Sabah uyandığımda saat sekize geliyordu. Benim için rekor bir sürede uyanmıştım.
Beni şaşırtıyorsunuz Nare hanım.
Ah sende götüm.
Evet evet kesin kes anlıyorum ki Nare Alaca sahalara tekrar geldi. Neydi o yaa birkaç gündür sen sen değildin.
Aynen iç ses.
Akşam ki ağrılarım kalmamıştı. Şuan kendimi fazla dinç ve iyi hissediyordum. Acıkmış olan karnımı doyurup daha iyi olacaktım.
Aynada ki yansımama baktığımda da gece ki kötü görüntüm azda olsa kendine gelmişti. Ruhumda ki yorgunluk yerinde dursa da onu da onaracaktım.
Kendime olan inancım da artmıştı.
Kimsenin beni çağırmasına gerek duymadan odadan çıkıp merdivenlere doğru ilerledim.
Merdivenlerde yaşadığım olaydan sonra daha dikkatli bir şekilde aşağıya indim. Salonda ki kahvaltı masası boştu. Saat ise Sekiz çeyrekti. Bu saatte Esma teyzenin bile uyanmamış olmasına şaşırmıştım.
"Günaydın Nare." diyen ses ile yerimde sıçrayı arkamı döndüm.
"Korkuttum mu? Kusura bakma." diyen Esma teyzeye gülümsedim.. Evet şaşırmamak gerekiyormuş kadın çoktan kalkmış.
Herkes sen değil ki Nare hanım.
"Yok benim boşluğuma geldi bir an. Yardım edeyim mi?" diye sordum elinde ki kahvaltılıkları kast ederek.
"Olur mu öyle şey. Sen bahçeye geç ben yaparım. Bugün hava biraz serin olsa da hava çok güzeldi. Bende kahvaltıyı oraya hazırladım."
Ona gülümsediğimde bahçe kapısına doğru ilerledi. Bende peşinden gideceğim sırada merdivenlerden gelen ses ile oraya odaklandım.
Eflan üzerine tam oturmuş gri takımı ilerlerken tukunmadan edemedim. Kravatı ile savaşa girmiş bir şekilde iniyordu. Anlına düşen tutamları ona daha bir hava katmıştı.
Beni fark ettiğinde yüzünde oluşan alaylı gülümseme benim yüzümdeki gülüşü almıştı.
"Ooo Nare Hanım merdivenlerden düşmeden inebilmişsiniz."
"Ooo Efkan bey bakıyorumda sabah sabah keyfiniz pek yerinde. Yaşlı ihtiyar." bozulan yüzünü umursamadan bana karşılık vermeyi ihmaletmemişti.
"Dilinizde aynı sivriliği ile yerli yerinde." dediğinde yanıma gelmiş tam karşımda duruyordu.
Sadece kafamı ona doğru çevirdiğimde direk omuzu ile göz göze geldim.
Lanet olası boy farkı!
Derin bir nefes alıp kafamı kaldırdım.
Boy boy değil mübarek yalı kazığı!
"Allah boy vermiş gerisini koy vermiş canım" diye söylendim. "Bu nedir yahu."
"Gerisini koy verdiğine emin misiniz küçük hanım?"
"Ben onu dışımdan mı dedim ya" diye sızlandım.
"Evet küçük hanım öyle yaptınız." diyerek eğildiğinde burun buruna gelmiştik.
Burası sıcakladı mı ne?
Aynen iç ses. Kim açtı lan ısıtıcıyı.
Evet Nare yine iptal gitti yine balatalar. Uzaklaş şu adamın çekici alanından Nare!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon, Benimle Evlenir misin?
General FictionYaşlısın" "Küçüksün!" "Yaşlısın!!" diyerek burnumu havaya kaldırdım. O inatçı ise ben ondan daha çok inatçıydım. Bu yaptığım hareketle daha da yakınlaşmıştık birbirimize. Nefesi yüzümü yalayıp geçerken ben nefessizlikten boğuluyordum. "Ya sabır.." d...