Nolan çıkınca Remus yanıma geldi ve suçluluk dolu yüz ifadesiyle bana baktı.
"Ben yaptım değil mi?"
Kafamı olumsuz manada salladım. İnanmayacağını bilsemde şansımı denemek istemiştim. Dolan gözyaşları benim de hüzünlenmeme sebep oldu. Onun yeri bende bambaşkaydı, bana hep bir kızı olsa onu ancak benim kadar sevebileceğini söylerdi.
"Bunun olacağını tahmin etmeliydim. Her şeyin mükemmel olmasını bekleyemem, bu bencillik olur."
"Senin hatan değildi, üstelik kendinde bile değildin. Hem o kadar da kötü değilim."
"Ölebilirdin Dorcas ya da şu an durumun çok daha kötü olabilirdi."
"Özür dilerim..."
"Lütfen yapma Remus, senin bir suçun yok."
Ne dersem diyeyim kendini suçlu çıkarmak için illaki bir şey bulacaktı, bunu biliyordum.
"Hogwarts'a gelmek yeterince iyi bir fikir değildi belki de. Senin yerinde bir başkası da olabilirdi."
Bir şey söylemeden arkasına döndü, birkaç adım attı. Daha sonraysa geriye doğru dönüp bana baktı ve burukça gülümsedi. Birkaç dakika sonra gitmişti.
"Lanet olsun."
Ne için hiçbir şey yolunda gitmezdi ki?
Şu anda Hogwarts'ın içinde bir vampir vardı ve kim olduğunu bilen bir tek bendim ya da öyle sanıyordum.Dumbledore'a söyleyecek miydim? Aklıma tekrar o kırmızı gözler geldiğinde ürperdim. Sırtımda tekrar bir şey hissetmemle yüzümü buruşturdum.
"Madam Pomfrey?"
Madam Pomfrey aniden ortaya çıktı.
"Efendim canım?"
"Sırtım..."
Yanıma geldi ve bana hafifçe destek vererek incelemeye başladı.
"Kanıyor, yaranı tekrar temizlemeliyim."
"Ne kadar zamanda iyileşir?"
"Korkarım ki seni burada sandığımdan çok daha fazla ağırlamak zorunda kalacağım."
Bir of çektim ve kapının aniden açılmasını seyrettim. Harika, bir bu eksikti diye düşünmeden de edememiştim.
Annem ve babam içeriye öyle bir girmişti ki ben bile ürpermiştim. Sanki nefeslerini dakikalardır tutuyorlarmış gibiydi. Madam Pomfrey işi bitince geri çekildi ve bizi yalnız bıraktı.
Annem arkama doğru geçerek sırtıma baktı.
"Aman Tanrım, Sirius."
Tekrar yanıma gelince elini ağzına doğru götürdü ve dolan gözleriyle bana baktı.
"Neler oluyor Dorcas? Bunlar nasıl oldu?"
İkisine de suçlulukla baktım.
"Pekiala her şeyi baştan anlatacağım. Ama lütfen birkaç dakika izin verin."
Yanımdaki bardaktan bir yudum su içtim ve derin bir şekilde nefes alıp vermeye başladım. Kendimi gerçekten bitkin hissediyordum, babamın bakışları ise beni ürkütmeye yetmişti.
Baştan sona olan her şeyi anlattım, koridorda bir gece yarısı yaşadığım şeyleri, Remus amcayı. Nolan ile ormanda karşılaşma olayı dışında tabii. Söyleseydim büyük bir kaos çıkacaktı çünkü, biliyordum.
Babamın ne düşündüğünü anlayamamıştım, kaşları çatılmış gergince karşımda duruyordu.
Saniyeler sonra dudakları aralandı ve konuşmaya başladı."Dorcas, tüm bunlar yaşanırken bizi haberdar etmek için neden bir mektup bile yazmadın?"
Bakışlarımı ellerime yönelttim.
"Endişelendirmek istemedim."
"Bir süre Hogwarts'tan uzak kalsan daha iyi olacak."
Bu cümleyi duyduktan sonra hızlıca başımı kaldırdım ve kararlı bakışlarla karşılaştım.
"Ama baba..."
"Kararım kesin. Orada ölebilirdin Dorcas, üstelik şu anda burada olman o şeyin hâlâ bu okulda olduğu gerçeğini değiştirmiyor."
O sırada Madam Pomfrey güler yüzüyle yanımıza ulaştı, sanırım babamın söylediklerini duymuştu.
"Üzgünüm fakat gitmesine izin veremem, bu durumda yer değişikliği onun için pek sağlıklı olmaz."
Ona gülümseyip babama baktım.
"Sen de duydun. Burada kalmak zorundayım, lütfen daha fazla ısrar etme."
Beni en çok endişelendiren şey Remus'tu. Buradan gitmesini engellemek zorundaydım.
Babam biraz kararsız kalsa da sonun da fikrinden vazgeçti.
"Pekiala, o zaman bana söz ver. Tehlikeden uzak duracaksın."
Bunu gerçekleştirmek benim için zordu...
"Denerim."
............................................................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAUGHTER OF BLACK | Slytherin (ASKIDA)
FanfictionPeter Pettigrew çapulculara ihanet etmeseydi ne mi olurdu? Peki ya Sirius ölmeseydi ve dünyalar güzeli bir kızı olsaydı? "Bir vampirin Hogwarts'ta dolaşabileceği şüphesiz kimsenin aklından geçmemişti. Bu durumda yapabilinecek en kötü şey neydi peki...