ஐ14ஐ

604 74 69
                                    

"Böyle mi?" Diye sordu, elini motorun gidonuna koyup sıktı.

"Hayır, çok sıkıyorsun." Dedi Reiner, gözlerini devirerek." Çok sıkarsan elin ağrır, zayıf bırakırsan da düşersin."

"Hııımmm..." elini biraz gevşetti." Bu iyi mi?"

"Evet, daha iyi görünüyor."

"Nasıl durmalıyım? Böyle olur mu?" Diye sordu Roselia eğilerek.

"Ne yapmaya çalışıyorsun? Çok komik gözüküyorsun, bu kadar eğilme. Belini çok hafif kır ve ellerini de aynı şekilde. Uygun pozisyon budur."

"Motoru nasıl tek tekere kaldırabilirim?" Diye sordu yeşil gözlerini Reiner'ın gözlerinin içine dikerek.

"Dalga mı geçiyorsun? Yürümeyi öğrenmeden koşmaya çalışıyorsun." Diye homurdandı Reiner." Bak küçük hanım; önce temel şeylerle başlaman gerekiyor."

"Ne gibi?!" Diye sordu bıkkınca Roselia.

"Bunun gibi!" Kaskı Roselia'nın kafasına hızlıca geçirmişti." Ve de bunun gibi!" Diyerek ona eldiven uzattı.

"Oh." Roselia, başındaki kaskı düzeltip Reiner'ın uzattığı eldivene uzandı." Bunlar gerekli- AH!"
Motor yan yatarak düşecekken, Reiner eliyle motoru geri yasladı. Roselia'yı belinden tutup motordan kaldırdı ve yere indirdi.
"Sana olan inancım git gide azalıyor..."

"Komik şey, motor fikri kimden çıktı merak ediyorum?" Diye sordu Roselia, gözlerini devirerek.

"Ben öneride bulundum, sen ise havada kaptın. İçinde varmış."

"Tabi tabi..."
Garajda ki masanın çevresine oturdular ve Reiner bardaklarına bira doldurdu.

"Üzülme, yine de gelecek vaad ediyorsun. Az bir şey en azından."

Roselia, birasını yudumlayıp masaya geri koydu.
"Sahiden mi?"

"Yaani, bir umut kırıntısı var gibi..."

"Yine de 1,5 senedir peşimi bırakmıyorsun." Demişti Roselia." Neyse, en azından araba konusunda faydan dokundu diyelim."

"Motor öğrenmek daha basittir halbuki..."

"Bunu kim diyor?!" Demişti Roselia heyecanla." Dengede durmak benim için çok zor."

"Hayatında hiç bisiklete binmedin mi sen?"

"Yani bindim tabi ama bu onla karşılaştırılamaz bile."

"Biraz bisiklet gibi düşünsen rahatlarsın aslında." Arkasına yaslandı." Üstelik benden şikayet edip edip durma, çok rahatsız olsan beni kovardın değil mi?"

"Seninle ortak bir sırrımız var, bu beni rahatlatıyor." Dedi Roselia, iç çekerek." Ama Ymir ve Historia senden pek hoşlanmıyor."

"Umrumda olduğunu pek sanmıyorum. Seninle ilgileniyorum, onlarla değil."

"Hadi ya? Historia'yı hiç çekici bulmadığını söyleme bana!" Demişti Roselia gülerek.

"Bu inkar edilemez, ancak o gözle bakmıyorum. Üstelik yanındakinin de birinin ona o gözle bakmasına izin vereceğini sanmıyorum."

"Sen de fark ettin değil mi?!" Demişti heyecanla Roselia." Birbirlerinden hoşlanıyorlar!"

"Evet, böyle bir durum söz konusu gibi..." demişti kuşkuyla Roselia'ya bakarak.

"Ne? Ne var?" Diye sordu Roselia tekrar somurtarak." Yine ne oldu?"

"Fazla samimi davranmıyor musun? Sonuçta arkadaşlarını öldüreceğimi biliyorsun?"

"Ah o konuya olan inancımı yitirdim, üzgünüm." Demişti umursamazca, birasından bir yudum daha alıp yutkundu.

"Ne?!" Demişti Reiner hafifçe bozularak." Neden?!"

Roselia, ona baktı. Daha sonra bardağını masaya geri koyup, ellerini birleştirdi ve çenesini birleştirdiği ellerinin üzerine koydu.
"1 buçuk senedir benimlesin + geçmişte +6 ay sapıklığımı yaptın. Yani seninle iki senedir tanışıyoruz, ancak senin bir adım ileriye gitmiş olduğun söylenilemez. Tek yaptığın burada benimle vakit harcamak. Sen buradayken onları nasıl öldürebilirsin ki?"

Reiner sırıtmıştı.
"Sadece doğru zamanı bekliyorum. Yine de onları rahat bırakıyor değilim, hemen hemen her gün suikasta uğruyorlar."

"Hıım..."

"Hiç mi merak etmiyorsun? Daha evvel başımı yiyip duruyordun, beni öldürmekle bile tehdit etmiştin üstelik." Diyip güldü Reiner.

Omuz silkti.
"Daha fazla tek gecelik bir ilişkiden doğan, tek kişilik aşkı yaşamayacağıma dair kendime söz verdim. Daha iyiyim."

"Peki ya diğerleri?"

Nefes alıp verdi Roselia.
Ancak uygun bir şey bulamamıştı.
"Başlarının çaresine bakacaklardır. Yardım etmeme izin vermiyorlarsa yapabileceğim hiçbir şey yok demektir."

"Fazla değiştiğini düşünmüyor musun?" Dedi Reiner gülerek." Eski seni göremiyorum karşımda."

"Özür mü dilemeliyim?" Diye sordu Roselia gözlerini devirerek.

"Kesinlikle hayır, böylesi daha iyi. Daha çok hoşuma gidiyor. Çünkü eninde sonunda onları öldüreceğim ne kadar az acı çekersen o kadar iyi gibi."

"Aaah! Daha fazla ölüm-kan muhabbeti yapmak istemiyorum." Diye homurdandı Roselia." Sen kendinden haber versene, sizinkiler benimle takılıyorsun diye sana kızmıyorlar mı?"

"Onlar ne bilirler? Üstelik operasyon başı ben olduğumdan laf edemezler."

"Anlıyorum..."

"Ailen geldi değil mi?"

"Geldikleri gibi gittiler..." dedi iç çekerek Roselia." Hiç değilse ölmemişler, buna da şükür."

"Bilmiyorum, burnuma pek iyi kokular gelmiyor Lia."

"Hı? Neden?" Diye sordu Roselia.

"Bir şirketin bu kadar iş gezisine yollaması normal değil de ondan. Ailen bir şeylerin içinde olabilir ya da belki de kurban falan."

"Hayır, hep öylelerdi. Belki bir yere taşınmış yeni çocuk yapıp hayatlarını yaşıyorlardır. Bana belli etmemek için de arada yemliyor olabilirler, bu daha mantıklı."

"Araştırmamı ister misin?"

"Bak, ikimiz samimi olabiliriz ancak araya birilerini soktuğun an samimiyetimiz kalmaz. İfşa olursak başına bir şey gelebilir."

"Beni mi düşünüyorsun? Ah, bu beni duygulandırdı." Dedi Reiner sırıtarak.

"Aptal..."

Bff yaptım bunları da ahshahzhahsh bilmiyorum belki de fuckbodylerdir... ( ͡° ͜ʖ ͡°)

Killer.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin