ஐ13ஐ

618 75 49
                                    

"Konumu nerede gözüküyor?"
Eğilerek masanın iki yanına elini koyup, bilgisayar monitörüne baktı Eren.
"Onu bulup bu lanet olayı bitirmeliyim. Gerisini sonra hallederiz."

"Oh dostum, bundan hoşlanacağını pek sanmıyorum." Dedi elini klavyeden çekip, sandalyesini döndürerek Eren'e baktı Armin.
"Senin üniversitenin civarlarında."

"Daha dün Nagazaki'de değil miydi bu herif?" Diye sordu Eren sert sesle.

"Evet öyleydi, ancak çok çabuk yer değiştiriyor. O bir iz sürücü, bir yerde uzun süre kalmıyor. Benim anlamadığım Tokyo'da ne işi olduğu? Hepiniz buradasınız, eksik biri mi var?"
Gözlerini tayfada gezdirdi Armin.

"Biliyordum işte!" Dedi Sasha, eliyle alnına vurdu." Onun peşine düştü!"

"Kimin peşine?" Diye sordu Armin.

"Geride bıraktığımız bir arkadaşımız var." Dedi Jean, öfkeyle soluyarak." Bırakmak zorunda kaldığımız daha doğrusu."

"Roselia Gallagher, telefon numarasını versem sinyalini takip edebilir misin?" Diye sordu Mikasa, cebinden telefonunu çıkararak.

"Evet, bunu halledebilirim."

Mikasa, telefonunun rehber kısmına girerek Roselia'yı buldu ve numarasını okudu. Armin, ekranına geri dönerek klavyede ellerini hızlıca gezdirip kodlama yaptı.

"İçeri girmen ne kadar sürer?" Diye sordu Sasha.

"Şaka mı yapıyorsun?" Diye sordu Armin gülerek." İçerideyim."

"Bu muhteşem! Bunu bana da öğretmelisin!" Demişti gülerek Sasha.

"Sarışınlara güvenmem." Demişti Jean, homurdanarak.

Mikasa ona gözlerini devirdiğinde, omuz silkti.
"Rose hariç."

"Evet, işte burada." Dedi Armin, uydu haritasını genişleterek netleştirdi." Oh."

"N'oldu? Ne var?"
Monitöre odaklanmıştı Eren.
Kaşlarını çatarak diğer ekrandan Reiner'ın sinyaline baktı. Tekrar başını öteki sinyala çevirdiğinde, dişlerini sıkmıştı.
"Bu s*kik herifin onunla ne işi var?!" Diye kükredi birden.

"Birlikteler mi?" Demişti Mikasa endişeyle, monitörlere yakınlaşıp sinyallere baktı." Ne yapacağız? Giderse güvende olur diye düşündük, ancak hâla peşindeyse ne olacak?"

"Onu kurtarmalıyız, başına kötü bir şey gelebilir." Dedi Sasha korkuyla.

"Connie'ye söyleyeyim arabayı hazırla-"

"Hayır, durun." Dedi Eren öfkeyle burnundan soluyarak." Armin, yakın çevreden bir güvenlik kamerasına bağlanabilir misin?"

"Tabi ki."
Tekrar klavyede hızlı bir şekilde parmaklarını dolaştırdıktan sonra entera bastı. Kamera görüntüleri ekrana yansıdığında, Eren'in bedeni kas katı kesilmişti.

"Konuşuyorlar...mı? Ha?" Dedi Sasha, anlamsızca ekranı izleyerek." Roselia onun kim olduğunu biliyor, değil mi?" Diyerek Jean'a baktı.

"Elbette biliyor. Yara izini ona o bırakmıştı. Aklım almıyor, nasıl olur? Tehdit altında mı?" Diye mırıldandı Jean.

"Hayır." Dedi Mikasa." Gülen bir insanın tehdit altında olduğunu zannetmiyorum. Görüntüyü adamın kemerine indir Armin."

Armin, görüntüyü yakınlaştırdı.
"Şey, silahını çıkarmamış. Yani arkadaşınızın tehdit altında olduğunu düşünmüyorum."

"Eren, ne yapmalıyız?" Diye sordu Sasha, gözlerini monitör ekranından çekip Eren'e baktı.

Ancak hâla sinirli duran Eren, onu pek duyuyor gibi değildi.

"Eren." Diye seslendi Mikasa." Emrini bekliyoruz."

"Kapat şu lanet ekranı." Diye tısladı Eren.

Armin, ona bön bön bakınca sinirle kendisi kapatmıştı.
"Kapat dedim değil mi!"

"Neye sinirlendin şimdi sen ben anlamadım ki, tehlikede bile değil?!"

"Lanet herif..."
Arkasını dönüp bulundukları odadan çıktı ve arkasından kapıyı sertçe kapattı.

"Neye sinirlendi şimdi bu?" Diye sordu Armin, sahiden anlamamıştı." Bu herifle çalışmak çok zor..."

"Kişisel algılama, sana sinirleniyor ama asıl derdi kendisiyle." Dedi Jean nefesini vererek.

"Problem nedir?" Diye sordu Armin.

"Başından beri gitmesini istemiyordu. Ancak göndermek zorundaydı, şimdide yanında başka bir adam görünce sinirlendi." Dedi Sasha." Hâla aynı Eren işte, sadece biraz daha serserisi o kadar."

"Roselia'nın Reiner'la görüşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?" Diye sordu Mikasa." Düşünceleriniz önemli."

"Bana sorarsanız Reiner, arkadaşınızın sizden nefret etmesini sağlıyor. Yani bu işinize yaramaz mı? Tüm bu kanlı olaylardan uzak olacak, ileride sizi unutup yeni bir hayata başlayabilir."

"Acaba Eren bunu ister miydi...?" Diye sordu Sasha, Jean'a bakarak.

Jean, oflayarak omuzlarını düşürdü.
"Pekaala, onunla ben konuşurum. Alabileceğim yaralardan siz sorumlusunuz."

"Ne olur ne olmaz, sen fazla yakınlaşmamaya bak." Dedi Mikasa." Geçen sefer sinirden gözü dönmüştü. Zavallı Connie... kurban gidiyordu sinirine."

"Merak etme, sana bir şey yapacağını sanmıyorum." Dedi Armin, Jean'ı rahatlatmak için demiyordu. Sahiden öyle düşünüyordu.
"Bu tip zamanlarda insanın arkadaşına ihtiyacı oluyor."

* * *

"Bıçak fırlatmayacak ya da ateş etmeyeceksen, geliyorum yanına?" Dedi Jean.

"Dalga geçme."

"Ciddiydim..." diye mırıldandı Jean.
Daha sonra bahçeye çıkarak, Eren'in oturduğu merdiven basamağına yanına oturdu.
"Ee sinirli çocuk, problem nedir?"

"Bir problemim yok."

"Herkesi kandırabilirsin, ancak beni asla. Doğduğumuzdan beri arkadaşız, o yüzden söyle dinliyorum."

"Sahiden bir problemim yok, ancak öfkeyle dolup taşıyorum." Dedi Eren, yeşil gözleri çakmak çakmaktı." Hatta birini öldüresim bile var!" Diyerek Jean'a döndüğünde, Jean iki adım yana kaydı.

"O ben olmayayımda... yoksa kime dertlenirsin hahaha?" Şakayla karışık korkudan gülmüştü aslında.
Normal zamanda problem yoktu da, sinirliyken sahiden Eren'den ürkmüyor değildi.

"Öfkenin sebebi... başka bir erkekle gördüğün için olabilir mi?"

"Ne demek istiyorsun?" Diye sordu Eren, gözlerini devirerek." Ona aşıksın de, tam olsun."

"Ben demedim, kendin söyledin." Diyerek ellerini teslim olmuşcasına kaldırdı Jean.

"Saçma sapam konuşma, sinirliyim beni daha da sinirlendirme. Bunun onunla alakası bile yok. Rosi, benim için sadece bir arkadaş o kadar. Noel'de yaşadığımız hiçbir şey bunu değiştiremez."

"Eren." Diye seslendi Jean, korkunun ecele faydası yoktu ne de olsa.

"Ne?"

"Ben Roselia değilim." Dediğinde Eren, başını çevirerek Jean'la göz teması kurdu." Bana yalan söylemene gerek yok."

Killer.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin