27

473 47 141
                                    


Scott

-Isaac...lütfen beni bırakma.

-Böyle gidemezsin olmaz.

Ağlamam şiddetlendi ve nefes almakta zorlandım. Cansız bedeni gözümün önündeydi. Hiçbir şey yapamıyordum. Ağlamak dışında. Zorlukla çıkan sesimle konuştum.

-Sevgilim lütfen aç güzel gözlerini.Tekrar gülümse.

-Buna,sana ihtiyacım var. Sensiz yapamam.

Ama hayır cevap vermiyordu.

- Keşke ben ölseydim,diye mırıldandım. Sonra  saçlarına dokundum. Onlarla oynamamı sevmezdi. Onu sinir etmek hoşuma gidiyordu. Kızamıyordu bana. Buruk bir şekilde gülümsedim.

Annemin sesiyle beraber kendimi toparlamaya çalıştım.

- Scott. Buradan çıkman gerek.

- O-onu yalnız bırakamam anne. Bunu yapamam.

- Scott...

- Hayır anne. Her şeyin düzeleceğini söyleyeceksin. Hiçbir şey düzelmeyecek. Sevdiğim herkesi kaybediyorum. Lanet olsun,artık bu yalanları duymak istemiyorum. Yeter.

Aklıma Stiles'ın geçen hafta trafik kazası yapıp ölmesi geldi. En yakın arkadaşımı,kardeşimi kaybetmiştim. Hala kendime gelememiştim. Şimdi bunun üstüne sevgilim önümde cansız bedeniyle duruyordu.

Derek gelip beni dışarı çıkardı. Gözlerim kıpkırımızıydı.

- Nefes alamıyorum,Derek. Sen nasıl böyle ayakta durabiliyorsun? Stiles öldü.

Gözlerine baktım. Solmuştu. Bir şey söyleyemedi. Yarasını kanatmıştım.

- Özür dilerim.

- Scott toparlanman gerek. Isaac ya da Stiles seni böyle görmek istemezdi. Böyle düşünüyorum ve ayakta durmaya çalışıyorum. Stiles'ı çok özlüyorum. Bir haftadır uyuyamıyorum. Senin gibi nefes alamıyorum. Bunları size belli etmemeye çalışıyor olmam yaşamadığımı göstermez.

- Ne olacak şimdi? Artık sabah uyandığımda onu izleyemeyecek miyim? Saçlarıyla oynayıp sinir edemeyecek miyim? Ona sarılamayacak mıyım? Kokusunu içime çekemeyecek miyim? Bir daha güldüğünü göremeyecek miyim?

Derek'in de gözleri dolmuştu. Fısıldadım. Kimse duymasın diye değil. Bağırmaya gücüm olmadığı için.

- Hayat neden bu kadar acımasız?

Titriyordum.

- Ona söz vermiştim. Asla ayrılmayacağız demiştim.

Bana sarıldı. Omzunda ne kadar süre ağladığımı hatırlamıyorum. Hastaneden içeriye tekrar girdiğimde ölü bir cesetten farkım yoktu.

Lydia ve Malia yanıma geldi. Benim bu halimi gördüklerinde yüzlerinde acı çeken bir ifade oluştu. Gelip bana sarıldılar. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Güçlü olmak için uğraşıyordum.

- Seni seviyorum sevgilim. Her zaman sevdim. Bazı zamanlarda bunu gösteremedim. Seni çok üzdüm. Çok kırdım. Çok parçaladım. Hepsi için pişmanım. Son pişmanlık fayda etmez ama değil mi? Gittiğin yerde gül. Lütfen. Sana çok yakışıyor. Elveda sevgilim,seni her zaman seveceğim.

________________

- Scott!

Ses ile beraber gözlerimi açtım. Isaac başımda duruyordu.

- Bir dakika,sen...Nasıl?

- Ne nasıl?

- Kabus muydu?

- Neden bahsediyorsun sevgilim?

- Senin öldüğünü gördüm. Sen ölmüştün,Stiles ölmüştü. Kendimi çok çaresiz hissediyordum.

Hıçkırmaya başladım. Bana sarıldı. Kokusunu içime çektim. Bir süre sonra sakinleştim. En son gözlerimin tekrar kapandığını hatırlıyorum.

Isaac

Scott sakinleşip uyuduktan sonra söylediklerini düşündüm. Kabus görmüştü. Öldüğümü. Sadece benim değil Stiles'ın da öldüğünü.

Ona döndüm. Bir süre sadece onu izledim. Kafamdaki düşünceler ile beraber.

Bu kabus bir gün gerçek olabilir.

Hayat acımasızdır.

Mutlu son diye bir şey yok.

Ardından ben de kendimi uykuya bıraktım.

_________________________

İlk olarak özür dilerim. Eğer gerçek sandıysanız. Çok üzüldünüz mü?

Dürüst olmak gerekirse ben yazarken çok kötü hissettim.

Stiles ve Isaac'in ölmesi...düşüncesi bile berbat.

Bu arada kitaplara bir haftadır bölüm atmıyorum. Sebebi yazmak için enerjim olmaması ve derslerim. Alone ile başladım.En yakın zamanda diğerlerine de bölüm atacağım.

Sizi seviyorum.

Kendinize iyi bakın millet. Görüşürüz.🧡




Alone | Texting [Scisaac] ✓✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin