¨B-Benn..¨ diye kekeledim az önce hayal görmüş olmayı dileyerek. ¨Senin yanında bana zarar gelmeyeceğini biliyorum¨
Damarlarına baktım tekrar ona farkettirmemeye çalışarak. Normale dönmüş gibiydi.
Gülümsedi ve yemek yemek üzere güzel bir restorana doğru yola çıktık.
İçerisi, camla kaplanmış ve içinde gerçek gül yaprakları olan lüks masalarla doluydu. Hoş bir ambiyansı vardı ve masalarda oturan vampirler genelde partnerleriyle beraberdi.
Dışarının ışıltılı ihtişamını tüm açıklığıyla seyredebileceğimiz cam duvarlara yakın bir masa seçtik ve ceketlerimizi hostlara bırakarak oturduk.
¨Söylemeye fırsatım olmadı ama çok güzel görünüyorsun.¨ Yanaklarım ısınırken beni bu kadar etkilemesine izin vermemem gerektiğini düşündüm. O tuhaf dakikalar beynimde dönüp duruyordu. Damarları ve bakışları, söyledikleri... Tüm o şüphelerime ve korkuma rağmen hala bana inanılmaz çekici geliyordu ve bu belki de son zamanların en tehlikeli düşüncesiydi.
¨Teşekkür ederim. Sen de çok iyi görünüyorsun.¨ dedim kafamdakileri uzaklaştırmayı başararak.
Yemeklerle beraber şaraplar da gelirken midemdeki guruldama seslerini çok net bir şekilde duyabiliyordum. Hızlıca içeceğimden bir yudum alıp yemeğe başlarken daha önce hiç bu kadar lezzetli bir şarap içmediğimi farkettim. Damağımda akışkan ve meyve- baharat karışımı bir tat bırakmıştı. Tekrar kocaman bir yudum alırken Larry'le göz göze geldik. Ağzım dopdoluydu bu yüzden gülümsemeye çalışmak aptallık olurdu. Ben de şarabı küçük küçük mideme gönderirken kehribar rengi gözlerine odaklandım.
Gözünü kırpmadan beni izliyordu. Yüzünde hayran bir ifade vardı ve bütün gülünç hallerime rağmen bana nasıl böyle bakabildiğini merak etmiştim. Belki de çok iyi bir oyuncuydu.
Tekrar yemeğime döndüm ve yaklaşık bir buçuk saat boyunca okulla ilgili bilgiler, hikayeler anlattı. Uzun uzun sohbet edip konuştuk. Şehirdeki tuhaf anılarından ve ilk gelişinden söz etti.
Ben de bu süre boyunca durmadan şarap içtim, arada bir kafamı sallayıp komik sözlerine gülüyor ve sonra kadehimi garsona doğru sallayıp yenisini istiyordum. Bir süre sonra gerçekten kahkahalarla gülmeye başlamıştım.
Ama sonra bunun Larry ve hikayeleri ile ilgili değil, sayısını bile hatırlamadığım şarap kadehleri ile ilgili olduğunu anlamıştım.
O gece hayatımda hiç almadığım kadar alkol aldım. Körkütük sarhoş olmuş ve önümü bile göremeyecek bir hale gelmiştim. Böylece Işık Kulesi ziyaretimiz de iptal oldu.
Larry beni özel araç çağırtıp odama kadar getirmişti. Kapıda durup endişeli bir yüzle beni izliyordu.
¨İyi görünmüyorsun, seni yatağına kadar taşımamı ister misin?¨
Uyuşuk bir kahkaha attım. ¨Seni çağpkın muhağfıığğzzz. Yataaağıma mı geeğlmek istiyoğrsuuğnn.¨ Sarhoşluğumun verdiği salaklıkla söylediğim şeyleri başka gün hatırlayınca çok utanacaktım.
Larry bir şey demeden benim için kapıyı açtı ve arkasını dönüp gitti.
Bir adım atıp odama girdim ve dengemi yitirmiş, yürümeyi unutmuş bir halde sendeleyerek duvara tutunmaya çalıştım. Ayakta durmak için debelenirken duvardaki orman tablosunu düşürdüm ve aşağı süzülen bir defter sayfası ayaklarımın dibine indi.
Yazıları okuyabilecek durumda değildim, kendime geldiğimde okumak üzere kağıdı yastığımın altına koydum. Ve ağzımda şarap tadıyla kendimi yatağıma bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN BEKLEYENLERİ: IŞIĞIN KONTESİ
Vampiro"Sanki bir büyünün çekimine girmiş gibi önce sol ayağım geriye doğru bir adım attı, ardından sağ ayağım da onu takip etti. Ve o koku! Aklım başımdan alınmış bir şekilde kafamı çevirdiğimde arkamda beni neyin beklediğini bilmiyordum." Genç Cloudia 1...