Belki

265 33 367
                                    

Ceylan'ın anlatımı ile

"Ne diyorsun anlamıyorum?"

"Ceylan sana git dedim. Uzaklaş, bir şey yap."

Onun baktığı yere baktığımda geçen günlerde tartıştığı kişiyi gördüm. "Bu kim?"

Gözlerini ondan ayırıp bana baktı. "Sana bunu sonra anlatacağım ama şimdi gitmen lazım."

"Neden?"

"Git dedim sana."

"Sana zarar verebilir."

Sabır dilercesine derin nefes alıp tekrar bana baktı. "Bana bak küçük buradan ayrılmıyorsun tamam mı? Gelince sana anlatırım."

'Peki' anlamında kafamı salladım. Onun yanına gideceği zaman arada dönüp bana bakıyordu. Tamam gelmiyoruz aq ne sürekli bakıyon?

Neyse konumuz bu değil. Onun yanına gittiğinde gayet rahat görünmeye çalışıyordu. Hatta böyle sinir bozucu gülümseme vardı. Amacı ne bunun? Karşısındaki adamı sinirlendirmekse gayet başarılı oluyordu. Adam yalandan gülümseyip sesini yükseltti.

"Olamaz anlıyor musun? Olamaz"

Ne olamaz lan?

Meryem'in dediklerini duymuyordum ama adam cidden sinirlenmişti. Yanlarına gidip 'kime bağırıyon orospu çocuğu' demek istesem de gitmedim.

"Bak sakince oturup bir yerde konuşalım. Böyle bitiremezsin. Her şey çok iyiydi."

Bu sefer Meryem'de sesini yükseltmişti. "Nesi iyiydi lan? Yaptığın şerefsizlikleri görmezden geldim ama nereye kadar?"

Adam elini kaldırıp Meryem'e dokunacağı zaman Meryem geri çekildi. "Bana dokunmayı aklının ucundan bile geçirme."

Adam zorla onu kolundan tutup kendine çekti ve sarıldı. Ben burada duramam lan. Gidip Meryem'in kolundan tutup o adamdan uzaklaştırdım. "Ben sana gelme demedim mi?"

Hiç ona bakmadım bile. Direkt adama bakıyordum. Nedense ona dokunmasını hatta konuşmasını bile istemiyordum.

"Ceylan gider misin?"

"Hayır."

"Bak biz aramızdaki durum-"

"Sizin aranızda bir şey olamaz tamam mı?" Bağırarak konuştuğum için biraz şaşırdı. Evet sinirliydim. Sesimi alçaltıp "Gidelim mi?" diye sorduğumda adam konuştu. "Bizim daha konuşacaklarımız bitmedi."

"Hayır bitti. Eğer bir kere daha karşıma çıkarsan seni öldürürüm anladın mı? Ceylan yürü gidelim." Mal gibi durup adama baktığım için beni sürükleyerek götürüyordu.

"Anlat kıvırcık."

"Şimd-"

"Evet şimdi anlatacaksın."

Gözünü devirip gördüğü banka oturdu. Bende yanına oturduğumda anlatmaya başladı.

"Adı Emre. Çocukluktan beri tanıyorum. Hatta ona aşığım sanıyordum. Aşık değildim. Bana verdiği değer gözümü boyamıştı. Bir sürü yanlış şey yaptı. Yalanlar söyledi. Salak gibi affettim. En son yaptığı şeyi istesem de affedemem. Aldattı. En yakın arkadaşımla aldattı."

Ne diyeceğimi bilmediğim için susuyordum. Onun gözleri dolduğunda sarıldım. "Zaten sevmiyormuşsun bunu da öğrenmiş oldun. Adamda zaten hayır yok. Valla siktir et. Kafaya takmaya bile değmez."

Hiçbir şey demiyordu. Ondan ayrılıp yüzüne baktım. Hâlâ gözleri doluydu. "Hadi ama onun için ağlayacak mısın? Aloo kime diyorum? Ağlarken resmini çekip her yerde paylaşırım. "Hidra'nın kardeşi ağlıyor" Bu haberi ne yapıyorlarsa yapsınlar."

Gülümsediğinde istemsiz bende gülümsedim. "Ha şöyle adam ol." Gözlerini kısarak baktığında sırıttım. "Şaka. Olmasan da olur." Susup önüme döndüm.

"Meri benim can sıkıntım geçti valla. Başka zaman buluşalım. Şimdi sen eve git kafanı topla. Eski haline dön."

Olumlu anlamda kafasını salladığında gülümseyip onunla vedalaştım. Sikilmesi gereken biri vardı. Telefonumu alıp Mehmet'i aradım. "Mehmet bana acilen Fatih'in sevgilisi olan Ece'nin numarasını bulman lazım."

Ece'nin anlatımı ile

Kapı çaldığında Fatih'e gözümü devirip kapıyı açmaya gittim. Yine klasik bir şekilde tartışmıştık ama ona niye trip attığımı hatırlamıyorum. Sırılsıklam olmuş bir şekilde karşımda Meryem duruyordu.

Fatih'in sesi ile ona döndüm. "Kızım bu ne hal? Sen salak mısın dışarıda ne işin var?"

"Böğürme be beyinsiz. Dışarı çıktıysam işim vardır değil mi?"

"Senin ne işin olabilir acaba?"

Olaya müdahale etmek için araya girdim. "Sana ne Fatih? Tek derdin onun ıslanması mı? Ben burda saatlerdir trip atıyorum tek kelime etmedin."

"Püü bir de böyle sevgili olacaksın. Yakıştı mı bu sana abi ha? Ece seni seviyodu lan."

Fatih bağırarak konuştuğunda gülmemeye çalıştım. "Lan hâlâ seviyor. Seviyon dimi lan? Bir şey yapmadım ben."

Elimi bilmem anlamında havaya kaldırdım. "Bilemicem şimdi abicim. Ben olsam çoktan seni bırakmıştım. Seninle mi uğraşacağım?"

Kolumu tutup sarstığında güldüm. "Ece bir şey söyle şuna. Ece konuş. Konuş kadın."

"Tamam hâlâ seviyorum sana şaka yapıyoruz tamam mı? Şimdi sen bana çikolata almaya git."

"Sonra giderim."

"Fatih özel günümdeyim. Ağlarım, çikolata istiyorum. Lütfeeeennn"

"Tamam gideyim o zaman. Lan sende istiyon mu salak?"

Meryem yalandan sırıtıp evet anlamında kafasını salladı. Fatih evden çıktığından Meryem'in kolundan tutup koltuğa oturttum.

"Eeee ne oldu?"

"Bir şey olmadı."

"Anlat."

Ağlıyormuş gibi yaptı ama yemezler. Sonunda inanmadığımı anladığında anlatmaya başladı.

O anlatıyordu ben ise ağzım açık dinliyordum. "Tuttu. Valla tuttu. Shipim tuttu lan. Nikah şahidiniz ben olcam. Ay çok heyecanlandım."

"Kızım saçmalama öyle bir şey yok."

"Nasıl bir şey var?"

Susup gözlerini kaçırdı. Ya yerim lan. "Neyse sonra daha detaylı konuşuruz. Sen git banyo falan yap iyice temizlen yoksa kafanı kırarım."

"Tamam gidiyorum."

O gittikten beş dakika sonra telefonum çaldı. Kim olduğunu bilmiyordum. Telefonu açıp konuştum.

"Efendim."

"Ece merhaba ben Ceylan. Sana çok önemli bir şey sormam lazım."

"Sor."

"Emre diye birini tanıyor musun?"

"Şerefsiz, anadan bağımsız orospu çocuğu."

"Evet işte o. Benim onu bulmam gerekiyor."

"Neden?"

"Iıı... öyle gerekiyor."

"Ay ship sen kıskandın mı? Doğru söyle ama."

"Belki."

"Oha. Oha. Oha. Valla ship."

"Ece konuşmamız lazım."

"Tamam konuşuruz. ***** yere gel."

"Peki."

Bir sonraki bölümde kavga var. Bu halde hiç negatif şeyler yazamam.

Seviliyorsunuz galp.

Yapamam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin