Kıpırtı

67 13 10
                                    

"Bu tehlikede olduğum anlamına geliyor, peki ne yapmalıyım? Kimseyi tanımıyorum."

"Yapman gereken tek şey kimseye güvenmemek ve dikkatli olmak. Onu görememenin sebebi arkanda olmasıydı. Unutma, sen onları gölge şeklinde görebiliyorsun. Bunu ben bile yapamıyorum."

Biraz olsun moralim yerine gelmişti.

"Ve unutmadan, yarın derslere başlarken bu 'şekil değiştirme' olayıyla ilgili anatomi öğretmenin Fiona'dan biraz bilgi al. Kendini kontrol etmene yardımcı olacaktır."

İçimden"soğuk ve sert tavırlarını göz önüne alacak olursak pek de yardım edecek gibi durmuyor" diye düşünsem de bunu dile getirmek yerine 'peki Hanımefendi Tara' demekle yetindim.

"Yani bu olayda suçlu Beth ya da şu 'ışıklı çömez' değil. Harika." Kyle'ın alaycı sesinden çok, ışıklı çömez demesine takılmıştım. Belki de uzaydan geldiğimi düşünüyordur.

Onu boş verip Beth'e döndüm. "Aramızda ufak bir yanlış anlaşılma olmuş. Yaptıklarım için senden özür dilerim."

Gülümseyip elini uzattı. "Ben de söylediklerim için özür dilerim." Biz el sıkışıp ateşkes ilan ederken Kyle da bize hayretle bakıyordu.

"Hadi hepiniz odalarınıza. Kyle sana saatler konusunda yardımcı olsun Claudia."
Tara bizi kibarca odasından kovarken Kyle dünyası başına yıkılmış gibiydi. Bana yaklaşmak bir kâbustu sanki onun için.

Hiçbir şey söylemeden sadece başını salladı ve beraber Tara'yı yalnız bıraktık.

***

Odama girdim ve benim yatağımla arasında iki metre olan diğer yatakta karın üstü uzanmış, ayaklarını kalçasına vura vura telefonla ilgilenen kızı gördüm. Sarı saçlarını at kuyruğu yapmış, önden de iki tutam ince uzun dalga bırakmıştı.

"Hoş geldin tatlım. Ama dedikoduların sen odaya ulaşmadan bana ulaştı." Kafasını telefondan kaldırmadan konuşmuştu.
Hayretle bir kaç adım attım ve kendi yatağıma oturup ona daha yakından baktım.

"Sen neden söz ediyorsun?"

"Okulun öğrenciler tarafından oluşturulan bir haber sitesi var. Buraya gelirken yolda üye oldum ben de." Başını kaldırdı ve güzel yüzüne inen bir tutam saçı yana itti. Gözleri gökyüzü gibiydi. Mavinin yumuşak bir tonunu taşıyan gözlerini bana dikti.

"İyi bir başlangıç yapmamışsın anlaşılan." Sonra omuz silkti. "Hiç de canavara benzer bir halin yok."

Kendimi biraz tuhaf hissetmiştim doğrusu. Haber sayfası benden 'canavar' diye mi söz etmişti? Henüz okulda sinir bozucu bir erkek öğrenci, hemşire, müdüre ve bir öğretim görevlisinden başka kimseyi görmemiştim. Bir de muhafız vardı tabii. Beni de başkasının görmediğinden emindim. Nasıl hakkımda haber yapmışlardı! Bu sayfanın yöneticileri kimdi ??

"Söylesene, neler yazmışlar?"

"Tuhaf özel güçlere sahip olduğunu falan işte. Bir kaç felakete sebep olmuşsun. Ucube demişler bir de."

Durup bir süre beni süzdü. "Gerçekten o duvarı nasıl yıktın? Okula girerken gördüm, iş makinesi girmiş gibiydi.."

"Kontrol edemediğim yeteneklerim var. Aslına bakarsan benim de haberim yoktu." Alaycı bir tonda konuşarak olayın korkunçluğunu bastırmaya çalışmıştım.

"Ah, anlıyorum. Boşver, sanırım oda arkadaşları olarak tanışmadık henüz." Elini uzattı. "Ben Jillian. Kimseyle çok iyi anlaşamam. Aykırı bir insanım onu baştan söyleyeyim. Ve sen de Claudia olmalısın, değil mi?"

GECENİN BEKLEYENLERİ: IŞIĞIN KONTESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin