16.BÖLÜM

105 90 0
                                    

Keyifli okumalar💙

Daha nezarethane'den çıkalı yirmi dört saat olmuştu. Ama şimdi yine hapistim. Buranın demir korkulukları olmasa da bir hapisti.

Hatta eminyettekinden daha kötü ve ürkünçttü. Görünüşte bir oda olan bu zindan benim hapsedildiğim ve tutsak edildiğim yerdi.

Burası hiç ama hiç güvenli değildi. Odanın içerisi bile bana güven vermiyordu. Pis bir koku vardı.

Ama ne olduğunu çıkaramıyorum. Çok Keskin ve burnu rahatsız eden bir kokuydu bu.

Burnumda asla unutamayacağım bir yere sahip olmuştu diyebilirim.

Odanın içinde çok eşya yoktu. Ama dağınıktı. Bir kanepe, bir raf birde küçük bir dolap vardı. Ama kanepe nin üzerinde pis görünümlü çamaşırlar vardı. Halının da temiz olduğu söylenemezdi.

Bir pencere vardı. Ve nereyi görebileceğimi merak ettim. Pencerenin önüne ilerledim. Açmak istedim. Ama emniyet kiliti ile kilitliydi.

Aslında bunu sökebilseydim.buradan kurtulabilirdim.

fark ederlermiydi, Yokluğumu acaba?

çünkü halsilikten sesimi bile çıkaramıyordum. Bacaklarımdaki, karnımdaki ağrılar belki geçerdi.

Ama gözlerime çöken ağırlığı anlatamazdım. Pencerenin kenarları tozlanmış. Hattâ toz, pislik yuvası olmuştu.

Kim bilir ne zamandır gelmiyorlar buraya?
Ya da temizlik yapmasını bilmiyorlar.

Uzanıp uyumak istiyorum. Ama kanepe'nin üzeri o kadar kirli ki oraya oturamazdım bile. Ama bedenimin artık daha fazla uykusuzluğa direnebileceğini düşünmüyorum.

Hava kararmıştı. Zaten odanın içerisi de karanlıktı. Ama ben şuan bunu düşünebilecek hâlde değilim.

Gözlerimi kapattığımda da yaşadığım kabusu görüyordum.

O yüzden karanlık benim için problem değildi.

Saatlerce ağlasam sanki
yetmeyecekmiş,Gibi geliyor. İçime çöken sıkıntı tüm bedenimi uyuşturdu.ve ben gözlerim bu baskıya yenik düştü.

                       ~

Sonsuzluğa mı kapanmıştı bu gözler yoksa sonuna geldiğimiz bir limanda mı kalakalmıştı.denizin olmayan dalgalarına mı yenik düşmüştü. Yoksa esmeyen rüzgara mı isyan ediyordu. Her iki durumda da büyüklüğü ve derinliği anlaşılamayan denizin içinde hapsolmuş olan, kumsal kaybediyordu.

Onu düşünmeyen, onu terk etmiş olan o rüzgarlar belki de onun için savaşıyordu. Kim bilir belki dalgaları üretebilmek için uzaklardan gelip bulacaktı. Belki zaman alacaktı.

Ama rüzgar kumsal'a, kumsal da  rüzgara kavuşacaktı. Belki hikaye daha başlamamıştı. Ama kaldığı yerden çok güzel devam edecekti.

                       ~

Gözlerimi açtımda nerede olduğumu fark etmek istememiştim ama malesef ki şuan tam da olmak istemediğim yerdeydim.

Evet olmak istemediğim, kaçmak istediğim ama başaramadığım yerdeydim.

Gözlerim şişmiş, ve göz altlarım kızarmıştı.

Dünkü kadar olmasa da kendimi bir hayli yorgun ve halsiz hissediyordum.

Olduğum yerden kalkmak dâhi istemiyordum.

Bu pis ve eski kanepe nin üzerinden kalkamayacak kadar halsizdim.

Ve ayrıca karnım da ağrıyordu.

HER ŞEY BİRAZ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin