Bölüm 1

890 35 44
                                    

Güneşin iç ısıtıcı ışıkları çekilmiş, herkes uykuya dalmıştı; en azından o, öyle olduğunu düşünüyordu. Bahçedeki salıncakta oturan genç adam arkasından gelen adımlarla hemen ayağa kalktı ve referans yaptı.

"Majesteleri"

"Tanrı aşkına Kai bana şöyle hitap etmekten ne zaman vazgeçeceksin!"

"Elbette majesteleri tahttan indiği zaman"

Genç kız gözlerini devirip elindeki sıcak çikolata fincanlarından birini genç adama uzattıktan sonra onun kalktığı salıncağa oturup kendi çikolatasını içmeye başladı. Genç adam kızın yanına oturduğunda kafasını kaldırıp yıldızlara bakmaya başladı.

"Odan rahat değil miydi? Neden bu saatte ayaktasın?"

"Majesteleri siz de uyumamışsınız"

"Bir kez daha bana majesteleri dersen senin o kafanı bedeninden koparırım lanet olsasıca kuş!"

Kızın yumruğunu havaya kaldırıp dişlerini sıkarak kurduğu cümle Kai'nin kahkaha atmasına neden olmuştu.

"Noona bu taht sana hiç yaramadı biliyorsun değil mi daha sinirli biri oldun"

"Sen de gıcıklığından hiçbir şey kaybetmiyorsun maşallah! Bilerek damarıma basıyorsun değil mi?"

Genç adam bardağı dudaklarının önünde tutarak bakışlarını yukarı kaldırıp "Hımm" diye düşündüğünü seslice belli ettikten sonra kafasını onaylayarak salladı. Genç kız çocuğun bu umursamaz tavrı karşısında dayanamayıp kafasına vururken "Noonaymış ne noonası benden 400 sene daha büyüksün sen!" diye kızdı.

"Bir kere biz 20 yaşımızdan sonra bin yılda bir yaş atlıyoruz daha 21 bile olmadım sense çoktan 24'üne yaklaştın değil mi? Vay canına tahta geçeli çoktan 4 yıl oldu demek. İlk uyandığında Sam yüzünden karşılaşmıştık"

"Teknik olarak 2 yıl" diye düzeltti çocuğu genç kız ve "Nike sana 400 sene katlandığı için aziz ilan edilmeli" diye sözlerini tamamladı. Genç adam gülümsemesine devam ederek içeceğini yudumlamlarken derin bir iç çekti.

"Bu büyük bir savaşa neden olabilir değil mi?"

"Düşünceleri o yönde."

"O zaman hepsini halledebilseydik..."

"Bu sizinle alakalı değil artık. Sam'i yenerek büyük bir yıkımı önlemiştiniz zaten. Nike o zaman bu işi sana bıraktığında açıkçası kızmıştım ona. Normalde sana yardıma hazırdık ama kendimizi tanıtıp bu işi halletmen gerektiğini kaderinin bu olduğunu söyleyip kesip attık. Nike'ın ne yaptığını bile anlamamıştım ama şimdi nedenini anlayabiliyorum"

"Tembellik yapmak istediği için değil mi?" Yan gözlerle ve yargılayan bakışlarla genç adama bakıp devam etti.

"Ah tanrım o zaman böyle biri olduğunu bilseydim canına okurdum onun! Bir de beni ayağına çağırmıştı. Daha pegasusum doğru düzgün uçamıyordu bile! Üstelik ondan daha üst rütbeye sahipmişim. Resmen hafıza kaybımı kullandı."


Kız yine aynı şekilde yumruğunu yukarı kaldırdığında Kai geceyi inleten bir kahkaha koyuvermişti. Alexandra ilk uyandığında bir yıldız takımında araştırma yapıyorlardı ve Angatonların dünyayı mahvetme planlarını öğrenmişlerdi. Nike ikisini aynı anda yapamayacaklarını düşündüğü için toy peri kraliçenin hafıza kaybından resmen yararlanmıştı. Gerçi o zamanlar ona yardım etmek için iki kişiyi vermeye hazırdı bunlardan biri Kai'ydi ama onunla tanıştıktan sonra bir anda fikrini değiştirip halledebileceğini söylemişti.

Black RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin