Koca pazartesinin anca son iki dersine gelebilmiştim, pazartesiler gerçekten geçmiyordu. En azından dersimiz Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'ydı, ki henüz okulda dolaşan bir KSKS profesörü görmediğimizden muhtemelen boş geçecekti. Koridorda koşarak KSKS sınıfına ulaştım, ilk gelen ben olmuştum. Gözlerim bir an Remus amcayı ve onun tatlı tebessümünü arayınca içimi bir huzursuzluk kapladı. Şimdi neredeydi veya ne yapıyordu hiçbir fikrim yoktu, en yakın zamanda bizim oralara uğramam gerekiyordu sanırım.
Ardından yanıma aldığım küçük çantadan bir kitap çıkardım ve duvarın hemen yanındaki sandalyeye oturarak yönümü çevirip sırtımı yasladım. Elimdeki kitap bir Muggle kitabıydı ve bir kızla bir vampir hakkındaydı. Tamam, benlik hiç değildi üstelik ben bunu hangi kafayla almıştım hiç de emin değilim. Muhtemelen Hugo ve Ethan'ın romantik şeylerden anlamadığım için sonsuza kadar sap kalacağımı falan söylediklerindendi. Ama romantik bir kitap zaten değildi, hatta bir Muggle'ın neredeyse benimkiyle eş değer maceralar yaşadığı bu kitap baya sürükleyiciydi.
Kaldığım sayfayı açarak okumaya devam ettim, biraz zaman geçmişti ki erkek başkarakterin tasvir edildiği kısımda iç çektim.
"Etkileyici ama Nolan'ı sollayamazsın."
Kafamda ikisini karşılaştırken Nolan'ın sesiyle irkildim ve aptal tebessümümü yüzümden sildim.
"Az önce ne dedin sen?"
Nolan kaşlarını hafifçe çatmış bana bakıyordu, muhtemelen ne dediğimi tamamıyla duymuştu ama anlam verememişti. Bir öksürük (!) beni tutunca birkaç saniye onunla konuşamadım. Daha sonra irislerini kitabımın üzerine dikince kitabımı hemen çantama koydum.
"Hadi ama Dorcas, ne saklıyorsun?"
Beni sebepsiz yere ciddiye almıştı ve bu içinde bulunduğumuz durumu daha da komikleştiriyordu.
"Muggleların vampirler hakkında ne düşündüğüyle ilgili bilgilendirici bir kitap okuyordum da gerçeğe baya yaklaşımlar. Yani, güneşe çıkınca parlayan tenleri dışında. Ama hiçbiri seni sollayamıyor merak etme, sen bir numarasın."
Ona göz kırparak önüme döndüm, afallamıştı. Şu revirde kaldığım sürede bir ay için yeterli olacak depresyon dönemini atlatmıştım artık enerjimi atmak için yeni şeylere ihtiyacım vardı.
Dikkatimi sınıfa giren bir alt sınıf öğrencisine verdim.
"Quidditch seçmeleri başlıyor, yarın Slytherin için seçmeler var."
"Bugün de Gryffindorlularınki var diye duydum..."
diye mırıldandı bir kız. O sırada Nolan yanıma oturmuştu, güldüm.
"Hey Nolan! Seçmelere katılıyor musun?"
"Hayır."
Kulağına doğru fısıldadım.
"Hadi ama o üstün vampir reflekslerini Quidditch maçlarında kullanabildiğimizi düşünsene."
"Düşününce aklıma bir bludgerla oyuncuların tüm kemiklerini kırabileceğim geliyor, başka bir şey değil."
"Pekiala, en azından seçmelerde beni izleyebilirsin."
"Quidditch oynadığını bilmiyordum."
Sıkıntıyla bir nefes verdim ve sırtımı sandalyeye yasladım.
"İki senedir takımda oynuyorum Nolan. "
Cidden bu kadar mı görünmez olmuştum onun için?
"Bakarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAUGHTER OF BLACK | Slytherin (ASKIDA)
FanficPeter Pettigrew çapulculara ihanet etmeseydi ne mi olurdu? Peki ya Sirius ölmeseydi ve dünyalar güzeli bir kızı olsaydı? "Bir vampirin Hogwarts'ta dolaşabileceği şüphesiz kimsenin aklından geçmemişti. Bu durumda yapabilinecek en kötü şey neydi peki...