ஐ16ஐ

600 70 103
                                    

Hızlıca ondan uzaklaşıp ikisi birden ayağa kalktı ve üzerini silkeleyerek üstündeki kirden kurtuldu, Roselia.

"Saçlarını boyamışsın, yapma dediğimi gayet net hatırlıyorum oysa."

Üzeriyle ilgilenmeyi bırakıp başını kaldırdı ve kaşlarını çatarak Eren'e baktı.
"Senden emir almıyorum. Benim saçım, istediğim şekle sokabilirim. Bu seni ilgilendirmez."

Eren'in yüzünde mimik bile oynamamıştı. Soğuk ifadesiyle ona bakmaya devam ediyordu.
"Kendince beni atlatmaya mı çalışıyorsun?" Diye sordu Eren.

"Seni sevmiyorum ama senden önceki Eren'i çok seviyordum." Dedi Roselia, kollarını göğsünde birleştirerek.

Burnundan nefesini seslice bırakıp güler gibi oldu Eren. Ancak samimi değil, alaylıydı.
"Sonunda eski benliğimin öldüğünü kabullenmişsin."

"Evet, zor oldu ama başarabildim." Dedi Roselia, kinayeyle bakıyordu Eren'e." Ama sen haklıymışsın, en iyisi buymuş. Yokluğunu, öldüğünü kabullenmek. Bana öyle iyi geldi ki seni unutmak, aylar sonra ilk kez yaşadığımı hissedebiliyorum."

Eren, kaşlarını kaldırarak ona baktı, yüzündeki soğuk ifadeyi bozmamıştı.
"Öyle mi?"

"Kesinlikle. Siz haklıydınız, benim katillerle bir işim yok. Ben, sizler gibi değilim."

"Niccolo'nun dükkanı hâla iyi iş yapıyor olsa gerek, alkolün etkisine bakılırsa. Ayık kafayla bunları yüzüme söyleyemezdin." Derken sırıtmıştı.

"Aksine, ayıkken sana bunun beterini yapardım. Neden geldin bilmiyorum ama geldiğin yere geri dönsen iyi olacak. Tekrar kendimi sana ezdirmek gibi bir niyetim yok."

Roselia'ya doğru bir adım atarak aralarındaki mesafeyi kapatmıştı Eren.
"Bana bunları diyorsun, ancak peşimdeki lanet herifle birliktesin. Hem de her gün!" Derken sonunda sinirlenmişti.

Roselia, elini Eren'in göğsüne koyup yavaşça ittirdi, Eren, dişlerini sıkarak inlemesini tuttu ve tekrar kollarını bağlayarak ciddiyetle ona bakmaya devam etti.
"Sizin aksinize o beni anlıyor. Beni başından atmıyor, bana yakın oluyor. Reiner, bu hayattaki güvendiğim tek insan."

Eren, başını sinirle çevirip soludu. Diliyle dudağını ıslatıp tekrar Roselia'ya sinirli bir gülümsemeyle baktı.
"Geçmişe bile saygın yok mu senin?"

"Şimdi ki Eren'e saygı duyabileceğimi hiç sanmıyorum. Belki eski Eren olsaydı bu olabilirdi, ancak umurumda değil. Ne dersen de, beni yargılama hakkına sahip olduğunu düşünmen komik."

Dilini yanağının içinde gezdirip serbet bıraktı. Tekrar Roselia'ya alayla güldü.
"Değişmiş gibi yapma, değişim içinde başlar. Saç boyamak ve motor öğrenmek gibi şeyler seni değiştirmez."

"Beni mi takip ediyordun?" Diye sordu Roselia.
Bu onu hem şaşırtmıştı hem de güldürmüştü.
"Aiiish... Tanrım, bu sahiden komik." Burnunun üstünü kaşıdı.
"Siktir çektiğin birini takip edecek kadar aciz misin?"

"Damarıma basmaya başlıyorsun."

"Ah lütfen, bu bir şeref. Öyleyse biraz daha basmalıyım. Oh ya da dur! Ne yaparsın? Belki de beni öldürürsün, çakallara yem edersin ya da-"

"ROSELIA!" Diye kükrediğinde, Roselia susmuştu. Eren, sahiden değişmişti. 6 ay önceki gördüğü Eren'den de beterdi durumu.
Yeşil gözleri öfkeyle çakmak çakmaktı.
"Kes artık."

"Benden uzak dur. Diyeceğim tek şey bu." Demişti Roselia bunun üzerine arkasını dönüp evine doğru ilerlemeye başladı.

"Uzak dur mu? Buraya bunun için gelmedim."

Killer.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin