Aynı saatlerde Tauru, hayat çifti SaGi ve Ester, evin arka tarafında güneşin berrak ışıklarının altında hep birlikte derin nefes alıp avuçlarına üflediler ve yine hep birlikte avuçlarının içi güneşe dönük, yukarıya doğru tuttular. Bu seremoni her gün tekrarlanıyordu. İster tek başlarına olsun ister birlikte bu hareketi yapmadan günlük rutin işlerine başlamazdı hiçbiri. Seremoniden sonra Tauru öğretmenlik yaptığı okula, Sagi halen kazıları devam eden ve kazı ekibinin başkanı olduğu Agarta kazı yerine, Ester da çalıştığı ileri teknik ulaşım araçları şirketine doğru yola koyuldular.
Sagi bir arkeologdu. Tabiki sıradan bir arkeolog değil! Geos'da ondan iyisi olmadığı için her tarihi buluntuda, her kazı yerinde gelişen farklı ve ilk bilgiler ona ulaştırılır ve yorumlaması istenirdi. Aslında çok yorucu bir görevi olmasına rağmen Sagi sanki yeni mezun, toy bir arkeolog gibi çalışkandı. Hiçbir yorumunu öylesine yapmaz, her durumu derinlemesine inceleyerek açık ve net, ve hiçbir bilirkişinin de itiraz edemeyeceği temiz açıklamalar yapardı.
Bunlardan biri ve en ilginci geçtiğimiz günlerde gerçekleşmişti. Şimdiye kadar hiç karşılaşılmamış farklı bir mağara resmindeki şekillere anlam vermekte zorlanan bir kazı ekibi, neredeyse Geos'un en uzak bölgesinden Sagi'yi arayıp, mutlaka gelip görmesini ve değerlendirmesini istemişlerdi. Sagi hiç üşenmeden Ester'in çalıştığı şirketin üretimi olan yeni bir yer değiştirme aracını kullanmış ve standart bir Geos'lunun sekiz saatte gidebileceği mesafeyi 20 dakikada tamamlamış, kendisini karşılamak için bekleyen ekip bile Sagi'nin bu hızlı ilgisinin karşısında ne diyeceklerini bilememişlerdi.
Akşam olduğu için Sagi'yi hemen Bogen mağarasına götüren ekip başı, yolda hem teşekkür üstüne teşekkür ediyor, hem de Sagi'nin üzerindeki rahat ama bir o kadar da ona yakışan ve büyüleyici gösteren spor görünümlü kıyafetini hayranlıkla süzüyordu. Ensesindeki ve sol kulak üstündeki saçların kısa kesilmesi nedeniyle,kulağındaki küçük ama net bir şekilde algılanan dört yapraklı ve her biri farklı renkleri olan küpesi hemen dikkat çekiyordu.Yürürlerken bir yandan da buldukları resmi anlatıyordu Toro.
"Çember şeklinde dizilmiş 7 adet yuvarlak var resimde. Ortada daha küçük iki yuvarlak var ve hepsinin de öne doğru uzantıları var."
Sagi heyecanlanmıştı. Aslında O da böyle bir resim ile ilk defa karşılaşacağını biliyordu mağaraya girerlerken. Oldukça küçük sayılabilecek bir girişten eğilerek geçip iki kişinin yan yana yürümesinin zor olduğu dar ve yaklaşık yirmi metre kadar süren koridordan sonra birden geniş bir alanla karşılaştılar.
Kapkaranlık mağaranın oldukça geniş bir hol şeklinde olan bu kısmındaki resim, tam da büyük bir kubbeye benzeyen tavanın hemen altında,yani geniş holün ortasındaydı.
Oldukça kuvvetli ışıklarla aydınlatılan mekanda Sagi resmi incelerken kimseden çıt çıkmıyordu. Sessizliği sadece tavandan süzülerek duvarın boşluğundan resmin yakınındaki küçük bir havuzun içindeki su birikintisine damlayan suyun sesi bozuyordu. Oldukça dikkatli, ancak bir o kadar da heyecanlı ve meraklı şekilde resmin her ayrıntısını beynine kazıyordu.
Gerçekten de resimde 7 adet halka vardı. Çember şeklinde dizilmişler,ortalarında da aynı şekilde ama oldukça küçük, etrafında olan çemberlere göre neredeyse onda bir denecek kadar küçük,karşılıklı duran iki halka daha vardı. İlginç olan her bir halkadan 2 adet kola benzer uzantı ve uzantıların ucunda yelpaze şeklinde üç adet uzantı daha vardı. Halkadan çıkan uzantılar kola benziyordu gerçekten. Çünkü uçlarındaki yelpaze gibi olan çıkıntılar da adeta birer el olarak düşünülebilirdi. Aynı şekilde çemberin ortasındaki halkalarda da kol ve açılmış el diyebileceğimiz benzer durum vardı. Sagi'nin ve ekip başının da anlam veremediği bir diğer ayrıntı ise çemberin etrafındaki halkaları ikişerli olarak birbirine bağlayan çizgiler vardı. Bu bağlantı birinci ve ikincide var, 2. ve 3. arasında yok, 3. ile 4.arasında da vardı. Yine 4. ve 5. arasında yok, 5. ile 6. arasında da vardı. 7. halka ise hiç biriyle bağlı değil, tek olarak duruyordu. Yani 3 çift halka ve bir tek halka çemberde, bir çift küçük halka da ortada idi. Ortadaki halkalar karşılıklı olup kol gibi uzantılar birbirlerine doğru yönelmiş, el diye düşünebileceğiniz çıkıntılar da açık parmaklar şeklindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL DÖNGÜ
Science FictionDora neredeyse bir Tanrıça ilan edilmek üzereydi Geos halkı tarafından. Geçmişimizi görmüş ve geleceğimizi bilen birisiydi artık o. .... Kafasında dolanan düşünceler her zamanki soğukkanlılığını koruması gerektiğini hatırlatıyordu ona. Tauru için sa...