Merhaba Arkadaşlar! Bazı nedenlerden dolayı gecikme oldu. Kusura bakmayın... Bölümü beğenmeniz dileğiyle. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :) Bu arada bana yardımcı olan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim...
Oda da anlamlandıramadığım bir sükûnet vardı. Demir’in “Benim bir işim var. Bir gelişme olursa haber verirsiniz.” Demesiyle bozuldu.
“ Peki, biz bir gelişme olduğunda haber veririz.” dedi Savaş, Demir ‘in sert sesine karşın sıcak bir tonla konuşuyordu. Onu anlamıyordum. Beni kurtardı, açıklamalar yaptı sonra kaçmaya başladı. Yine ifadesiz, soğuk haline büründü. Açıklayamayacağım bir his içimde dolaşmaya başladı.
Masaya gözüm daldı ve düşünceler beni esir aldı. Ben düşüncelere daldığım da yine sessizlik doldurdu odayı. Demir’in kapıyı kapatma sesi yankılandığında kendime geldim. Savaş öfkeli bir biçimde bana bakıyordu. Boğazını temizleyip “ Hayal iyi misin?” diye sordu.
Başımı olumlu anlamda salladım ama düşüncelerim bunu onaylamıyordu. “İyi olduğuna emin misin? Öyle düşünmüyorsun.”
“Düşüncelerimi okuman hiç hoş değil! ” diye cırladım. “Güzel bir davranış değil ama bana derdini anlatmadığın sürece zihnine girmeye devam edeceğim.” Diye çıkıştı Savaş.
Anlatmasam bile düşüncelerimi okuyacağı için anlatmaya karar verdim. Ona tüm olanları anlattım. Demir’ in düşüncelerini okumaya çalıştığımı duyunca öfkelendi. Bu konuda taviz vermiyordu. Başkalarının düşüncelerini kendi çıkarlarım için okumama karşıydı.
“Yapmaya çalıştığın şey hiç hoş değildi! ” Ellerini saçında gezdirdikten sonra tekrar bana döndü. “Demir’in zihnine girmeye çalıştın! Savunmasız birine saldırmak gibi…” Sözünü kesip kendimi savundum.
“Başka çarem yoktu. Olayları bu kadar detaylı bilmesine rağmen bana adamları nereden tanıdığını söylemiyor. Doğal olarak merak ettim.” Onaylamazca başını salladı.
“Pek doğal olduğunu düşünmüyorum. Zorla öğrenmeye çalışmak yerine, onun anlatmasını beklemeliydin! ”
“Peki, zaten okuyamadım. 10 dakika’dan fazla uğraşmamama rağmen olmadı. Sen mi engelledin?” Sakin bir biçimde konuşuyordum. Daha çok sinirlenmesini istemiyorum.
“Hayır, tam odaklanmamışsındır.”
“10 dakika diyorum. Başka bir şey olmalı o engellemiş olabilir mi?”
“Hayır, o engellemiş olamaz. O farklı bir yeteneğe sahip bu yüzden sen onun normal birinin düşüncelerini okuyormuş gibi okuman gerek.”
“Bu konu hakkında bilgi alabileceğimiz bir şey var mı?”
“Aslında var. Beni takip et.” Diyip bileğimden yakaladı ve beni çekiştirmeye başladı. Kocaman rafların bulunduğu kütüphaneyi andıran bir odaya girdiğimizde durdu. Çok büyük ve birçok kitap, ansiklopedi dolu bir yerdi. Raflar birçok renkleri barındırıyordu. İçeri de görsel şölen vardı. Ağzım bir karış açık etrafı süzüyordum. Savaş eliyle çenemi yukarı itip, ağzımı kapatmamı sağladı. Gülüştük.
“Burada öğrencilere ait birçok veri bulunuyor. Ayrıca yeteneklerle ilgili bilimsel araştırmalar, alıştırmalar vb. bilgiler bulunuyor. Her yetenek için ayrılmış raflar var. Hadi ‘Zihin Okuma’ bölümünü bulalım.” Diyip rafları incelemeye başladı. Ben de aynı şekilde raflara göz gezdiriyordum. Çok ilgi çekici bir yer olmasının aksine yararlı bir bölümdü.
Ben etrafta kitapları incelerken Savaş ‘Zihin Okuma’ bölümünü arıyordu. Raflara göz gezdirirken ‘Elektrik Yönetme Yöntemleri’ başlıklı kitap dikkatimi çekti. Elime aldım. Tam okurken Savaş yanıma geldi ve kitabı elimden aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sende Özelsin
FantasyÖzel güç sadece kendimi oyalamamı sağlar. Asıl güç içinden geleni dışarıya vurabilmektir. Asıl güç insanın kalbinden geçeni karşısındakine sözler olmadan aktarabilmektir aslında cümle kurmak önemli değil sadece kalbinden gelenleri olduğu gibi yazman...