8

3.5K 172 541
                                    

[Hinata]

Çok geçmeden yanıma geldi Atsumu. Koşarak gelmişti belliydi. Onu görürüz görmez göz yaşlarım tekrar akmaya başladı. Ayağa kalkıp ona sarıldım ve ağlamaya devam ettim. Beni kucağına alıp banka oturdu. Eliyle kafamı okşayıp 'ben burdayım' diyordu.

Ağlamam durunca kafamı omzundan kaldırıp ona baktım.

"Şimdi bana ne olduğunu anlatırmısın? "

Atsumu her zaman yanımda olduğu için minnettardım. Annemde Atsumuyu çok severdi. Ailesi ile ailemin araları baya iyidi. O yüzden şuanlık güvenebiliceğim tek kişi oydu.

Herşeyi ona anlattıktan sonra bana sıkıca sarıldı. Aşırı sinirli olduğu yaydığı feramonlardan anlaşılıyodu.

"Atsumu... feramonların. Onları yaymasan... midem pek iyi değil ve hani hamileyim ya."

"Özür dilerim. Peki ya şimdi ne yapacaksın? Annelere  ne diceksin? O piç Kageyama bebeğinizi kabul bile etmemiş. Şerefsiz. Gidip onu parçalara ayırmak istiyorum."

Aslında Atsumu'ya tam olarak her şeyi anlatmadım. Bebeğimi doğururken ya ben ya o yada ikimiz birden ölme tehlikesi olduğunu söyleyemedim. Eğer söyleseydim oda aynı tepkiyi verir diye korktum. Bebeğimi doğurabiliceğimden eminim. İkimizde çok iyi olucaz.

"Bilmiyorum. Annemlere söylersem bebeğim babasının kim olduğunu sorup durucaklar ve bende cevap veremeyince hem sinirlenicekler hemde bana başka bişi olduğunu düşünücekler. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. "

Tekrara ağlayarak omzuna yattım. Yavaşça kafamı kaldırdı , nazik bir şekilde gözyaşlarımı silerken gülümsedi.

"Her zaman senin yanındayım biliyosun dimi? Eğer sende kabul edersen ailene bebeğin babası olduğumu söyleyebilirim."

Onun bu cümlelerine aşırı şaşırmıştım ve bir kere daha kalbim parçalandı. İçimden 'bebeğim baban bile seni kabul etmezken bi başkası kabul ediyor ne yapmam gerek?' diye geçirdim. Göz yaşlarımı tutamıyordum.

"Bu senin için sorun değil mi? "

"Seni ne kadar sevdiğimi biliyosun. Bu gerçekten sorun değil. Eğer senin içinde sorun değilse onu kendi bebeğim gibi sevmeme izin verir misin? Belki bu soruları şimdi cevaplamak senin için zordur. Gel hadi havada soğuk benim evime gidelim bebeğimiz üşümesin. "

Bebeğimiz? Acaba gerçekten onu kabul eder miydi? Onu severmiydi? Babası bile onu istemedi sen nasıl onu kendi çocuğun gibi sevebileceğini düşünüyosun? Bu tamamen imkansız.

Biraz yürüdükten sonra durdu. Boynundaki atkıyı çıkatıp bana doladı sonrada elimi tutup montunun cebine soktu. Yüzünde kocaman bi gülümseme vardı. Ben ise yol boyunca kafam eğik bi şekilde yürüdüm ve düşündüm.

"Evde hiçbişi yok. Hadi alışverişe yapalım. "

Beni kendisiyle birlikte markete sürükledi. Market arabası alıp bana verdi ardından arkama geçip, ellerini arabayı tutan ellerimin üzerine yerleştirip yürümeye başladı. Dışardan biri bizi kesinlikle sevgili sanardı.

Alışverişimiz bitince evine geldik. Bana beli lastikli bi şort ve sweatshirt verdi rahat etmem için. Ardından birlikte mutfağa girdik. Belimden tutup beni tezgaha oturttu.

"Evettt. Bakalım neler yapabiliriz. Hmmm... ne yemek istersin?"

"Fark etmez."

"Hmm o zaman spagetti yapalım. Yanına hazır mantı mı istersin köfte mi? "

"Köfte!"

"Peki... Yanınada biraz salata yaparsak misss gibi olur."

Yemek yaparken sürekli konuştuk. Bana bir sürü şeyden bahsedip güldürdü. Aklımı dağıtmak istediği belliydi. Bende bu yüzden herşeyi unutmuş gibi davranıp sürekli gülümsedim. Birlikte masayı kurup yemeğe başladık.

"Eline sağlık."

"Afiyet olsun~"

"Sanada."

Yemek yedikten sonra birlikte oturduk.

"Ah annemi aramalıyım. Ona burda kalıcağımı söylemeliyim."

Telefonumu elime aldığımda Kageyama nın beni milyon kere aradığını ve mesaj attığını gördüm. Hiçbirine geri dönmeden annemi aradım.

-Alo annecim ben bu gün Atsumu'da kalıyorum haberin olsun diye aradım. Yarın eve geri dönücem.
-Peki ama yarın geç kalma. Baban biraz sinirli iki gündür eve gelmedin.
-Özür dilerim anne babama da söylersin. Şimdi kapatıyorum.

Koltuğa geri oturdum. Elini omzuma atarak beni kendine yakınlaştırdı. O sırada karnıma bi ağrıyo girmesiyle bağırdım.

"Ahh!"

"Ne oldu iyi misin? "

"B-bilmiyorum ama karnım... bebeğime bişi oldu galiba karnım acıyo. Ahh! "

"Ben ben seni için ne yapabilirim?"

Sorusuna cevap veremicek duruma gelmiştim. Sadece kıvranıyodum. Altımda bi ıslaklık hissedip elimi altıma değdirdim.

"B-bu kan! Bebeğim! Bebeğime bişi oldu Atsumu yardım et lütfen!"

Gözlerimi açtığımda yine bi hastane odadındaydım. Karşımda Atsumu ve doktor vardı.

"Merak etmeyin bebek düşmemiş. Annenin rahmine sıkıca tutunmuş fakat neden bilmiyorum ama sanırım çok korkmuş. Bu durum bebek ve anne için tehlikeli. Bebeğin rahatlaması için babasının feramonlarına ihtiyacı var eğer babası sizseniz feramon ihtiyacını karşılayın fakat siz değilseniz hastadan uzak durun. Bebek annesine yaklaşan diğer alfalardan etkiliyor gibi duruyo."

"Peki doktor. Teşekkürler. "

Arkasını dönüp bana baktı. Yanıma gelmiyodu. Hafif dikleşmeye çalıştım.

"Hey dur kıpırdama bebek için iyi değil. Ben ben özür dilerim. Eğer bebeğe bişey olsaydı bu benim yüzümden olucaktı."

Atsumu ağlamaya başladı. Ben ne yapıcağımı şaşırdığım sırada kendini toparlayıp bana döndü.

"Beni bekle geri gelicem. "

Hızlıca odadan çıkıp gitti. Yine yanlız kalmıştım. Hayır yanlız değildim bebeğim vardı. Ellerimi karnıma götürüp okşadım.

"Sende mi babandan başkasını istemiyosun? Merak etme bende başkasını istemiyorum."

Tekrar ağlamaya başlamıştım. Bebeğim benim dikkatsizliğim yüzünden yaralanıcaktı. Özür dilerim bebeğim....

Bu bölümü yazarken kendimle bin kere kavga etmiş olabilirim. Neden böyle bi şey yazdığımı bende bilmiyorum.
Bölümü yazarken zerre eğlenmedim. Aksine ağlicaktım. O kadar üzücü değil ama bilmiyorum.
Yazım yanlışlarım varsa özür dilerim.
Umarım beğenirsiniz~♥

Geri Dönüş Yok   { Kagehina }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin