1

2.8K 60 78
                                    

Bir prens prenses hikayesi değil, yılların hasreti kalplerine ilmek ilmek işlenmiş iki ruhun hikayesi.

Siz siz olun kimseye sizi düşünme hakkı vermeyin .Çünkü düşündükleri tek şey yine kendileri olacaktır. Kendiniz yapın seçimlerinizi her halükarda ceremesini siz çekmeyecek misiniz nasılsa.

Daha önce hiç kendinizi yahut sevdiklerinizi tabiri caizse tiksindiğiniz bir durumun içine soktunuz mu? Benim hayatım sanırım bu duygudan ibaret. Hatta direk duygunun karşılığı bile denebilir. Ne kadar çabalarsam çabalayayım akıntıya ters yüzen bir balık gibi istediğimin tam aksine savruldum hep. Bir insanın hep mi hevesi kursağında kalır?

Başlama tarihinizi alsam buraya?

Yüzümde dolaşan minik parmaklar beni uykumdan etmişti. Yani pek de rahatsız olduğum söylenemez bu durumdan.

" Annee"

"Annee"

"Annee!"

" Numara mı yapıyorsun yoksa bana?"

" Oyun mu oynayacağız?"

" Yoksaaa öpücük mü istiyorsun?"

Tek gözümü açıp hızla kollarımın arasına aldığım meleğimi yatağa yatırdım.

" Tabi ki öpücük istiyorum. Yok mu anneye bir öpücük?"

" Ama şey"

" Ney?"

" Gıdıklamak yok. Yoksa bir daha öpmem seni."

" Hmm peki" deyip yanağımı uzattığımda sıkıca bir öpücük kondurdu.

" Şimdi gelelim şu konuya ,sen anneye şantaj yapıyorsun ha?" Deyip gıdıklamaya başladım.

" Anne hayır!"

" Yine ne oluyor bakayım burada?"

" Ya baba, annem sözünü tutmuyor gıdıklamak yok demiştik."

" Demek benim kızıma verdiğin sözü tutmadın ha? Seni hain kadın!" Bir anda yanıma çöktü ve belime sarıldı.

" Ne ceza verelim anneye kızım? Gıdıklayalım mı?"

" Annem gıdıklanmaz ki baba sen de hiç bir şey bilmiyorsun."

"E ne yapayım o zaman ısırayım?" deyip dişlerini omzuma hafifçe geçirdi.  Kafasına aynı hafiflikte bir darbe aldığında geri çekilmek zorunda kaldı.

" Bak dayak yedik bir de senin yüzünden sabah sabah."

Minik, pembe dudaklarındaki gülümsemeyi saklamak istercesine ellerini ağzına kapattı.

" Hilal yüzünü yıkadın mı sen?"

" Şey ben de zaten yıkamaya gidiyordum." deyip hızla yataktan indi ve lavaboya doğru minik adımlarıyla koşmaya başladı.

"Hakan bey erkencisiniz bu gün?"

"Gürhan geliyor bugün birlikte bir kahvaltı edelim dedi."

" E eve çağırsaydın hazırlardım bir şeyler."

" Senin yanında rahat konuşamaz belki dedim."

" Hala bozuk mu araları Meral'le?"

Sıkıntılı bir nefes verip başıyla onayladı.

" Ne olacak böyle hiç bilmiyorum araları."

" Umarım düzelir."

" Umarım" deyip yarım bir sırıtış takındı yüzüne.

Çok Mu Geç? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin