Bölüm 9

307 50 21
                                    

Merhaba arkadaşlar! Bölüm biraz geç geldi. Kusura bakmayın lütfen! Okullardan dolayı biraz aksattım. Bölümü beğenmeniz dileğiyle, vote ve yorumlarınızı bekliyorum :D

Türk filmlerinden fırlamış gibiydim. Klişe bir sonla öleceğimi hiç düşünmemiştim. Kendi kendime dalga geçerek sakinleşmeye çalışıyordum. Etraftan çığlık sesleri gelirken göz gözü görmüyordu. Bedenime soğuğun temasıyla arka kapıdan çıktığımızı fark ettim. Beni sürükleyen kişinin hala kim olduğunu anlayamamıştım. Kokusu tanıdıktı, bir o kadar da yabancı. Durduğumuzda o etkileyici sesi kulağıma doldu.

 "Ellerimi çekicim ama sakın çığlık atma! " 

Kafamı onaylarcasına salladığımda bardan tamamen uzaklaştığımızı anlamıştım. O yüzümü kaplayan kocaman ellerini yavaşça ağzımdan çekti ve beni tek hamlede kendine çevirdi. O hayvana gününü gösterecektim, ağzına yumruğu indirecektim ama karşımdaki kişiyi görmemle afalladım. Bir an kendime gelemedim.  Önümde Demir'i görünce şaşırmıştım. Gözlerim irileşirken "Neden?  " diye cırladım.

"Ya kızım bağırmayacağım diyorsun, bıraktığım an cırlıyorsun." 

"Bağırmayacağım dedim ama cırlamayacağımı söylemedim. " dedim ukalaca.

Sonra konunun dağılmasını istemediğim için "Hala bir cevap bekliyorum" dedim kaşlarımı kaldırarak. Ses çıkmayınca dalga ile karışık ağzını aradım.

“Ben kaçırıldığımı ve silahla etrafa ateş edildiğini düşünmüştüm.” İstemsizce buruk bir biçimde gülümsedim. Konuyu dağıtmak adına,

“Tam olarak öyle olmadı. Lambalar patladığında çıkan sesi nasıl silah patlaması sandın anlayamıyorum. “

“Bu durum da bari gıcıklığını bir kenara bıraksan olmaz değil mi? “

“Şu durum da bile esprilerini esirgemiyorsun sağ ol cidden!” Sert bir şekilde söylediği için bir iki adım geriledim. Masum duran o cümleler beni korkutmuştu. Biraz düşündüğüm de her şey yerine oturmuştu. O benim yeteneğimi biliyordu ve Demir'de özel biriydi. O akademi de gördüğüm kişi oydu. Gözlerim daha çok irileşirken  " Sende Özelsin! " diyebilmiştim şaşkınlığımı dindirmeye çalışırken. Buraya kadar anlamıştım ama yeteneğini ve beni neden bardan çıkardığını bilmiyordum. Gözlerine cevap istercesine baktığımda, yorgun gibi bir hali vardı. O kadar da ağır değilim ki beni sürüklerken yorulsun. 


" Buradan uzaklaştığımız da sana her şeyi anlatacağım" dedi.

Bileğimi kavrayıp beni çekiştirmeye başladı. Siyah ve lacivert renklerini bulunduran koyu renklere sahip motosikletin önünde durdu. Motosikletin koltuğunun altından eline aldığı kaskı bana uzattı. Kafama geçirdikten sonra aklımda deli düşünceler geçmeye başlamıştı. Filmlerde ki gibi Demir motosikleti hızlı sürecek ve ben de dengemi kaybetmemek için onun beline sarılacağım romantik bir duygu seli. . . Duraksadım ve kendime geldim. Ya Hayal sen iyice kendini kaybettin adımın hakkını veriyorum. Hayal dünyamdan çıkamıyorum.


Birden bana dönmüş kızgın iki mavi gözle karşılaştım. "Sabaha kadar bekleyemem hadi! "

 Odun ya harbiden bir güzel laf çıkmıyor ağzından, gözlerimi devirip arkasına bindiğimde motosikleti çalıştırdı. Onun beline sarılmak yerine arkada bulunan kolu tuttum. Ona dokunmak bile içimi ürpertiyordu. Eğer saçmalarsam toparlayamazdım o yüzden bu mesafe bile fazlaydı. Hiç konuşmadan geçen 5 dakikadan sonra durdu. Benim hayallerim suya düşmüştü. Merak etmeyin boğulmadım :-)  -tamam tamam vurmayın - soğuk esprimden sonra etrafa bakmaya başladım. Deniz kenarına gelmiştik. Süper bir manzara yanında da bedenimi ürperten soğuk eşlik  ediyordu.  Bir banka oturduğumuzda daha fazla dayanamayıp,

Sende ÖzelsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin