiyo karakteri ilerde anlarsınız).Emre boklusu kafasını bana doğru çevirdi ve uyandığımı görünce gülümsedi.Evet emre boklusu neden öyle bilmiyorum ama kötü anlamda değil iyi anlamda.
Şu an düşüncelerim karışmış,gözlerimi pörtletmiş,ayıcıklı pijamalarımla yatakta yatıp emreye bakıyordum.Bi anda odaya daldı sadece bana bakıyordu.Hızlıca yanıma yaklaştı ve sarıldı.Nedense karşılık vermiyordum.Gururum buna izin vermiyordu sanki veya gurur değil de başka bir şey.İncinmiştim,kırılmıştım.Beni sanki bilerek ölüme terk etmişti."Acı hissedilmeyi talep eder" derler.Ama ben her ne kadar kırıldığımı düşünsemde hiç bir şey hissetmiyordum.Sanki biri duygularıma format atmış gibiydi.Her ne kadar ona sarılıp,sarılmamayı düşünsemde hareket edemedim.Ve öylece kaldım.Bana bir şeyler söylüyorlar fakat anlayamıyordum.Tekrar uykuya dalmıştım,yani bayılmıştım.Uzun bir süre gözlerimi açamadım.Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu.Emrenin doktorlara bağrışlarını duyabiliyordum.Ama tepki veremiyordum.Emre nasıl olurda ölmemiş olur hâlâ aklım almıyor.Yoksa bunlar bir rüya mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÜNİVERSİTELİ HİKAYESİ
RomanceGİRİŞ Platformun üzerinde hareketsiz yatıyordu. Dehşete kapılmıştım.Ne yapacağımı bilmiyordum.Bütün bunların sorumlusu bendim.Yine de tek düşündüğüm bu işten paçayı nasıl sıyırabileceğimdi.