15

848 40 71
                                    

Aniden boynumdaki saç yığınının kenara çekilmesi ve tenimi okşayan sıcak nefesiyle açtım gözlerimi güne. Çok uzun bir süre mutluyum diye kendimi avuttuğumu o an fark ettim. Bu bambaşka bir şeydi. Biriyle mutlu olmak yalnızca yanında gülümsemekten ibaret değil de içinin içine sığmıyor oluşu kalbinin ritmini dindiremiyor oluşundu. Yani en azından ben böyle tanımlayabilirdim.

Bir süre gözlerim kapalı beni uyandırmamak için çaba sarf eden adamın hareketlerini algılamaya çalıştım. Bir eliyle elimi sıkı sıkı tutarken diğeriyle saçlarımın uçlarıyla oynuyordu. Son olarak sırtıma değen dudaklarıyla artık uyanmam gerektiğini fark ettim. Elini bırakıp ona döndüm.

"Günaydın"

"Ben uyandırdım değil mi?"

"Evet"  deyip yanağına bir öpücük kondurduğumda yattığı yerden hafifçe doğrulup perçemlerimi gözümün önünden çekip o hasret kaldığım gülümsemesini takındı. Baş parmağıyla yanağımı okşayıp gözlerini yüzümde gezdirdi.

Tabi bu anların hep bir olmaza olmazı vardır, bir telefon sesi.

"Baran"

"Efendim"

"Telefonun çalıyor"

Omuz silkti "Çalsın"

Yerde ısrarla çalan telefona uzandım.

"Hissetmiş olduğuna bahse girelim mi?" deyip telefonun ekranını gözünün önünde salladım.

Gülüp alnıma bir öpücük kondurdu ve telefonu elimden alıp aramayı cevapladı.

"Efendim anne?"

Bir yandan muhtemelen koltukta yattığı için tutulan sırtını esnetirken bir yandan annesini dinliyordu. Ben de ayaklanıp saçımı topladım ve lavaboda yüzümü yıkadım.

"Tamam ben açarım birazdan dükkanı telaşa vermeyin hemen ortalığı, hı hı anne hadi görüşürüz." telefonu bir anda kapatmasından anladığım kadarıyla nerede olduğunun hesabını soracaktı Safiye teyze.

"Sorgu vakti?"

Elini saçlarında dolaştırıp başıyla onayladı.

"Ben dükkana gitsem iyi olacak."

"Baran."

"Efendim meleğim?"

Gülümsediğimde o da aynı tepkiyi verdi ne kadar affetse de aramızda bir soğukluk olacağını düşünmüştüm. E bu da  bir nevi benim aptallığım sayılabilirdi sanırım.

"Akşam kaçta kapatacaksın dükkanı?"

"Belli olmaz, niye sordun?"

"Umay'la yemeğe gelsenize diyecektim."

"Demek ki sen aradığında kapanıyormuş dükkan."

Resmen gülümsemelere doyamıyordum sabah sabah.

"İyi o zaman, konuşuruz."

"Konuşuruz." Deyip dış kapıya doğru yöneldi. Ardından bir anlığına duraksayıp bana döndü.

"Evinden çıkmam fazlasıyla ,ultra bir magazin yaratacak. Camdan mı atlasam?"

"Biliyor musun Baran, bu umurumda değil. İstersen komşulara selam vere vere de yürüyebilirsin kim ne demiş? Ne düşünmüş? Gerçekten bundan sonra uğraşmak istemiyorum. İsteyen istediğini yapabilir. Annemler ve annen de dahil."

"Netsin?"

"Sonuna kadar." Deyip burnumu burnuna değdirdim.

"Hanımefendi biraz fazla mı y-"

Çok Mu Geç? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin