9. ZEHRİN PANZEHİRİ

642 73 18
                                    

Dolu Kadehi Ters Tut - Yapma N'olursun

 Keyifle okuyun. <3

9. ZEHRİN PANZEHİRİ

*Sen, başkasının yarım bıraktığı bir hayatı devam ettirebilir misin?*

Cümlem vardı, yarım kalmıştı. Nefeslerim kesilmiş, kırılmıştım. İkiye ayrılmış, parçalanmıştım. Ortaya atılan bir çöpten farksızdı cümlem. İki parçaydım, iki.

Bu iki parçanın birisi bana aitti. Ama diğeri... İşte onu bilmiyordum. Benim ruhumun, kalbimin yarısı yoktu. Kaybetmiştim. Yoktu. Onsuz nefes alınmıyordu ama olsun, yaşıyordum.

Her nefes, zehir ola ola yaşıyordum; ama yaşıyordum.

Buradaydım, bir enkazım. Kırılmış bir kızım, kadınım. İki parçayım, yarısı benimle, yarısı yok. O parçayı birisi kaçırdı. Yanımda değil. Nasıl emanet ettim, bilmiyorum. Ama ettim işte. Yarısı başkasında.

Tanıyordum; ama aynı zamanda tanımıyordum.

Biliyordum; ama aynı zamanda bilmiyordum.

Neredeyim ki ben?

Nefes alamıyorum, kuyudayım.

Neden şimdi böyle demişti ki? Gözde'nin bana mesaj attığını nereden biliyordu?

Bıktım senin bile isteğe salağa yatmandan. Yan yanalar belki?

Doğru.

Ya da, bilerek ve isteyerek; beni deniyorlardı.

Beni deniyor olabilirlerdi, hangimize güvenecek acaba, diye deniyorlardı belki.

Gözlerimi kıstım.

Sana ne?

|11.20|

Kısık sesli bir nefes verdim.

Bunu mu düşündün o kadar dakika?

|11.21|

Dudaklarımı dilimle gelişigüzel ıslattım.

Bundan da sana ne? İstediğim yere giderim ve gideceğim, bu da seni ilgilendirmez?

|11.23|

Gözlerimi kıstım. Evet gidecektim, ne yapabilirlerdi ki bana?

Gitme diyorum, gitme. Gitmemelisin.

|11.24|

Sinirle gözlerimi kıstım. Uzun tırnaklarımı vura vura mesaj yazmaya başladım.

Seni ilgilendirmiyor! Gideceğim, o kadar! Şimdi size EYVELLAH CELÂL BEY!

|11.26|

Telefonu sinirle şarja taktım. Uyumak istiyordum, uzun zaman sonra rahat rahat uyumak istiyordum.

Konuşmak, bağırmak, susmamak beni rahatlatmıştı. Bir nebze olsun rahatlamıştım. Evet, elle tutulur bir cevap vermemişti bana. Ama olsun, sormak, soruşturmak beni rahatlatmıştı.

Konuşmak, beni çok rahatlatmıştı.

Yatağın içinde büzüşüp gözlerimi yumdum.

İnsanı insan yapan kavramlar vardı. Sevdikleri ve sevmedikleri; bildikleri ve bilmedikleri. Bunlar bizi tam yapıyordu. Tam olmak, aslında her şey bunda ibretti.

Eğer kendini biliyorsan, neyi isteyip istemediğini; neyi bilip bilmediğini, bilirsen, gerçekten güzel bir sonuca ulaşabiliyorduk.

Bir yoldaydım, yolda canavarların ayak izleri vardı. Şeytanın fısıltısını kabuk bağlamış yaralarımda hissediyordum. Meleklerin çığlıkları her yeri sarmıştı. Karşı karşıya gelen iki âşık vardı. Küsen kalpler değil, ruhlardı. Kaçan bedenler değil, kalplerdi. Bir piyona melodisi ırak sokaklarda çınlamaya başladı. Meleklerin sesleri kısılmış, fısıltı halini almıştı. Üşüyen bedenim Meleklerin kollarındaydı. Melekler bana merhamet etmişti. Kolları buz gibiydi ama buna ihtiyacım vardı. Sarmalanmaya ihtiyacım vardı.

DÖVÜŞ OYUNU | MÂHÎ BİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin