🛠 3

214 30 13
                                    


Bir hafta sonu evin eksikleri için çıktığı alışverişten dönerken dükkânın önünde durdu. Ahşap taburesine oturmuş, elindeki parçayı evirip çeviren adamın dikkatini çekene değin bekledi.

Adam, önüne düşen gölge ile başını kaldırınca gülüşleri buluştu.

"Kolay gelsin KyungSoo ustam."

"Sana da kolay gelsin Jongin."

"Alışverişten geliyordum.."

"Her şey ateş pahası artık."

"Öyle valla. Şu iki poşete 300 lira verdim. Param bitti eksiğim bitmedi."

"Dünyanın ihtiyacı hiç bitmez." dedi KyungSoo. Dedem gibi konuşuyor diye düşündü Jongin, bu onu genç yaşında ihtiyarlamış gibi değil de olgun gösteriyordu. Ne derdi olsa anlatabileceği bir sakinlikle dinleyen adamın yanında biraz daha kalmak için dayanılmaz bir arzu duydu o anda.

O da bunu farketmiş olacak ki yanında katlı duran ahşap taburelerden birini açtı ve ona uzattı.

Jongin de poşetlerinden iki elmalı soda çıkardı. KyungSoo kasanın kenarına vurara açtı ikisini de.

"Dışardan öyle görünmüyor ama baya büyük içerisi değil mi?"

"Evet, arkaya doğru uzanıyor."

"Yan taraf da mı sana ait ustam?"

"Evet, orası depo. Malların fazlasını orada tutuyorum."

"Kaç senedir yapıyorsun bu işi?"

KyungSoo'nun alnı küçük bir hesapla kırıştı, "on sene olmuş."

Jongin'in ağzından bir hayret koptu, "o kadar var mısın?"

"Ne kadar?" diye sordu KyungSoo merakla.

"Otuzlarda mısın?"

"Sayılır, yirmi sekizim."

Jongin birbirini karşılamayan ipuçlarına bakakaldı elinde.

"Üniversite okumadım, meslek çıkışlıyım. Nalburluk da baba mesleği."

"Biz okuduk da noldu!" dedi Jongin iç çekerek, "dört sene işletme okudum ama sonuçta okuduğum bölümden alâkasız bir kurumda memur oldum, onun için de kaç sene memurluk sınavlarında güzelim saçlarımı döktüm."

KyungSoo, Jongin'in açılan yerleri göstermek için dağıttığı saçlarına bakıp "hâlâ güzeller.." dedi. Kirli ellerine bakıp dizlerine geri bıraktı.

"Neyseki atandım da bitti bu çile. Artık kitap defter yüzü görmek istemiyorum."

"Nerde çalışıyorsun?"

"Devlet tiyatroda. Bilet lâzım olursa sana yapma çalışırım bir şeyler."

"Oluyor mu öyle şeyler?" dedi KyungSoo kınayan bir gülüşle.

Jongin utanarak "olmaz doğru. Zaten benim birimim başka yerde." dedi.

"Benim de gidecek kimsem yok zaten." dedi KyungSoo da.

"İstersen.." dedi Jongin tereddütle, "yani güzel bir oyun gelirse, ben mutlaka gidiyorum.."

KyungSoo'nun dosdoğru kendisine bakan gözlerinde sonraki sözünü unutuyor, bir dediğini bir daha diyordu.. Kendi muhabbetinden sıkılmışken onu düşünemiyordu.

"İsterim..birlikte gidelim." diyerek kurtardı KyungSoo onu sözcük dolaşığından. Sonra elindeki parçayı göstererek "şunun icabına bakmam lâzım, soda için teşekkürler." diye ayaklandı.

Onunla birlikte Jongin de kalktı,

"Ne demek ustam, bir sonraki senden olur." der demez ne alaka diye ağzına vurmak istedi.

"Olur tabi." güldü gitti adam.

Ama Jongin kendine kızmaları bitiremedi evine kadar.

🛠🛠🛠


Carino Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin