ஐ9ஐ

583 75 76
                                    

"Yemeğinle oynamada ye." Dedi Eren, çatalını masaya koyarak.

"Derdin ben miyim? Sabahtan beri etmediğin laf kalmadı, bulaşma bana." Diye homurdandı Roselia, çatalıyla patatesini oymaya devam etti.

Sinirli bir şekilde nefes alıp verdi Eren.

Hızlıca masadan kalktıktan sonra, Roselia'nın tabağını alıp çöpe döktü.
Şaşkınlıkla kalakalmıştı.
"S-sen...sen napıyorsun?" Diye sordu Roselia, nutku tutulmuştu.

"Beni ikiletip ikiletip durma! Yemeğini ye diyorsam ye, eve dön diyorsam dön!"

Ellerini masaya vurarak ayağa kalktı Roselia.
"Benimle sıkıntın ne senin?! Söyle ben de bileyim, bu şekilde çok rahatsız edici oluyor! Çok sıkıldım bu durumdan! İyi ki bir adam öldürdün, hemen triplere girdin! Yok ben çok kötüyüm, yok ben belalıyım falan filan! Senin dayak yediğin zamanları da çok iyi hatırlıyorum ben!"

"Karşında o dayak yiyen çocuk var gibi mi duruyor?" Diye sordu kaşlarını çatarak Eren. Ancak her ne kadar bağırmasa da, sesi bile kızgındı sanki.
"Aradığın kişiyi burada bulamayacaksın. Artık onu arayıp arayıp durma."

"Dalga mı geçiyorsun? Neden değişmeye çalışıyorsun? Buraya yeni bir hayata başlamak için gelmedik mi?"

"Başladık da zaten Roselia. Başlayamayan tek kişi sensin." Masadaki olayı endişeyle izleyen arkadaşlarına baktı Eren." Bak onlara!" Parmağıyla masayı işaret etti.
"İyice bak! Hangimiz eskisi gibiyiz sence? Bu bir peri masalı değil, ben de bu hikayenin prensi değilim. Kendine prensi başka yerde ara, burada bulacağın tek şey kötülük."

"Ne prensi? Ne saçmalıyorsun sen?" Diye sordu. Ancak arkadaşlarına baktıklarında gerçekten haklı gibiydi.
Hiçbiri eskiden oturduğu masada eğlenceli sohbetler döndüren kişiler değildi.
"Buraya hayatımızı daha iyi yapabileceğimizi umduğumuz için geldiğimizi sanıyordum."

"Hayır Roselia," dedi Sasha, ilk defa Eren'e
hak vererek." Buraya peşimize düşen yakuzalardan kaçmak için geldik."

"Bunu hiçbir zaman unutamayız. 6 aydır kaç kişiyle uğraştığımızdan haberin bile yok. Bu yuzden bu kadar umutlusun, ancak gözünü açmalısın. Ondan saklayarak devam edemeyiz." Dedi Mikasa, ayağa kalkıp Roselia'nın yanına geldi ve ellerini onun omuzlarına koydu.

Daha evvel söylenmesini istemeyen Eren, artık umursamıyordu belli ki direk kafasını çevirmişti.
"Hiçbirimiz bıraktığın gibi değiliz."

"Evet, görüyorum..." diye mırıldandı Roselia.

"Hepimiz elimizi kana buladık Roselia." Diyerek arkasından Jean gelmişti." Hiçbirimiz senin gibi masumluğumuzu korumuyoruz."

"Bu yüzden burası senin için fazla...kanlı." Dedi Sasha, başını eğerek.

"Burası seni aşar, evine dön artık Rosi."

Eren'e baktı.
Uzun zamandan sonra ilk defa ondan 'Rosi'yi duyabilmişti.

"Bize de yük oluyorsun. Seni korumaya çalışırken hepimiz hayatımızı kaybedebiliriz. Henüz kirlenmemişken buradan gitmen en iyisi."

Eve geldiğinde, ailesinin dönmediğini zaten biliyordu. İş gezilerinden uzun süre dönmüyorlardı.
Ya da belki de terk edilmişti haberi yoktu.

Çantasını yere fırlatıp, odasına gitti.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde her şey bıraktığı gibiydi. Yatağı bile.

Odasından çıkıp banyoya girdi.
Elini lavabonun iki yanına koyarak, karşısındaki aynada yüzüne baktı.
"Sonsuza kadar birlikte kalacağız, söz veriyorum!" Demişti Eren gülümseyerek." Şartlar ne olursa olsun, önceliğim her zaman sen olacaksın."

"Unuttunuz mu? Biz her zaman bir takımız! Ayrılmak yok, diyet yemini!" Diyerek serçe parmağını kaldırdı Sasha.

"Birinizden ayrılmayı bile düşünemiyorum, bu korkunç olurdu." Dedi Jean.

"Bunları düşünmeyin, böyle bir zaman hiç olmayacak." Diyerek konuyu dağıttı Mikasa." Biz ayrılmaz bir bütünüz."

"Yalancılar..." diye fısıldadı." Hepiniz yalancısınız!" Diye bağırdı." Bana yalan söylediniz!"
Öfkeyle aynaya vurup kırmıştı.
Eli kesildiği için inleyerek yere çöktü.
Elinin acısına ağladığı falan yoktu. Yaşananlar canını daha çok yakıyordu.
"Beni terk ettiniz..."

* * *

"Altta kalan dersleri nasıl vereceksin, merak ediyorum." Dedi Ymir homurdanarak." Tonla ders birikti."

"Ben yardım ederim." Dedi Historia tebessüm ederek." Merak etme, bölüm sonuna kadar yetiştirebiliriz."

"Yani...sonuçta üniversitenin bitmesine daha 3 senemiz var..." diyerek ona hak verdi Ymir.

"Teşekkür ederim." Demişti gülümsemeye çalışarak." Minnettarım."

"İyi ama neden sen hariç herkes orada kalıyor?"

"Çünkü bizler arkadaşlığımızı bitirdik." Dedi Roselia, gülümsemesini yüzünden silmeden." En iyisi hepimiz için buydu."

"Bu çok saçma!" Demişti Historia." Kaç senelik arkadaşınız!"

"Evet ama işte bazen seneler yetmiyor..." gözlerini kaçırmıştı.

"Neyse, bunu kurcalamayalım Historia. Belli ki başka sebepler daha var. Roselia anlatmak isterse anlatır."

"Evet..."

"Sen."
Yanına bakıp, başında dikilen Serena'yı gördüğünde gözlerini devirdi Roselia.
"Eren aramalarıma geri dönmüyor, ulaşabileceğim bir numara biliyor musun? Herkes numarasını değiştirmiş, sen de vardır."

"Bilmiyorum."
Masadan destek alarak ayağa kalktı.
"Biz artık görüşmüyoruz."

"Onu kendine almak için yalan söylemiyorsun değil mi Roselia?" Diye sordu Serena." Bu komik olurdu."

"Bunu nereden çıkardın, anlamış değilim."

"Noel gecesi-"

"Tek gecelikti, bitti. Okula yayanın sen olduğunu bilmediğimi sanma, uğraşmıyorsam sebebi senin gibi bir sürtükle aynı ligde oynamak istememem."

Killer.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin