İyi okumalar....
......
"Pardon.." dedim bana bakmadan başından şavuşturmaya çalışan adama. Sesimle kafasını kaldırdığında bir çift ela göz karşılamıştı beni. Ve o elalarda kaybolmadan önce bir çırpıda konuştum.
"Pardon!! Benimle evlenir misin?"
OHA ÇÜŞ NARE!!
Cidden çüş ama bana ya!!
Yahu ben bu konuya hangi ara gelmiştim? Kendimi hangi ara Türkiye'ye atmış? Ve İstanbul'un görkemli sokaklarından geçip bu binada bu adamın yanında bulmuştum.
Baban tekmeyi ölürken gıcına bastığı anda olmasın Nare?
Ne yazık ki iç sesim doğru söylüyordu. Babam ölmeden önce son kozunu oynamış ve beni bir bilinmezliğe sürüklemişti.
Hadi baştan başlayalım. Size evimden bir kedi yavrusu gibi nasıl sokağa bırakıldığımı anlatayım.
Kedi yavrusu mu Nare? Yeme beni resmen bir panter gibi atladın adamların üstüne kızım.
....
Hatırladığım anılar hiçte güzel değildi. Sevgilim beni dostum dediğim kız ile boynuzluyormuş. Ve diğer dost bildiğim insanlar beni sadece param için seviyormuş.
Ve babam ve annem beni buraya atan adam ve kadın. Paramı alabilmem için vasiyet yazarak beni sahte bir evliliğe sürüklemişlerdi.
Hayır önce kendi ayaklarım üzerinde kalmayı çok istemiştim. Ama o kadar beceriksizdim ki bunu bile yapamamıştır. Ve bir sabah elimde ki değerli ne varsa satmış ve kendimi burada İstanbul da bulmuştum.
.....Ben Nare Alaca henüz on sekiz yaşına girdiğim 21 Mart günü anne ve babasını kaybetmiş kız. Ve daha kırkı çıkmayan ailemin mirasının bana bir şartla verileceğini öğrenmiştim.
Hiç tanımadığım bir adamla altı ay evli kalacak ve mirasını alacaktım.
Gelen anons sesi ile derin bir nefes alıp gözlerimi açıp kapattım.
Hakkımda hayırlısı bakalım boka mı bataçaktım. Yoksa istediğimi alabilecek miydim?
Uçak İstanbul havaalanına indiğinde merdivenlerden inerken derin bir nefes aldım. Keşke yine babamlar ile buraya tatil yapmaya gelmiş olsaydık.
Ya da babaannemlerin mezarlarını falan ziyaret etmeye...
Tenime vuran rüzgar beni rahatlatırken havaalanından dışarıya doğru çıktım.
Buraya gelmiştim ama gerisini nasıl getireceğimi inanın ki bilmiyordum. Bir an kızgınlık ile gelmiştim buraya...
Evet aynen öyle Nare!! Acale ettin. Ama paran yok, gidecek bir yerin yok, atacak bir eşyan yok. Telefonun yok!! Hoş telefonun olsa bile arayacak kimsen yok Nare!!
İç sesim sonuna kadar yine ve yine haklıydı..
Kimsesiz olduğum hiç bu kadar yüzüme çarpmamıştı. Gözüm dolarken etrafıma bakındım.
Herkesin yanında gülüştüğü sarıldığı, abisi, kiminin babası kiminin kardeşi kiminin annesi falan varken ben tek başıma ilerliyordum.
Derin bir iç çektiğim de şimdi ne yapacağımı düşünmeye başladım...
Çantamda ki dosyayı açıp adresine baktım. Ev ve iş adresi vardı. Tamam bu adres köprünün diğer kısmında kalıyordu ve buradan oraya kadar yürüyemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon, Benimle Evlenir misin?
Ficción GeneralYaşlısın" "Küçüksün!" "Yaşlısın!!" diyerek burnumu havaya kaldırdım. O inatçı ise ben ondan daha çok inatçıydım. Bu yaptığım hareketle daha da yakınlaşmıştık birbirimize. Nefesi yüzümü yalayıp geçerken ben nefessizlikten boğuluyordum. "Ya sabır.." d...