"Annesi yüzünden nefret ederdi."
Bu sözle beynimde dönerken kaşlarım biraz daha çatılmıştı.
Bir çocuk neden annesi yüzünden nefret ederdi ki bir şeylerden.
Kötü düşünme hemen Nare. Belki de farklı bir nedeni vardır.
Haklısın iç ses.
"Neden ki?" diye sordum elimdeki yeşil zeytin tabağına bakarken.
"Sonra anlatırım olur mu canım." dediğinde birşey demedim.
Tabağımda ki yeşil zeytinlere acıklı bir bakış atarken ilk defa yeşil zeytini bitirmeden masaya bırakmıştım. Önümde ki şekersiz çayımdan bir yudum alırken gözlerimi masadakilerin üzerinde gezdirdim.
Herkes bir hüzünlü olmuştu. Demek ki Maya'nın annesi sevilen biriydi.
Neden içime ince bir sızı düşmüştü bilemiyordum.
Kıskanmış olamayız değil mi?
Tabi ki de hayır!
"Sen yeşil zeytini beğendin mi kızım?"
"Nare abla o kadar iştahla yedi ki canım çekti baba." diyerek gülümseyen kıza baktım. Bu tatlılık yenirdi.
"Afiyet olsun." dedim kısılan sesimle.
"Sen niye yemiyorsun Nare abla? Hadi beraber bir tane daha yiyelim mi?" diye sordu.
O bu kadar masum ve bu kadar tatlılıkla sorarken ben emindim ki zehir olsa yerdim.
"Olur." dedim tabağı ona uzatırken bir tane yeşil zeytin alırken gülümseyerek bana bakıyordu.
Bende ona gülümseyip bir tane yeşil zeytin aldım elime.
"Üç deyince beraber atalım mı ağzımıza ne dersin?" diye sordum.
"Olurr!" diye sevinç ile bağırdı. Ama hemen sonra hızlı ve üzgün bakışları babasına dönmüştü.
"Ama babam nimetle oyun olmaz der." dedi kısık bir ses ile. Üzülmüştü. Bu hali bile çok tatlıydı."Bence baban buna birşey demez." dedim Efkan'a uyarıcı bakışlarımı atarken.
O ve kuralları..
Canı cehennemeydi!!
"Tamam asma suratını Maya hanım." dediğinde Maya başını sevinçle kaldırmıştı.
Bana baktığında ona göz kırptım. Oda bana göz kırpma şeklinde şebeklikler yaparken bu hali ile buradan kalkıp onun o yanaklaını falan ıstırasım gelmişti.
"Bir, iki, Üç.." dediğinde ikimizde aynı anda yeşil zeytinlerimizi ağzımıza atıp gülücükler eşliğinde yemiştik.
Kahvaltının geri kalanı da eğlenceli geçerken Maya'nın gelen okul servisi ile onun okula gidişinin ardından Efkan ve Kaan'ı ise şirkete postalamışlardı.
Ben ise keyfinden ödün vermemiş kıçını yerinden oynatmamıştım.
Ne ben böyle gayette iyiyim.
"Eee Nare okulun ne alemde?" diye soran Emel'e baktım.
Çok gereksiz bir soruydu bu soru artık benim için. Önce yapmam gereken bir işim vardı.
Anne ve babama gerçekte ne olduğu gibi..
Doktor olmak şimdi bakıyorum da bana göre değildi. Açıkçası neden o bölümü seçtiğimi bile bilmiyordum.
Sahi neden hep doktor olmak istemiştim ki.
Baban hep seni doktor kızım diye sevdiği için olabilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon, Benimle Evlenir misin?
General FictionYaşlısın" "Küçüksün!" "Yaşlısın!!" diyerek burnumu havaya kaldırdım. O inatçı ise ben ondan daha çok inatçıydım. Bu yaptığım hareketle daha da yakınlaşmıştık birbirimize. Nefesi yüzümü yalayıp geçerken ben nefessizlikten boğuluyordum. "Ya sabır.." d...