17

726 44 44
                                    

Bir yandan kıyafet katlarken bir yandan da Dilek'in vereceği tepkiyi bekledim.

"Eylül sen bakma Hilal'le. Çocuk o unutur elbet. Baran'ı sevmezdim ama sırf Hakan'la aranda bir engel olarak gördüğüm için. Asıl engelin kralı Hakan'mış da her neyse. Bence eğer gerçekten Baran'la bir yuva kurabileceğine inanıyorsan hiç durma derim. Hem Hilal ve Umay'da bir aile içinde büyümüş olacaklar bu sayede."

"Tabi öyle ama ben ilerde Hilal böyle bir çocukluk geçirmiş olmasını istemiyorum. İnsanlar döner geçmişlerine özlem duyarlar ben iyi ki büyüdüm bile diyorum ve aynı şeyi Hilal'e yaşatmak istemiyorum."

"Biliyorum Hilal senin kıymetlin tabi ki en ince ayrıntısına kadar düşüneceksin ama o dünyadaki anne babası başkalarıyla evlenen tek çocuk değil ki. Kısacası fazla düşünüyorsun."

"Öyle mi dersin?"

"Yaa öyle derim Hilal'i düşündüğün kadar Umay'ı da hatta belki bir başka miniği de düşündüğün günleri bir hayal et."

"Bir başka minik?"

"Hıh, siz ikiniz evleneceksiniz ve çocuk sahibi olmayacaksınız he? Güldürme Eylül."

"Çocuklarımız var zaten Dilek."

"Bir tane de ortak olsun işte Allah Allah konuşturuyorsun beni."

"Konuşma dilek, sen sus Dilek."

"Hı siz bir evlenin de o zaman görürüm ben sizi."

"Susacak mısın artık?"

"Ay tamam sustum."

Deyip ayaklandı.

"Nereye?"

"Oğuz'la buluşacağız bu gün".

"Nerede?"

"Bunların bir tane çay bahçesi mi ne varmış orada."

"Ooo desene sen aileyle tanışacaksın."

"Yo bana öyle bir şey demedi kuzeninin bahçesiymiş."

"E tamam işte belki tamamen tesadüfen Oğuz'un annesinin de yolu düşer oralara?"

"Şaka yapıyorsun?"

"Yapmıyorum, sen bu mahallenin kadınlarını hafife alıyorsun Dilek. Ayağını denk al."

"Ay dur kalp krizleri geliyor bana. Bir bahane bulsam da gitmesem mi acaba?"

"Saçmalama be."

"Kızım gerildim gerildim."

"Kaynanan insan yemiyor merak etme."

"Seninki de yemiyor ama beter ediyor." Deyip Safiye teyzeyi işaret etti.

"Git hadi git."

"Neyse , görüşürüz bebeğim."

Yanağıma bir öpücük kondurup ayaklandı. Kapıya kadar eşlik edip ayakkabılarını giyinmesini bekledim.

"Akşam geleyim mi başka planların yoksa?"

Deyip kaşlarıyla karşı bahçede Umay'la muhtemelen işe gideceğinden vedalaşan Baran'ı işaret etti.

"Yok yok, gel sen."

"İyi bakalım, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Anahtarımı alıp kapıyı kapattım ve bahçe kapısına doğru yürüyüp duvara yaslandım.

Baran kucağındaki Umay'ın yanağına sıkı sıkı bir öpücük kondurup yanıma doğru yürümeye başladı.

Çok Mu Geç? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin