21

3.7K 180 90
                                    

Gözümü açtığımda dün geldiğim yerdeydim, Taehyung'un evi...

Telefonumu elime aldığımda en az 10 saat uyuduğumun ve hala aç olduğumun farkına vardım. DURR. BEN HALA AÇIM. MAKARNA?????? HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR.

'Jungkook uyandın mı?'

Mutfaktan ses geldiğinde iyice ödüm b*kuma karışmıştı zaten. Kapalı kapıdan geçebilecek üstüne de hiç uyandırmadan mutfakta bireyler yapabilecek kişi kim cidden merak etmiştim. Hırsız olsa elini öpüp alnıma koyarım bu becerisi için. Her neyse şuan konudan fazla saptım. Devam ediyorum..

'Jungkook!'

Ses daha da artmış, daha da vurgulu hale gelmişti. Korkunun yararı yoktu ya, ne kaybedebilirdim mutfağa gidip baktığımda?
Hiçbir şey! O zaman gitmeliydim. (kendi kendime verdiğim mükemmel gazla) Yerimden kalktım ve sesin sahibini görmek için mutfağa girdim.

'hyung, nasıl geldin?'

'evime yürüyerek gittiğim için buradan geçiyordum. Salonun lambasını açık görünce ya Taehyung ya da hırsız zannedip kapıyı çaldım. Senin uykunda nasılsa artık. Uyanmadın.'

'e o zaman nasıl girdin hyung'

'çilingir çağırdım.'

Seokjin hyungla aynı anda kahkaha atmıştık. Çok iyi birisiydi ve en az Jimin ile Namjoon hyung kadar anlayışlıydı. Buraya neden geldiğimi veya neden burada yattığını sormadı. Sadece sessizlik vardı ortamda.

'bu arada makarna yapmışsın ama eğer 5 dakika daha geç gelsem yanıcakmış'

'oh, ben de onu yaktığımı düşünmüştüm'

Kendi kendime mırıldandıktan sonra mis gibi gelen kokulara baktım. MAKARNA nerede? Makarnadan eser olmayan mükemmel en az 4 çeşit yemek. Harika!

'şey, biraz yediklerine karışıyormuşum gibi oldu ama. Kafede bir şey yemedik ve üstünden baya geçti. O açlığını sadece makarnayla geçirmek olmazdı. Ben de bir şeyler ekliyip bunları yaptım. Bir sakıncası yok değil mi?'

İkimizde nefes alamıyorduk. Hyung nefes almadan hızlıca konuştuğu için. Ben de yemeklerin kokusunu daha fazla içime çekmeye çalıştığım için.

' sakınca mı? O da ne? Yenilebiliyor mu? '

Kahkaha atan hyung, ocağı kapatıp son kez karıştırmıştı her birini.

Bu akşam ayı gibi yicektim...

-------

Cidden ayıya dönüştüğümü söyleyebilirim. O kadar fazla yedim ki, yerimden kıpırdayamıyorum.

Makarna bunların yanında fıs kalırdı. O derece güzel yapmıştı hyung.

'ellerine sağlık hyung. Hepsi efsane olmuştu'

'afiyet olsun da birazcık fazla yemedin mi ya?'

'sanırım evet birazcık fazla yemiş olabilirim'

Evin her bir yanını kahkahalarımız sarmıştı adeta.

------

Hyunga tabakları dizmesinde yardım etmiştim ve baya geç olduğunu söyleyerek gitmişti. Hyung gittikten sonra ben de gitmek için hafif ayaklanmıştım. 'Acaba Taehyung 'a mesaj atsam bakar mı' düşüncesi saolsun, geri oturup telefonu elime aldım.

Jungkook :
Tae
Nasılsın, iyi misin?
İletildi

Bugün kafeye gittik ve döndüğümüzde senin evinde yemek yaptık
İletildi

Seokjin hyung yapmıştı gerçi.
Ben o zaman yatıyormuşum senin evinde
İletildi

Taehyung...
İletildi

Sen cidden hiç yanımda olmadın mı?
İletildi

O kişi, doğru mu söylüyor?
İletildi

Sen sadece bana acıdığın için mi yardım
ettin o gün
İletildi

Pansuman yaptığın o gün, sadece bana
acıdığın için mi beni tüm okulda aradın
İletildi


Hayır...
İletildi

Ona inanmıyacağım
İletildi

İnanmamalıyım
İletildi

İnanmamalıyım değil mi Tae?
İletildi

İletilmiş olduğundan emin olduğum (belki görmüştür diye) tüm mesajları da attıktan sonra derin bir nefes verdim. Ben geçen şu 4 günde çok garip duygular beslemiştim belki de.

Son kez boş olmaması ümidiyle dua edip açtığım boş mesaj kutusuna baktıktan sonra kapattım ekranı. Masanın üstündeki zarf ve kaktüs elime alıp evden çıktım.

--------

Artık doğmaktan bile bıkan güneş, ışıklarını yüzüme vurduğunda uyanmak için erken olduğunu düşündüm. Düşüncemi kendime inandırmak için komidinin üstündeki telefonuma elimi uzatmış ve zar zor kavrayıp gözlerimin hizasına çıkarmıştım.

SAAT 14.00'DI. Bana mesaj atan 'bilinmeyen numara' 15.00 da konumda olmam gerektiğini söylediğinden yerimden fırladım.

Elime ilk gelen tişört, eşofmanı aldım ve üstüme geçiriverdim. Saçlarımı da öylesine düzeltip anahtarları aldım (Taehyung'un evinin ve normal evimin). Odamdan tüm hızımla fırlamış, hiçbir şey düşünmeden evden çıkmıştım. Kendi hızıma ben de yetişemiyordum.

Saate son kez göz attığımda tam zamanında depoya yetiştiğimi farkettim. İçimde hem korku hem de merak vardı. Belki de neden gittiğini cidden öğrenicektim. Belki de sadece oyuna gelicektim. 2. seçenek bana mesaj atan kişiye daha uygun geldiğinde artık her şeyin geç olduğunu farkettim.

Deponun içine tamamen girmiş, odaya göz atıyordum. Son geldiğim gibiydi her şey...

Kapı gıcırdıyıp içeriye birden fazla beden girdiğinde başta kim olduklarını görmek için kafamı uzatmış, daha sonrasında gördüğüm kişilerle geri geri adımlamıştım.

'uw korktun mu?'

'hayır hayır. Şaşırdı tabi ki. Beklemiyordun bizi değil mi?'

Alay eden sesler... Mingyu ve Taemin'dendi. Bogum olacak şahıs yanlarında değildi. Sanırsam kapıda, kimse var mı diye gözetleyen bedenin sahibiydi Bogum.

Nereden geldiğini bilemediğim cesaretle kahkaha attığımda ikisi de gözlerini bana dikmişti.

' neyse biz sözü kısa kesiceğiz. Konumuz Taehyung.'

Durup onlar da kahkaha attığında yüzümü tamamen asmıştım.

'ya da hiç konuşmaya gerek yok. Değil mi? '

Mingyu'ydu konuşan. Anlamadığımdan sesli bir şekilde 'hı?' dediğimde devam etti, ara verdiği sözüne.

'karanlıktan korkmazsın değil mi?'

❄️
Selam canlarımmmm
Bu bölümü de kısa tuttum
Neden bilmiyorum dkdkldmdşdöd
Neyse
Nasılsınız babylerim
Bugüm attığım 3.bölüm de bu olduğuna göre bugünlük yeter kdmxlxmxlmxl
Diğer bölümleri de acaba bir arada yazıp birlikte mi yazsam?
Bilmiyorum.....
Neyseee
I love u 🤍
Düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim 🤗

save me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin