Toplantıdan ayrıldıktan sonra Roksan ertesi güne kadar üç genç mühendisi ikna etmiş, onları da gönüllü olmaya razı etmiş ve proje hızla planlanıp başlatılmıştı. Ester'e konuyu açtığında ikna etmek için bir çaba sarf etmesine gerek kalmayacağını biliyordu.Pat diye söylemişti Ester'e.
"Ester,seninle dün akşamki kahve sohbetimizde söylediklerinden cesaret alarak bugünkü toplantıda kara delik projesine talip oldum.Kendime ekip kurmam söylendi. İlk aklıma sen geldiğin için de proje ekibine davet etmek istediğim ilk ekip üyesi sensin! Beni kırmayacağını düşünüyorum. Ne dersin? Düşünmek istersen yarın sabaha kadar süren var."
Ester'in gözleri tabiri caizse fal taşı gibi açılmıştı. Neredeyse dili tutulmuş gibi konuşmadan, daha doğrusu konuşmasına fırsat vermeyen şaşkınlığı yüzünden, hayran ve müteşekkir gözlerle Roksan'a bakıyordu öylece.
"Ben cevabı aldım galiba! Ama sen yine de biraz düşün ve şunları da göz önüne al derim. Oldukça zor ve sonuçlanma ihtimali düşük bir proje ve şirkette pek beklenti oluşturmuyor ayrıca. Ona göre karar ver!"
"Ben...ben... nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim Roksan! Niye düşünecek mişim ki? Hemen, hemen yaz beni ilk sıraya."
Ester ile ilk ekip üyesini garantileyeceğine emindi Roksan. Tahmininde yanılmamıştı. Şimdi sırada Urban ve Arat vardı. Genellikle bu ikili birlikte vakit geçirirdi ve iyi anlaştıkları tüm klinikçe bilinen bir gerçekti. Gelecek vadeden parlak genç çalışanlardan olmaları ve birbirlerine zekalarıyla sürekli destek olmaları,onların herkesin gözünde şirketin ikiz çocukları muamelesi görmelerine neden olmuştu. Roksan da onları ayrı düşünememişti.Her ikisi de hem iyi dostlukları ve hem de Roksan'ın yönetebileceğini düşündüğü kişiler olduğundan ekipte yer almalarını istiyor ve Ester ile de sorunsuz çalışabileceklerini tahmin ediyordu.
Konuşmak için önce Urban'ın yanına gitttiğinde onun Arat ile beraber olduğunu görmek şaşırtmamıştı Roksan'ı. Aksine sevinmişti.Her ikisiyle aynı anda konuşarak daha kolay ikna edebileceğini düşünmesi yönündeydi hisleri ama bu duygu halinin onu yanıltması da mümkündü. Zaman zaman asi davranışlarına da şahit olmuştu ikilinin. Yanlarına vardığında dinlenme saati olduğundan onların sohbette olacağını düşünmüştü. Konuşmalarını duyunca hiç de öylesine bir sohbet olmadığını fark etti. Arat kendi bölümündeki işlerle ilgili bir şeyler anlatıyor, Urban da merakla dinliyordu. Bu konuşma bile onların doğru seçim olacağına bir işaret değil miydi? Urban genellikle kısa kesilmiş saçlarını,beyaza çalan uçuk bir sarı renge boyar ve bu rengi hiç değiştirmezdi. 'Asıl saç rengini hiç gören olmamıştır herhalde şirkette' diye düşünürken, belki de hiç görmeyenin tek kendisi olabileceği de aklını karıştırmıştı biran.Yakışıyordu bu renk Urban'a. Beyaz klinik formasını da sürekli giydiği için, bir bütünlük içindeki bu imajı, herhalde şirketteki herkesin aklına kazınmış olmalıydı. Konuşmakta olan Arat'ın kolları mütemadiyen konuşmasına eşlik etmeye öylesine alışkındı ki şu anda bile değişen bir görüntü yoktu. Arat'ın kolları havaya kalkıp iniyor, çok heyecanlı bir filmi anlatır gibi canlandırmalar yapmaya çalışan ahenkli bir gösteri sergiliyordu sanki. Simsiyah ve biraz kıvırcık, orta uzunluktaki saçları da bu hareketliliğine eşlik ediyor, küçük dalgalanmalar ile konuşmaya uyumlu bir melodiye uyum sağlıyor gibiydiler. Urban'a göre biraz daha kısa boylu olduğundan,gözleriyle Urban'ın gözlerine bakmak yerine, sürekli yukarı,aşağı, sağa sola bakarak nisbeten kısa boyunun dikkat çekmemesini sağlamaya çalışıyordu belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL DÖNGÜ
Science FictionDora neredeyse bir Tanrıça ilan edilmek üzereydi Geos halkı tarafından. Geçmişimizi görmüş ve geleceğimizi bilen birisiydi artık o. .... Kafasında dolanan düşünceler her zamanki soğukkanlılığını koruması gerektiğini hatırlatıyordu ona. Tauru için sa...