3. Bölüm

2.2K 116 39
                                    

Keyifli okumalar

Gözüme dolan güneş ışınları ile mecbur uyandım. Sabah sabah benim perdelerim niye açıktı bilmiyorum. Ama artık iş işten geçmiş beni uykumdan uyandırmıştı. Elimi yüzümü yıkayıp sarı tişört ve kot şort giydim. Tişörtün eteklerini şortun içine sokuşturdum. Altına da dünkü beyaz ayakkabılarımı giydim.

Telefonumu alıp en alt kata indim. Saat henüz 9.00'du. Etrafta pek kimseler yok gibiydi. Salona girdiğimde bahçeye açılan kapının açık olduğunu gördüm.

Dışarı çıkıp derin bir nefes aldım. Bugün hava oldukça güzeldi. Bahçeye kısa bir göz gezdirdiğimde hemen sol tarafımda bir oturma grubu, biraz ileri de de güzel bir hamak vardı. Bahçe genel olarak yeşil ve çiçeklerle süslenmişti. Sol tarafımda bir köpek kulübesi vardı. Ama içi boştu.

Hamağa yavaş adımlarla ilerledim ve yattım. Kulaklığımı dolaşıklığından kurtardım. Rastgele bir şarkı açtım. Önce müzik eşliğinde sosyal medyada gezindim sonra biraz oyun oynadım. Hayatım karma karışık yolda ilerliyordu. 17 senelik anne baba hasretim son bulmuş , yanına abi ve kardeşli güzel bir ailem olmuştu. Adapte olmakta zorlanıyordum. Anneannem ve dedem beni ellerinden gelen tüm imkanlarla ve sevgileriyle bu zamana getirmişlerdi. Fakat anne ve babanın yerini tutmuyordu. Yeni ailem kalabalıktı belki çok fazla erkekliydi falan ama yine de güzeldi.  Düşünmek beni mayıştırmıştı ,  hem hamağın hem de güzel havanın etkisiyle tekrardan uykuya dalmıştım.

Beni bu sefer uyandıran şey birinin yüzümü yalamasıydı. Bir dakika. Ne ? Gözlerimi açıp bir çığlık attım.

Beyaz tüyleri olan bir köpek yüzümü yalıyordu. Benim bağımamla Cesur abim ve Giray abim anında bahçeye çıkmış ve yanıma gelmişlerdi.

"Aleda noldu iyi misin? Gofret mi ısırdı ?" Dedi telaşla Cesur abim.

"Telaşlandırdığım için özür dilerim. Bir an yüzümü yalayınca korktum. Ayrıca bu tatlı şey birini ısırıyor mu?" Gülerek söylediğim şeylerle telaşları üstlerinden gitmiş yerini tebessüm almıştı.

"Bu tatlı şey birini ısırmıyor tabi. Gel seni bu tatlı şey ile tanıştırayım." Diyen Giray abim köpeğin yanına eğildi ve konuşmasına devam etti: "Bak Gofret bu Aleda ablan. Kendisi ailemizin yeni üyesi. Ablası bu da gofret." Diyerek bizi tanıştırdı.

"Merhaba Gofret tanıştığımıza memnun oldum." Deyip başını okşadım. Tabi başını okşamamla üstüme atlaması bir oldu.

Kahkalar eşliğinde Gofretle oynarken diğerleri de bizi izliyordu.

"Oğlum hadi kardeşinizi de alın gelin, kahvaltı hazır." İçeriden annemin sesi ile Giray abim üstümden Gofret'i aldı. Cesur abimde beni kaldırıp saçımı düzeltti. Birinin kardeşi olmak nasıl bir duygu ilk defa tadıyordum. Açıkcası oldukça tanıdıktı ama bir o kadar da uzak.

İçeri girdiğimizde gofretle oynamaktan salya olmuş elim ve yüzüm yüzünden lavaboya gitmem gerekliydi.

"Abi lavabo nerede? Elimi yüzümü yıkamalıyım. "Abi dememle ikisi de aynı anda kafalarını kaldırmış şapşik şapşik gülümsüyorlrdı. Bende neden abi dedim bilmiyorum ama işte ağzımdan öyle çıktı.

"İleride solda." Dediler aynı anda. Onların bu halina hafif gülüp lavaboya gittim. Elimi yüzümü adam akıllı yıkayıp saçlarımı düzelttim.

Kahvaltı masasında dünkü oturduğum yere oturdum. Herkes yavaş yavaş oturduğunda yemeğe başlamıştık.

"Kızım sen de istersen okulunu Asil Kolejine aldırmak istiyorum." Yemekle aramdaki ilişkiyi Kenan Bey'in sözleri böldü.

KAZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin