Bölüm 3

168 24 19
                                        

Nike arkasına dönüp "Olmaz" diye ilerlerken Kai hızla kızın önüne geçip "Gelmiyorum dedim Nike!" diye bağırdı. Nike çocuğunu kolunu tutan elini ittirip "Ben de olmaz dedim Kai" dedi. Kai bir kez daha Nike'ın önüne geçtiğinde bu sefer yüzündeki soğuk maskesi inmiş korkulu gözlerinden birer damla yaş düşmüştü.

"Anlamıyorsun. Nike gelemem"

"Kendine gel. Etrafta bir sürü yabancı var. Küçük bir çocuk gibi ağlamanın ne yeri ne zamanı. Düşündükleri şeyi yaparlarsa nasıl büyük bir felaket olacağının farkında değil misin?!"

"Sen burnunun ucundaki felaketi göremiyor musun?"

"Orayı hepimizden daha iyi biliyosun Kai! Arkadaşlarına olağanüstü bir destek sağlayabilirsin ama sırf kişisel gerekçelerin yüzünden onları yarı yolda mı bırakacaksın!"

Kai'nin birer damla düşen gözyaşları sağnağa dönüşüyordu. Nike'ın iki kolunu tutup yalvarırken Baekhyun araya girip "Bence de Kai'nin eve dönmesi daha iyi. Aklımız hep Linna ve Lay'de zaten. Onların yanına giderse aklımız daha rahat olur ve..." diye açıklama yapmaya başladı ama Nike elini havaya kaldırıp "Kai geliyor! Bir daha bu konu açılmayacak! Gidip diğer perilerle hazırlıkları tamamlayın. Bu kadar eve dönmek istiyorsa Kai hızlı bir şekilde hazırlanıp bu operasyonu çabucak bitirmek zorunda! Yeterince anlaşılır mı?" diye sorduktan sonra kimseden ses çıkmayınca "Güzel" diyerek odasına çekildi. Nike'ın onu dinlemeden gittiğini gören Kai de sinirle göz yaşlarını kol yenine silip odasına girmiş kapısını da kilitlemişti. Arkada kalan üç kişi ne yapacaklarını bilmeden bir süre beklediklerinde hiçbiri hareket edemiyordu. Nike'ın inadının tuttuğunu biliyorlardı ama onlar da Kai'ye bunu yaptırmak istemiyorlardı. Arkalarından gelen küçük ve hızlı adımları bile fark etmemiş daha sonra bir kız sesi ile irkilerek arkaların dönmüşlerdi.


Ads by AdBlocker MangerAd Options



"Bir sorun mu var?"

"Ah hayır. Neden sordun?"

Sehun kıza boş bakışlarla bakıp bunu sorduğunda kız gözlerini kocaman açıp koridoru göstererek "Sık sık koridorların ortasında hiçbir şey yapmadan durup böyle boş boş bakıyor musunuz yani?" diye sorduğunda üçü de kıza cevap verememişlerdi. Sehun kıza dikkatle baktığında daha önce toplantıya dalan kız olduğunu fark edip kendini gülümsemeye zorlamıştı. Küçük olmasına rağmen oldukça hazır cevap biriydi ve ne derse inandırabilirdi emin değildi ama küçük kız gülümseyerek "Neyse son zamanlarda burada çok fazla ilginç tip gördüm. Ablam Nike ile görüşmek istiyor kendisine iletir misiniz? Benim halletmem gereken işler var. Bu arada Jong Hyun oppa strateji konusunda en iyi olanınızın toplantıya katılmasını istiyor. Haberleşme biriminde olacağız kim geliyor?" diye bir solukta konuşmuştu. Baekhyun, kız konuşmaya devam ederken "Kaç yaşındasın?" diye sorduğunda sonunda nefes almadan konuşan kız "11" demişti. Baekhyun küçüklüğüne rağmen bir yetişkin gibi davranan çocuğun omuzlarını iki eliyle tutup gülerek "Evet, kesinlikle biz daha normaliz" diye güldükten sonra "Hadi bakalım ufaklık bana şu haberleşme birimini göster." diye çocuğu ittirmeye başlamıştı. Onlar uzaklaşırken Sehun Kai'nin odasına kaçamak bakışlar atarken Luhan'ın "İkisinin de nasıl inatçı keçiler olduğunu unuttun mu Sehun~ie? Git Nike'a haber ver hadi ben de diğer çetin cevizle uğraşayım biraz." diyen sesini duymuş onun göz kırpmasına derin bir iç çekerek karşılık vermişti. Nike'ın odasının önünde gidip kapısını çalsa da içeriden ses gelmemişti. Sehun "Çocuk gibisiniz" dedikten sonra kapının önünde "Nike, Alex seninle görüşmek istiyormuş." diye bağırdı. Birkaç dakika sonra kapıyı açan kız onunla konuşmadan Alex ile görüşmeye gittiğinde Sehun arkadan yumruğunu kaldırıp dişlerini sıkarak hırlamıştı. Arkasını gönüp Luhan'ın hala kapının önünde yalvardığını gören genç adam hızla gidip abisinin kolunu tutmuş sonra da içeridekine sesini duyurmak için biraz yüksek tonda "Bırak Luhan ya ne hali varsa görsün. Bize ihtiyacı olsa kendini odaya kilitler mi? Konuşmak istemiyorsa bizde gidip güzel peri kızlarıyla sohbet ederiz. Onlar bizimle konuşmamak için kapıların ardına saklanmıyor en azından!" dedi. Luhan, Sehun'a alttan bakıp "Ne yapıyorsun?" diye fısıldarken Sehun omuz silkip "Hem perilerin ne kadar güzel olduğunu görmedin mi sen?" diye sanki karşısında Kai varmış da ona dikleniyormuş gibi kapıya doğru yürüyüp omzunun üstünde konuşmaya devam etti. Luhan çocuk gibi davranan Sehun'u ensesinden yakalayıp odanın önünden uzaklaşırken "Ne yapıyorsun sen ufaklık?" diye tıslamıştı.

Black RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin