4. Bölüm

1.8K 103 27
                                    

"Ya kızım kalksana artık. Okula geç kalacağız." Beni ısrarla  kaldırmaya çalışan densiz de kimdi?

"Kış uykusuna mı yattın kalk artık." Bu cümlelerden sonra birden kendimi yerde bulmuştum.

"Ya öküz müsün Cenk ?  Yataktan atmak ne demek güzelce seslensen uyanırım zaten.  Ayrıca bana ayı mı dedin sen." Cırlamaya benzer sesimle söylediklerimden sonra kulağını tıkamıştı.

"Güzelce seslenmedim sanki. Kaç kere geldim geldim gittim. Sende de ne ses varmış mübarek. Kalk yataktan 5 dakikaya aşağı da ol daha kahvaltı yapacağız."  Bu değişik ne diyor bakışlarım eşliğinde ona bakarken bunu söyleyip tripli tripli odadan çıkmıştı.

Kalkmaktan başka çarem yoktu. Ayrıca bugün yeni okulumun son ilk günüydü.  Yani Aybars'a kavuşacaktım. Yavaş adımlarla elimi yüzümü yıkadım. Biraz daha acele etmezsem muhtemelen okula geç kalacaktım.

Beyaz üstünde yazılı bir tişört ile altına siyah bir etek giydim. Hava biraz esiyor gibiydi havalar henüz tam olarak güzelleşmemişti. Altına da beyaz sporlarımı giydim. Bence tamamdım işte. 

(Yandaki siyah çantayı saymayınız lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yandaki siyah çantayı saymayınız lütfen.)

Tam odadan çıkıyordum ki sırt çantamı almadığımı fark ettim. Geri dönüp onu da aldığımda her şey tam gibiydi. Hemen aşağı inip kahvaltı masasına oturdum.

"Sonunda be." Diyen Cenk'e dil çıkartıp önüme döndüm. Bu tabi annemin radarından kaçmamıştı. Şu 3 günde bir şey öğrendiysem o da bu kadının ikiden fazla gözlü olduğuydu.

"Aleda annecim çok ayıp." Diyen gözlerini belertip bana bakan anneme döndüm.

"Ama anne beni yataktan düşürdü. Hemde ayı dedi bana." Tamamiyle çocuk gibiydim. Banu'dan eksiğim yoktu fazlam vardı.

"Anne o da bir türlü kalkmadı. Ayrıca ben sana ayı demedim kış uykusuna mı yattın dedim. Sen bana öküz dedin." Birde kendini savunuyordu. Gözlerimi kısıp ona baktım. Tam lafa atlayacaktım ki babam benden önce davrandı.

"Çocuklar çok ayıp. Hadi bir an önce kahvaltınızı yapın  okula geç kalacaksınız." Dedi.

Acele ve atışmalarala yapılan bir kahvaltıdan sonra hemen dışarı çıkıp arabaya bindik. Sağolsun şöför Ahmet amca bizi hemen getirmişti.  Okulun önüne geldiğimizde Cenk ile birlikte arabadan inip yavaş yavaş müdürün odasına girdik.

"Günaydın hocam ben Aleda Asilzade sınıfımı öğrenebilir miyim lütfen." Dedim hanım kız modumda.

"Hoş geldin okulumuza kızım. Cenk ile aynı sınıftasın 11/B." Dedi müdür amca. Tatlı birine benziyordu.

"Teşekkür ederim efendim. Kolay gelsin." Deyip odadan çıktım. Beni  kapının önünde bekleyen Cenk'in koluna girip :

"Aynı sınıftaymışız hadi gidelim." Dedim.  Sınıfin kapısının önüne geldiğimizde daha zil çalmamasından dolayı kapı hâla açıktı. Sınıfın içine girince gözlerimi sınıfta gezdirirken  sevdiceğimi gördüm. Kocaman açılmış gözlerim ve 32 diş sırıtmam ile üstüne atlamam bir oldu.

"Yaa bana nasıl söylemezsin. O kadar konuştuk." Sitem karışık nazlı sözlerimle söylediklerimden sonra beni hafifçe kendinden ayırıp yüzüme baktı.

"Ama güzelim o zaman ne sürprizi kalırdı." Dedi. Bir an nerede olduğumu hatırlayınca hemen geri çekildim.  Bir çok göz benim üstümdeydi. Kim bu kız dediklerine emindim. Ayriyetten Aybars'ın arkadaşları da bize bakıyordu. 

"Ikizim çekilsen mi artık şu bebenin üstünden. Gel sen benim yamacıma gel." Diyen Cenk beni kendi yanına çekti.

"Ama Aleda aşkım nasıl anlatmazsın olanları. Aybars söylemese haberimiz olmayacak." Diyen  kişi ise Aybars'ın arkadaşlarından Bilge'ydi. Bir gün Aybars nereye gidiyor diye arkadaşları Efe'yle peşine takılıp gizlice  yanımıza kadar gelmişlerdi. Sonradan onlarla da iyi arkadaş olmuştuk. Ama onların tayfası bu kadar kişi değildi. Aleyna ve Baran diye iki arkadaşları daha vardı. Ama yanlış hatırlamıyorsam onlar eşit ağırlık sınıfındalardı.

"Vaktim olmadı ne yapayım? Hem ne demişler geç olsun güç olmasın. Öğrendin işte." Dedim. Zil çalmasa belki daha çok şey söylerdi ama zil çaldı. Mecbur yerlerimize geçmek zorunda kaldık. Ben ile Aybars , Bilge ile Efe oturmuştuk.  Cenk'te garim tek oturmuştu. Benimle oturmak istese de bugünlük bir şey dememişti. 

Dersler ilerlemiş sonunda öğle arasına gelmiştik. Geçtiğimiz derslerde hocalarla ve grubun geri kalanıyla tanışmıştım. Şimdi yemek yiyorduk. Oldukça fazla acıkmıştım.

"Gençler okul çıkışı bir şey yapalım mı?" Diyen Efe'ye döndüm.

"Bana uyar." Dedi Bilge. Cenk ve Aybars cevap vermeden önce bana bakmışlardı. Ama ben istiyor gibi değildim. Uzun bir gün olmuştu. Cidden yorulmuştum.

"Ben eve gideceğim okuldan sonra ama siz isterseniz  gidin."  Ortaya dediklerimden sonra Cenk ve Aybars da reddetmişti. Diğer dörtlü grup olarak gidiyorlardı.

Kalan dersleri de işledikten sonra pilim bitmişti. Hemen arabaya binip eve gelmiştim.

"Ben uyuyorum. Lütfen akşam yemeğine kadar ellemeyin." Dememle Cenkin hayret nidaları çıkarması bir oldu.

"Aleda sen hep mi bu kadar uyuyorsun?" Dedi.

"Kendimi bildim bileli." Deyip odama girdim. Eşofman takımı giyip büyük ve yumuşak yatağıma girdim.

"Kızım ilk günün nasıldı?"  Nerdeyse tabağa deyecek kafamı hızla babama baktım.

"İyiydi. Aybars'la aynı sınıftaymışız." Dedikten sonra tekrar tabağıma döndüm. Uykudan yemek bile yiyemiyordum.

"Ya o zaman sınıfını değiştirelim." Dedi  Cesur abim.

"Ya abi saçmalama." Dedim. Çünkü saçmalıyordu. O da bunu fark etmiş olacak ki susup yemeğine geri dönmüştü. 

Takip edemediğim sohbet eşliğinde yemek yenmişti. Şimdi de salonda oturuyorduk. Ben babamın kucağına yatmış uyumamak için direniyordum. Çokta başarılı olamadım sanırım bir kez daha gözümü açtığımda yatağımda yatıyordum çokta  umursamadan  geri uykuma döndüm.

Selam arkadaşlar. Geciken bölüm için özür diliyorum. Bu bölüm hem de  biraz kısa oldu. Ama bir dahaki bölümü  biraz daha olaylı yazmayı planlıyorum.

Bu bölüme kadar  okuyup,  oy veren yada okuma listesine ekleyen herkese çok teşekkür ederim. 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.
Seviliyorsunuz 💞

KAZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin