3 hafta sonra
Sesimi daha çok çıkararak içimde dolanan endişe duygusunu bastırmak istedim ama yine de işe yaramadı.
"Ethan, Hugo?"
Ekimin soğuk havası içimi ürpertirken Ethan ve Hugo'ya kızmaya başlamıştım. Gerçi sorun bendeydi, niye gecenin bir yarısı bahçeye çıkmayı teklif etmiştim ki? Gelmeyeceklerini anlayınca okulun içine girdim ve merdivenlerden inmeye başladım. Geçen ay yaşanan olayların üzerine hiçbir şey olmamıştı ama bu olmayacağı anlamına da gelmiyordu biliyordum. Çok ilerlememiştim ki koridordan gelen ses dikkatimi çekmiş ve beni oraya doğru yönlendirmişti. Sesler garipti, sanki biri acı çekiyormuş gibiydi ya da tam olarak tarif edilemeyecek bir şey.
Sesin geldiği yöne doğru ilerleyerek koridorun karanlık köşesine ulaşmıştım, uzaktan gördüğüm silüet aniden yok olmuştu ve beni korkutmuştu. Bunun ne olduğunu bilmiyordum ama başımı belaya sokmaya niyetim yoktu, ben de adımlarımı ters yöne doğru atmaya başladım ta ki boynumda hissettiğim soğuk nefese kadar. Kulaklarıma ulaşan ve anlaşılması zor fısıltı aniden gözlerimin açılmasına ve vücudumun yerinde donakalmasına sebep oldu.
"Yalnızca tadına bakmak istiyorum."
Saçlarımı kenara çeken bir çift elle boynumda hissettiğim nefes daha da çok yakınlaşmıştı, sanki kendini kontrol edemiyormuş gibi düzensizdi. Kendime gelip bir an için ileri atıldım ve görebilmek için arkama dönmeye kalkmıştım fakat beni engelleyerek canımı acıtmaktan başka bir şey yapmadı. En kötüsüyse asam yoktu, oysaki aldığımdan emindim.
"Hangi cehennemden çıktığını bilmiyorum ama bırak beni."
Onun bir şey yapmamasından yararlanıp tüm nefesimi içime çektim ve bağırabildiğim kadar bağırdım. Bir saniye bile geçmeden müthiş bir çeviklikle çenemi sıkıca kapatmayı başarmıştı, hiç beklemeden başka bir hamle yaptı. Boynumda hissettiğim sivri şeyler ve kanımın hızla çekildiğini hissetmem her şeyin bittiğini düşünmeme sebep oldu, daha sonraysa hiçbir şey yapamadım, düşünemedim, anlamsızdı çünkü. Boynuma yapışan şey önce bekledi, bekledi ve yine orada kaldı. Fakat sonra aniden geri çekildi, nefesinin düzensizliği o kadar çok artmıştı ki bunu ben bile hissediyordum.
"Yalvarırım git."
Onun çekilmesiyle tekrar arkama döndüm ama öyle karanlıktı ki yüzü gözükmüyordu. Yalnızca parlayan bir çift kırmızı göz ve acı çeken karanlık bir silüet...
Koridorun başına doğru hızla koşmaya başladım ama boynumda hissettiğim o garip boşluk sendelememe sebep olmuş ve göz kapaklarımı kapatmaya beni zorlamıştı. Tam tekrar umutsuzluğa kapılacaktım ki bana korkuyla bakan iki çift gözü fark ettim, Ethan ve Hugo beni bulmuştu...
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Kısa olduğu kadar heyecan dolu bir bölümdü bence :D
İyi bayramlar:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAUGHTER OF BLACK | Slytherin (ASKIDA)
FanfictionPeter Pettigrew çapulculara ihanet etmeseydi ne mi olurdu? Peki ya Sirius ölmeseydi ve dünyalar güzeli bir kızı olsaydı? "Bir vampirin Hogwarts'ta dolaşabileceği şüphesiz kimsenin aklından geçmemişti. Bu durumda yapabilinecek en kötü şey neydi peki...