2

1.7K 59 173
                                    

Nefes dahi alabildiğimden emin değildim. Siyah arabayı durdurduğu kaldırımdan yan koltuğa bir kadın bindi ve kapıyı kapatır kapatmaz Hakan'ın dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu. Gözlerim yavaşça dolarken sonunda biraz da olsa düşünme kabiliyetim yerine gelmeye başlamıştı. Çantamın içinden telefonumu çıkarıp ellerim titreye titreye açtım rehberi.

"Allah'ım ne olur kabus olsun!"

Yavaşça kulağıma götürdüm. Telefonu çalmaya başladığında tam Hakan uzanacakken kadın ondan önce davranıp telefonu ondan uzaklaştırdı. Hakan telefona uzanmaya çalışmadan derin bir nefes alıp ellerini direksiyona koydu ve güldü.

Evet, güldü.

Telefon bir süre sonra kapandı anında kendimi toparlayarak kameraya çekmeye başladım. Kadın telefonu arka koltuğa bırakıp omzuna doğru sarıldı ve cebinden bir kutu çıkardı. Kol düğmesine benzer bir şeydi. Hakan kutuya bakıp gülümsedi ve tekrar bir öpücük kondurup biraz beklemesi için işaret verdi. Arka koltuğa uzanarak telefonu eline aldı.

Hakan❤ Arıyor...

" A-alo?"

"Güzelim beni aramışsın Gürhan söyledi şimdi lavaboya gitmiştim telefon masada kalmış."

"Neredesin?"

"Dedim ya Gürhan'la kahvaltıya geldim."

"Şey diyecektim akşam geç kalma olur mu?"

"Merak etme hiç öyle bir planım yok .Sen iyi misin sesin bir tuhaf geliyor?"

"İyiyim"

"Pekala kapatıyorum ben o zaman, Gürhan'ın da selamı var."

"Hı hı" telefonu bir anda kapattım. Hala oracıkta dikiliyordum. Onlar ise keyifle yolculuklarına başladılar. Çektiğim videoya tekrar baktım gözümden akan yaşlara engel olamadığım gibi bir de ellerim ayaklarım boşalmıştı. Dengem kayboldu bir anda.

"Eylül iyi misin?" Dilek yüzüme dehşetle bakarak beni banka oturttu.

"Evet, evet iyiyim bir anda başım döndü sadece"

"Bak emin misin hazır hastanenin önündeyiz bir girelim."

Gülümsedim. En iyi yaptığım şeyi yapıp hiç bir şey olmamış gibi gülümsedim.

"Evet hamilelikte biliyorsun normal bunlar."

"İyi eve gidelim de dinlen bari."

"Sen git eve ben Hilal'i biraz parkta oynatayım."

"Olur mu öyle şey biraz önce düşüyordun hayatta bırakmam valla."

"Dilek! Lütfen bana hasta muamelesi yapmayı kes!"

Etrafımızdaki insanlar bir anda bize bakınca anlamıştım ,sesim düşündüğümden çok daha fazla yüksek çıkmıştı.

"Ben özür dilerim bağırmak istememiştim."

"Yok önemli değil ama cidden bir sorun olmadığına emin misin?"

Molaya çıkan doktorlardan birisi konuşmamıza kulak misafiri olmuş olacak ki;

"Hormon bozukluğundan kaynaklanıyordur fazla takıntı etmeyin."

"Bak gördün mü dedim sana."

"Peki madem gidiyorum ben" Başımla onaylayıp gülümsedim. Hilal'i öpüp arabasına doğru ilerleyerek gözden kayboldu.

"Anne parka gitmeyelim."

"Nereye gidelim?"

"Hani bir keresinde babam bizi pikniğe götürmüştü ya bir sürü tavşan vardı. Oraya gidelim nolur nolur noluurr"

Çok Mu Geç? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin