İyi okumalar
Ares'ten
İ: A-ares.
Miniğim in sesiyle gözlerimi açtım. Miniğime bakmaya başladım. Gözleri ağlamaktan kızarmış, boğazı ağrıyor olmalı ki elleri boğazındaydı. Teni bembeyazdı.
A: Miniğim iyimisin!?
İ: B-oğaz-ım ağrıyor.
Sesi kısık çıkıyordu. Kenardaki aleş ölçeri elime aldım.
38°C ydı. Hızla miniğimi kaldırdım sırtıma uzandırdım. Eğer gölde ateşi düşmezse mecburen doktora gidicektik. Göl kenarına indim ve miniğimi sırtımdan indirdim. Pençemle onu tutarak göle ilerledim.
İ: Yüz-meyi bil-miyorum. Bır-akma.
A:Şhhhh bırakmıycam miniğim.
Miniğimle birlikte göle girdim.
İ:Ç-çok soğuk.
Miniğimi göle tamamen sokup çıkarttım. Dişleri birbirine vuruyordu.
İ: Üşü-yorum yapma.
Cevap vermiyordum. Şuanlık tek düşündüğüm ateşinin düşmesiydi.
Miniğimi kendime yasladım ve onunla daldım. Miniğim çırpınmaya başlayınca yüzeye çıktık.
Pençemi anlına dayadım. Aynı gibi duruyordu ama daha fazla soğuk suda kalması iyice hasta olmasına sebep olabilirdi. Gölden çıktık. Silkelendim ve kanatlarımı açtım. Miniğim hala pençemdeydi.
Mağaraya vardığımızda onu bıraktım ve arkamı döndüm.
A: Giyin miniğim.
Kıyafet hışırtıları geliyordu.
İ: Giy-giyindim.
Arkamı döndüm. Mavi pijama takımı giymişti ve bu göz rengini daha belirginleştirmişti. Pençeme aldım miniğimi.
Odun koyup ateşi yaktım.
A:Burada bekle beni balık yakalayıp geliyorum.
İ:Tam-am.
Hızla göle geri döndüm ve pençemi suya soktum. Bir süre sonra pençemi çıkarttım. Pençemin içi balık doluydu. Diğer pençeme iki dal ve çokça yaprak vardı. Mağaraya geri döndüm. Yaprakları ateşin yanına yanmayacakları şekilde bıraktım ve üstlerine balıkları bıraktım.
İrena getirdiğim dal parçalarını aldı ve balığa soktu. Ateşe doğru tuttu. Kenarda duran tarağı aldım. Her nekadar küçük olduğundan tutmam zor olsada zar zor tuttum. Miniğim in saçlarını taramaya başladım.
İ: Ares na-pıyorsun?
A:Saçlarının karmakarışık durmasını istemeyiz değilmi miniğim.
Saçlarını taramam bittiğinde tarağı kenara bıraktım ve kafamı miniğimin saçlarına gömdüm. Derin derin nefesler aldım.
Kafamı çekip miniğimime baktım. Balıkları pişmiş yemeğe başlamıştı bile.
Bende yaprakların üzerindeki balıkları yemeğe başladım.
Bitirdiğimde kafamı miniğime çevirdim. 2.balığa geçmişti ve iştahla yiyordu. Normaldi. Dün doğru düzgün birşey yememişti.
Balığını bitirdikten sonra bana döndü.İ:Kol çantamı verirmisin?
Sesi şimdi daha iyi geliyordu. Çantasını ona uzattım. Çıkardığı ıslak mendille ellerini sildi. Gözlerine baktım. Oda bana bakıyordu. Gözleriyle yorgunluğunu belli ediyordu. Onu pençeme aldım ve kafasını yastığa bıraktım. Yatırdığım yerde battaniyesinin üstüne yatırmıştım onu. Mağaranın betonundan soğuk almasın diye.
Bende yanına yattım ve kokusuyla gözlerimi kapattım.
--------------------
İrena'dan
Gözlerimi açtığımda kendimi daha dinç hissediyordum. Yavaşça doğruldum ve Ares'e baktım. Benimle ilgilenirken yorulmuş olmalıydı çünkü o herzaman benden önce kalkıyordu ama bugün ben daha erken kalkmıştım.
Sönen ateşe baktım. Odunların közü kalmıştı. Kenarda odunların durduğu yere baktım ama kalmamıştı. Mağaradan çıktım hem su içicektim hemde biraz odun topluycaktım.
Hem böylece tüm yük ares'de olmazdı. Dikkatlice yokuş gibi yerden indim ve göle doğru yürümeye başladım. Etrafta kuşların sesi geliyordu ve bu çok güzeldi.
Göle vardığımda su içmeye başladım. Gerçektende çok susamıştım. Sussuzluğumu giderdikten sonra kalktım ve etraftaki odun parçalarını toplamaya başladım.
Mağaradan gelen kükremeyle irkildim. Ares beni görmeyince çıldırdı sanırım mağaraya doğru hızlıca yürümeye başladım.
Bana doğru koşan ares'i görünce ister istemez durdum. Gözleri koyu gri olmuştu ve en son köyü gri olduğunda gözleri, iyi şeyler olmamıştı.
Yanıma geldikten sonra pençesiyle kendine yasladı ve kafasını saçlarıma gömdü.
A: BENDE. HABERSİZ NASIL MAĞARADAN ÇIKARSIN!
Kükremesiyle gözlerim doldu ve titremeye başladım.
İ: Öz-ür dilerim.
A:BENİ BIRAKIP GİTTİN SANDIM, BUNDAN SONRA MAĞARADAN ÇIKMAK YOK!
Karşı gelemezdim. Zaten korkudan titriyordum. Kim bilir itiraz etsem bana ne yapardı.
Beni sıkıca pençesine aldı. Sıkıyordu ve bu canımı yakıyordu.
İ: Ares canımı yak-ıyorsun.
Beni umursamadan uçmaya başladı. Ağlamaya başladım. Biraz daha sıkarsa pestilim çıkacaktı. Mağaraya indiğimizde beni iktirdi. Bir iki takla atmıştım. Pençesiyle çenemi tutup kafamı kaldırdı.
A:BU MAĞARADAN ÇIKMAK YOK DUYDUN MU!
İ: Duy-dum.
A: ŞİMDİ YAT ZIBAR. GELDİĞİMDE SENİ MAĞARADA GÖRECEĞİM.
Pençesini geri çekti. Kanatlarını açıp mağaradan çıktı ve uçmaya başladı. Yattığımız alana gittim. Eve uğradığımızda 2 battaniye almıştım. Birini yere serdim. Diğerini alarak uzandım ve üstüme örttüm. Tamamen battaniyenin içine girdim.
Gözyaşlarım istemsizce akıyor. Boğazım düğümleniyordu. Kendimi sıkmayı bıraktım ve sesli bir şekilde ağlamaya başladım.
Hiçbir suçum yoktu ama yine olan bana olmuştu.
Ne kadar zaman çekti bilmiyorum ağlamam iç çekişlere dönmüştü. Kanat çırpma sesleri duyunca sıkıca gözlerimi yumdum ve nefesimi düzenlemeye çalıştım.
Üstümdeki battaniye çekilmişti ve pijama takımımın yırtılma sesini duydum. Hızla gözlerimi açtım.
İ: Na-pıyorsun bırak.
A: Beni daha fazla sinirlendirme, sadece krem süreceğım.
Benim sözlerimin bir önemi yoktu onun için. O yine kendi bildiği yapıcaktı. Kafamı duvara çevirdim ve beklemeye başladım.
Yaralanan yerlerime değen soğuklukla irkildim ama ses çıkarmadım. İşi bitmiş olacak ki pençesini hissetmiyordum. Uzandığım yerden kalktım ve hızlıca üstüme başka birşeyler giyindim.
Ares'e bakmadan geri yattım ve battaniyeyi yine üstüme tamamen örtüp, battaniyenin içince cenin pozisyonunu aldım ve gözlerimi kapattım.
Kendimi uyumaya zorladım ve uykuya dalmaya başladım. Başım zonkluyordu ve uyumak umarım iyi gelir.
Bölüm sonu!
Yarın bölüm gelmiycek. Ama 11 Mayıs'ta gelicek.
)Bu bölümde Ares'e çok sinir olduğumu söylemeliyim. Siz de zack a sinirlimisiniz?
)Ares mi haklı yoksa İrena mı haklı?
Lütfen vote atanlar kitap hakkında yorum yaparlarsa sevinirim. Düşünceleriniz benim için çok değerli.
Sizi seviyorum çikolatalarım ❤️🍫 Kendinize iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha'nın Tutsağı ( İmkansız Aşk Serisi Kitap 1 )
Fantasía"Bir dağın başındaydık ve manzara gerçekten çok güzeldi. Hayran bir şekilde etrafı inceliyordum. Kenarda bir göl vardı. Suyu o kadar temizdi ki içindeki balıklar gözüküyordu. Burası aynı zamanda çiçek cenneti gibiydi. Güller, lavantalar, papatyalar...