3

6K 335 278
                                    

[Hinata]

Okuldan sonra antreman yapmak için spor salonuna gittik. Antremanın yarısında terler içinde kaldım. Sanırım yorucu bi antreman olduğu için bu haldeyim diye düşünürken Tsukishima'nın "Bu koku ne? Kim portakal yiyiyo?iğrenç " demesiyle ilaçlarımı henüz almadığım ve kızışma dönemimin gelmek üzere olduğu aklıma geldi. Olamazdı dimi, şimdi değildi dimi? O koku benden gelmiyodu dimi? O kadar korkmuştum ki o sözlerden sonra hızla ordan çıkıp gittim. Koşmaya devam ettim ve en sonunda okulun arka kapısında durup soluklanmak için duvarın kenarına çöktüm. Nefes nefese kalmıştım. Aşırı sıcaklamaya ve terlemeye başlamıştım. O sırada yanıma biri geldi. Benimle mi konuşuyor? Aklım o kadar bulanık ki hiçbişi anlayamıyorum ve onu duyamıyorum. "Hey tatlı çocuk sen omegamısın? Yardıma ihtiyacın var gibi benimle gelmek istermisin?"

"H-hayır ben iyiyim, şimdi gidiyoru-"

"Dur bakalım nereye? Sana yardım edicem dedim ya gel benimle"

Ne kadar çırpınsamda sımsıkı tuttuğu kolumu çekemedim. Beni tutan alfa feramonlarını yaymaya başlayınca kendimi daha kötü hissetmeye başladım. Kolumu kıpırdatıcak halim bile yoktu. Ona karşı gelicek gücüm yoktu ve kızışmam gelmişti bile bu durumda hiçbişey yapamazdım. Vücudum yavaş yavaş erircesine kendini teslim ederken bi koku aldım. Tanıdık bi koku. Bu Kageyama'nın feramonlarıydı. Sinir,öfke ve üzüntü kokuyodu feramonları. "ELİNİ OMEGAMDAN ÇEK SENİ İĞRENÇ ŞEY!!!" Ah yine aynısını yapıyodu. Neden yapıyosun? Ben senin omegan değilim. Beni yanlış yönlendiren sensin.

[Kageyama]

Hinata aniden gidince bir şeylerin yanlış olduğunu anladım. Hemen arkasından çıkıp onu takip ettim. Kokusu yoğunlaşıyo. Olamaz Hinata kızışmaya mı girdi? Kokusundan onun olduğu yere geldim. Adamın biri onu elliyodu. Ne halt ediyor o?! Benim olana nasıl dokunmaya cürret eder. Sinirden köpürmüştüm ve bi andan üzgündüm. Çünkü daha onu koruyamıyoum bile. Herkez o pis ellerini benim omegama sürüyo. "Benim omegam ,o benim omegam, benim sadece benim." Aklımdan geçen tek şey buydu. "ELİNİ OMEGAMDAN ÇEK SENİ İĞRENÇ ŞEY!!! " Feramonlarımı yaymaya başladım. Adam ellerini Hinata'dan çektikten sonra feramonlarıma dayanamayıp gitti. Hinatayı kucağıma aldım. "Hinata? Beni duyuyo musun, iyi misin? Bi yerine bişi olmadı dimi? "
Rahatlaması için feramonlarımı düzgün bi şekilde saldım.

"Mmm~sen... güzel kokuyosun kageyama. Hıck-
Hıck- sen hıck hep böyle yaparsan ben ben yanlış anlarım. Herşey senin yüzünden. Neden neden bana böyle davranıyosun? Hıck"

"N-neden ağlıyosun Hinata!? Ben özür dilerim yanlış bişey mi yaptım? Ağlama lütfen ben senin ağladığını görmek istemiyorum. "

Sıkıca sarıldım ve kokusunu içine çektim. Ahhh çok güzel koyuyo. Ben zor dayanıyorum. Onu benim yapmak istiyorum. Hemde tamamen. Boynu boynunu ısırmalıyım.
"Kageyama!!! Ne yaptığını sanıyosun sen? Çekil çabuk."
Daichi-san 'nın bağırmasıyla kendime geldim. Ben az önce onu işaretlicektim. Daichi-san Hinatayı hızlı bir şekilde kucağımdan aldı. Spor salonuna gittik. Herkez çoktan gitmişti. Daichi-san bir betaydı o yüzden endişelenmiyodum. Sonuçta onun feramonlarını alamaz. Kapıyı kapatıp Hinata'yı yere yatırdı. Bana 'ilerde dur' dercesine bir bakış attı.
"Ben gidip ailesine telefon edicem ben gelene kadar sakın ona yakla-"

"K-kageyama? Nerdesin? Ugh.. Kageyama? Hngh! "

Hinata nın beni sayıklamasıyla Daichi-sanın sözü kesildi ve ikimizde Hinata'yı dinledik. Beni sayıklıyordu. Beni istiyo. O da beni istiyo. Beni sayıklayıp kıvranması, yüzünün kızarması, tatlı feramon kokusu ve inlemeleri beni azdırıyordu.

"D-daichi-san şey Hinata nın ailesi şuan burda değil. Yani onları ararsanız sadece endişelendirirsiniz. O yüzden merak etmeyin ben ona sahip çıkarım. "

"Demin ki gibi mi? "

"O.. O bir yanlış anlaşılma. Kendimi tutarım. Hem yanımda baskılayıcım var onlarıda içerim. Hemşirenin odasındada omegalar için olanlardan da olmalı. Hinata ya verebiliriz. "

"Peki. Git baskılayıcıları getir. "

Hızlı adımlarla hemşire odasına gittim ve omegalar için olan önleyicilerden aldım. Daichi-san hinata ya içirirken bende kendimin kini içtim böylece Hinata'ya göz kulak olabilirdim. O sırada telefon sesiyle ikimizde irkildik. Daichi-san telefonunu açtı ve kısa bi konuşma yaptı. Ardından eşyalarını topayıp bana döndü ve "Acil bi işim var ve eve gitmeliyim. Uyanana kadar burda kalın uyanınca kapıyı kitleyip çıkın. Giderken dikkat edin." diyip anahtarı bana attı.

Hinata bi süre sonra tekrar terlemeye ve inlemeye başladı. Sanırım aldığım ilaç doğru değildi.Ah buna dayanmak çok zor. Kendimi zor tutuyorum. Feramonları çok azdır- altımdaki sertliğin verdiği acı ile düşüncelerim uçup gitti. "Tanrım sertleştim."

İlham gelmek için geceyi bekledi sanırım. Yazarken beynim eridi gibi hissettim. Ahh yazmak çok zormuş ama çok eğlenceli. Ben okunmasını bile beklemiyodum ama okunduğunu görmek beni çok mutlu etti. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir... ♥

İyi geceler~♥

Geri Dönüş Yok   { Kagehina }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin