"RÜYA"

175 26 12
                                    

Gecenin zifiri karanlığında Ankara'nın hiç bilmediğim bir yerinde, hiç tanımadığım bir adamın eli elimde etrafa aldırmadan,  sebebini bilmeden koşuyordum. Daracık sokaklarda o önde ben ise arkada koşuyorduk. Bir apartmanın önünde durduğumuzda bir süre apartmana baktık ve içine girdik. Apartmanın içinde yanımızda bir de kadın vardı. Eli elimden çekildiğinde kadın onu tanıyormuş gibi sesiyle hitap etti.  "Hoş geldin Asaf " dedi. Ben daha hiçbir şeyi idrak edemezken Asaf  kova görünümlü merdivenlerden tek bir hamleyle çıktı. Onun ardından bende çıkmak istedim ama boş kovaya ayağımı bastığım anda yere devrildi. Yanımdaki kadın kovanın dengelenmesi için içine biraz su koydu. Ayağımı tekrar bastığımda kova tekrardan devrildi. Ama bu sefer içindeki suyla beraber devrildi. Defalarca denedim ama bir türlü olmadı. Bende en sonunda pes ettim ve oradan ayrıldım. Bir cafe'de arkadaşlarımla beraber oturuyordum. Arkadaşlarım Asaf'ı daha önceden tanıyor olacaklar ki onlara; "O da benimle geliyor diğ mi? Beni yalnız bırakmayacak orada" dedim. Onlarda bana cevap vererek "Evet tabiki de yalnız bırakmayacak seni" dediler.  Oturduğum masadan kafamı kaldırıp tam çaprazımızdaki masaya gözüm çarptığında onu gördüm. Yani Asaf'ı. Aynı şekilde onunda yanında bir kaç kişi vardı. Ama o onlarla konuşmuyor sadece beni izliyordu. Yüzü uzaktan bile o kadar hoş görünüyordu ki... Yüz hatları oldukça keskin; zeytin kadar kapkara gözlere sahip,  kirpikleri ise oldukça uzun,  elmacık kemikleri hafif çıkık,  dudakları ise bordaya çalan rengi yüzünde çok ayrı bir hava katıyordu. Gözlerimi ayırmadan ne kadar süre ona baktığımı bilmiyordum ki başımda birden bir adam dikildiğini fark ettim.  Adamla göz göze geldiğimizde "Almira Şanlı siz misiniz? " dedi.  "Evet benim" dediğimde adam elinde duran büyük ve uzun kutuyu bir de küçük bir poşet  bıraktı önümdeki masanın üstüne. Ne kutu da ne de poşette hiçbir şey yazmıyordu. Ayağa kalkarak meraklı bir şekilde ilk olarak kutuyu açmak istedim. Kutunun dışındaki ambalajı açtığımda çok şaşırmıştım. Çünkü kutunun içinde bir elbise vardı. Yanımda da masadaki kız arkadaşlarımdan biri vardı. Kutudan elbiseyi çıkardım ve üzerime doğru tuttum. Elbise o kadar güzeldi ki benim zevkimi bilen bir insanın aldığı çok belli oluyordu. Siyah ,ince askılı, sol tarafında yırtmacı bulunan ,göğüs detayında beşgen şekli bulunan ve bel bölgesinde çok zarif görünen kırık beyaz renginde 2 tane şerit vardı. Ben elbiseyle ilgilenirken yanımdaki arkadaşımda poşetteki kutuyu çıkarttığını gördüm. Elbiseyi geri kutusuna bıraktım ve arkadaşımın elindeki kutuyu elime aldım. Kutunun içinden bir ayakkabı çıkmıştı. Ayakkabı bir profesyonelin elinden çıktığı belli oluyordu. İnce bantlı,  topuğunda çok zarif işlemeleri bulunan ve işlemelerin tam bittiği yerin köşesinde belli belirsiz "Almira Şahin" yazıyordu. Hiçbir şey anlamamıştım. Çünkü soyadım da şanlı yerine şahin yazıyordu. Ayakkabıları düzgün bir şekilde kutuya koyduktan sonra elbise'yi de güzelce kutusuna koymak isterken küçük bir kağıt gördüm. Elbiseyi kutuya koyup kağıdı elime aldığımda içindeki yazan notla çok şaşırdım.
"Çok yakın bir zamanda sen sadece benim olacaksın ve bizi birleştiren de o elbise ve ayakkabı olucak.       Asaf Şahin"

Tam çaprazımdaki masaya baktığımda deminkinin aksine şimdi bana bakmıyor, arkadaşlarıyla konuşuyordu. Yanına gitmek istedim. Ama giderken elbiseye takılıp yere düştüm ve sıçrayarak yatağımda uyandım...

İHTİRAS 💔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin