Kai gözlerini kapatıp gerçekten evi gibi hissettiği kızın sıcaklığını içine çekerken gözlerinin önünden anıları akıyor, buradan ayrıldığı o gün verdiği söz gelip gözlerinin önünde duruyordu. Daha kim olduğunu bilmediği o gün de yine bu odada ona sarılan küçük kız çocuğu ağlayarak "Gitme vaktin geldi Kai. Gitmek zorundasın. Arkana bile bakmadan gitmeli ve bir daha geri gelmemelisin. Söz ver bana." demişti. Ne olduğunu anlamayan Kai böyle bir zamanda Miliana'nın onunla böyle konuşmasını anlamamış ama "Söz ver bana" diye yalvarışlarına "Buradan gitmek için mi sana söz vereceğim? Miliana delirdin mi sen? Hiçbir yere gitmeyeceğim." diye cevap vermişti. Kız ona sıkıca sarılırken "Söz ver dedim sana. Senin için açtığım yoldan çıkacaksın ve geri dönmeyeceksin. Hayatta kalacaksın ve burayı unutacaksın" diye yalvardığında sonuçlarının ne olduğunu bilmeyen çocuk asla hayır diyemediği kıza söz vermişti ve ona bakıp gülümseyen kız "Bir daha seni hiç görmeyeceğim ama hayatta olacaksın" diyerek onu uğurlamıştı. Kai o zamanlar Miliana'nın kötü bir kabus gördüğünü düşünüyordu ama bir anda açılan o geçitten geçip yıllardır evi bildiği yerden uzaklaşmak zorunda kaldıktan sonra olanları öğrenip de delirecek gibi hissettiğinde, ne demek istediğini anlamıştı kızın. O zaman birbirlerini bir daha görmeme sözü verirken düşman taraflarda olacaklarını bilmeyen Kai şimdi yıllar önce ayrıldığı o odada tekrar buluştuklarında 400 yıl hiç geçmemiş gibi hissediyordu. Hala o 15 yaşındaki çocuklar gibi birbirlerine anlamsız sözler verip tutmayan iki çocuk olduklarını hayal ediyordu. Nike'ın sesiyle rüyadan uyanan genç adam kafasını kaldırıp şaşkınlıka onu izleyenleri görünce geri çekilmişti.
"Miliana derken Prenses Miliana'dan bahsediyor olamazsın değil mi Kai? Aranha'nın büyük kızı, seneler önce Baekhyun'un kulağını koparan ve canımıza okuyan Prenses Miliana'dan bahsediyor olamazsın değil mi?"
Miliana araya girmiş olmasından huzursuz olarak Nike'a dönüp "Aslına bakarsan Baekhyun senin önüne geçmeseydi ona dokunmayı düşünmüyordum" dedi. Nike gözlerini kocaman açıp "Yani o küçük baş belasısın!" diye haykırdığında kız omuzlarını silkip umursamaz bir tavır takınırken Nike düşüncelerini toplamaya çalışıyordu. Seneler önce bu ülkeye geldiklerinde beklemedikleri bir manzara ile karşılaşıp zor zamanlar yaşadıkları yetmiyormuş gibi o zamanlar daha küçük olan kardeşi yerine varis olan o küçük prensesi unutması mümkün değildi. Şimdi bakınca annesinin kopyası olan kızın huyunu babasından aldığını düşünüyordu. Kai'nin hakkında konuşmak istemediği tek kişi Miliana iken Nike bu tezinin doğru olduğunu düşünürdü ama şimdi yanındaki adamın 400 yıldır ondan sakladığı sırrını keşfetmişti.
"O baş belası olmasaydı bu ülkeden çıkmanız mucize olurdu. O geçidin sizin büyük şansınızla açıldığını, Kai'nin bir anda uykuya dalışının da yorgunluktan olduğunu düşünmüyordun değil mi?"
Nike gözlerini suçlarcasına Kai'ye çevirip "En azından bunu söyleyemez miydin?!" diye bağırdı. William önündeki manzaradan oldukça eğlense de Jong Hyun'un "Will neler oluyor orada? Her şey yolunda mı?" demesi ile kendine gelmiş "Yolunda yolunda hala tek parça halindeyiz. Hyung ablama bir sorsana getireceğim gelin adayı Aranha'nın kızı olsa da beni öldürür mü?" diye sorduğunda tüm başlar genç adama dönmüştü. Jong Hyun'un küfür dolu sesini dinlerken Kai'nin öldürücü bakışlarına da esir olan Will "Uzun bir zamandır görüşmediğinizi biliyorum ama zindanlara gitmemiz gerektiğini hatırlıyorsunuz değil mi? Bu arada ben William, Peri Kraliçe'nin kardeşiyim aynı zamdan ordunun ikinci komutanıyım. Seninle tanıştığıma çok memnun oldum Miliana. Böyle güzel bir prensesi olduğunu bilseydim daha çok gelirdim elfler ülkesine" diye kızın elini öpüp kibarca referans yaptığında buz gibi gözlerle onu izleyen kız kafasını çevirip "Periler için buradasın değil mi?" diye sordu Kai'ye. William ilk kez bir kız tarafından bu tepkiyi gördüğü için bozulmuş olsa da en azından asıl konuya geldikleri için mutlu olmuştu. Kai kafasını sallarken derin bir nefes alan genç kız "Babam orada seni bekliyor Kai. Zindanlara inemezsin. Size açacağım geçidi kullanıp gidin buradan. Söz veriyorum yardım edeceğim onların kaçmasına. Burada olamazsın" dedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Rose
FantasiaNike ve Stymphalialar bir önceki savaşlarından sonra dinlenemeden yeni bir göreve atılıyor. Düşmanları farklı, müttefikleri farklı ama amaçları aynı. Evrenin düzenini sağlamak için geçmişten gelen bir düşmanla yüzleşen Nike ve dört Stymphalia hız ke...