43.BÖLÜM

42 30 0
                                    

Keyifli okumalar🤎

𝙻Ü𝚃𝙵𝙴𝙽 𝙾 𝙳𝙴𝙳İ𝙺𝙻𝙴𝚁İ 𝙶𝙴𝚁Ç𝙴𝙺 𝙾𝙻𝙼𝙰𝚂𝙸𝙽.

Bu zamana kadar ailemi dedemin anlattığı gibi tanıdım ve benimsedim. Anlattığı hikayelerle büyüdüm. Gece onlara sarılıp uyudum.

Sabah onların varlıkları ile uyandım. Annem sabahları beni öperek uyandırırmış.
Babam ise sabahaları benim yanıma uğrayıp, beş dakika dahi olsa oyun oynamadan gitmezmiş.

Hattâ yatakta babamla zıpladığımız bir tane fotoğrafımız vardı.

Fotoğraflardan dahi anladığım kadarıyla çok eğlenceli ve sevgi dolu bir ailem vardı.
İşte ben bunları sahiplenerek büyümüştüm.

Ah nasıl unuturum bu detayı ailemle fotograflarım vardı.

Bebekliğimde çekilen bir kaç tane dahi olsa fotoğraflarımız vardı.
Bakalım o yalancı katil bunu nasıl açıklayacaktı.
Buna da verecek bir cevabı var mıydı?

Tırmandığı duvarda daha fazla duramadığı için aşağıya inmek için ayaklarını boşluğa bırakıp ayaklarının üzerine kendini bıraktı.

𝙳𝚊𝚑𝚊 𝚍𝚘ğ𝚛𝚞𝚜𝚞 𝚔𝚎𝚗𝚍𝚒𝚗𝚒 𝚊şş𝚊ğı𝚢𝚊 𝚊𝚝𝚝ı.

Kendisini birden aşağıya bırakması ile ayaklarının yerde çıkardığı ses irkilmeme ve bir adım geri atmama sebeb oldu.

Benim bu refleksim ile yüzünde o iğrenç gülüşü ortaya çıktı.

𝚈𝚘𝚔 𝚋𝚎𝚗 𝚊𝚛𝚝ı𝚔 𝚎𝚖𝚒𝚗𝚍𝚒𝚖 𝚋𝚞 𝚊𝚍𝚊𝚖 𝚋𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚊𝚌ı ç𝚎𝚔𝚖𝚎𝚖𝚎 𝚋𝚊𝚢ı𝚕ı𝚢𝚘𝚛𝚍𝚞.

"Sen de ammâ korkaksın ha."

"Karşımda bir katil var korkmam gayet normal."

Kimseyle iğneleyici konuşmazdım. İmalı da konuşmayı sevmezdim ama bu adama az dahi yapıyordum.

Bu korkaklık değildi.
Duyacağım şeylere hazır olmamaktı.
Hayatım ile ilgili bu kadar önemli konuları bu adamın ağzından duymak benim için daha kötüydü.

Tabi söyledikleri doğru ise, ki buna ihtimal dahi vermiyordum.
𝚅𝚎𝚛𝚖𝚎𝚔 𝚒𝚜𝚝𝚎𝚖𝚒𝚢𝚘𝚛𝚍𝚞𝚖.

Ama ne olursae bu adamla konuşacaktım.
Hemde başka bir zamanı beklemeden şimdi burada konuşacaktım.

"Daha seni öldürmediğime göre o kadar da korkunç bir katil değilimdir."

Bana zarar vermek istediğini en başından beri hissediyordum ama bu kadar da olduğunu bilmiyordum. Beni öldürmekten bahsediyordu.
Bunu yapabilir miydi?

𝙱𝚎𝚗𝚒 ö𝚕𝚍ü𝚛𝚎𝚌𝚎𝚔 𝚖𝚒 𝚐𝚎𝚛ç𝚎𝚔𝚝𝚎𝚗?

Ama bunu yapmak istese şu zamana kadar yapardı. Hiç bu kadar beklemezdi. Hattâ burada dahi öldürebilirdi.

"Bende bunu merak ediyordum bana neden zarar vermiyorsun? Yüzünü de gördüm polise gidebilirim."

Evet gerçek kumsal buydu. İçimdekileri dökecektim. Artık sırası gelmişti. Bu sefer o beni dinleyecekti.

"Polise gidemezsin."

Nasıl böyle kendinden emin ve sakin olabiliyordu. Benim korkumdan mı güç alıyordu yoksa beni kandırabileceğini mi düşünüyordu.

"Nasıl böyle emin konuşabiliyorsun."

Yüzündeki pis sırıtışı yine yerini buldu.
Ve omuzlarını silkip, gözlerini gözlerime sabitleyip bir adım daha attı.

HER ŞEY BİRAZ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin