13 Geçmiş- 3

603 26 55
                                    

maNga- Cevapsız Sorular

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, iyi okumalar dilerim.


Hakan son bavulu da arabanın bagajına yerleştirdiğinde ablama ve  Burak abime sarılıp Yüsra'yı kucağıma aldım.

"Kız ağlatacaksın artık yürü git sıpa, sanki dönmemek üzere gidiyor." deyip  zaten ağlamıyormuş gibi göz yaşlarını sildi ablam.

"Hadi gel babacığım." deyip kucağımdaki Yüsra 'yı aldı Burak abim.

"Teyze nereye?" dedi babasına dönüp. Bu minik kız tam konuşmayı sökmeye başlamışken buradan ayrılmak zorunda olmak çok saçmaydı. 

Annem yaşlı gözlerle bana sıkıca sarıldığında yaptığım tek şey sırtını sıvazlamaktı. O kadar içimden gelmiyordu ki göz yaşlarının samimiyetine inanmak. İçten içe mutlu olduğunu iyi biliyordum. Normalde okul başlayacağı zaman gitmem gereken şehre bir ay önce gidiyordum.  Neden mi? Çünkü Baran izne gelecekti. Aksi taktirde yıllardır yalvardığımız annem gönderir miydi?

Babam Hakan'la minik bir konuşma yapıp bana döndü ve elini uzattı. Elini öpüp arabaya bindim. Sarılmak mı? Asla onun tarzı değil.

Yola koyulduğumuzda sessizlikten sıkılmış olacak ki Dilek radyoya uzanıp coşkulu bir şarkı açtı.

"Ne bu ruhsuzluk kızım yıllardır hayalini kurduğumuz şeyi gerçekleştiriyoruz burada."

"Dün gece Yüsra ile uğraştım da yorgunum biraz."

"Yolumuz uzun ,kestir biraz istersen." deyip minik bir yastık uzattı Hakan.

"Teşekkür ederim" deyip cama doğru yasladım başımı.

Yaklaşık altı yedi saat süren yolculuğun yarısını uyuyarak yarısını Dilek'in müthiş enerjisine yetişmeye çalışarak geçirdim. Ve sonunda gelmiştik. Bagajdaki çantalarıma uzanacakken Hakan tarafından durduruldum.

"Ben getiririm sen gir eve."

"Gerek yok."

"Bırak taşısın ya işi ne?"

Dilek koluma girip beni içeriye çekiştirdi.

"Anne biz geldiik!"

"Hoş geldiniz güzel kızlarım." ikimizi de öpüp oturttu.

"Bir şeyler hazırlayayım mı? Aç mısınız?"

"Yolda ara verdiğimizde tıka basa yediğimiz için hiç birimiz aç değiliz."

"Kendi adına konuş." deyip yanıma oturdu Hakan.

"Eylül, annem kesin börek falan yapmıştır. Fatma hanımın efsane börekleriyle tanışmanın vakti geldi bence."

"Yolda midemi ağzına kadar doldurmasam olabilirdi belki."

"Çok şey kaçırıyorsun yazık." deyip arkasına yaslandı.

Gözlerimi tekrar Fatma abla'ya çevirdiğimde Dilek'le birbirlerine sessizce bakıp gülümsediklerine şahit oldum kısa bir süre.

"Biz şu çantaları açsak iyi olacak."

"Durun durun ben bir şey söyleyeceğim size."

"Ne diyeceksin yine oğlum bir rahat bırakmadın kızları."

"Anne diyorum ki benim yukardaki evde kalsın kızlar hem daha rahat olurlar."

"Ne? Ya sen ikizlerin bir tanesi dünyanın en yakışıklı insanı seni yerim." Dilek bir anda boynuna atladı.

Çok Mu Geç? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin