🛠 12

260 20 2
                                    

Ertesi gün erkenden yaptıkları kahvaltıdan hemen sonra annesini otogara götürdüler. Annesi birlikte yaşarken dikkat edilmesi gerekenler üzerine uzun bir demeç verdi. Ve bu demeçler ancak annesi otobüse binince bitmişti. İkisine de sarılıp öpen kadın otobüs perondan ayrılasıya kadar el salladı. Mutlu görünüyordu.

Otobüs gözden kaybolasıya kadar beklediler, kolları bellerine sarındı. Jongin, KyungSoo'yu şakağından öptü.

"Üzülmem sanıyordum ama.. onu hâlâ seviyormuşum.." dedi göğsündeki sızıya hayret ederek.

"Başka türlü ihtimalimiz yok sanırım.." dedi KyungSoo, "biraz merhamet onlardan bize biraz şefkat bizden onlara.. bu bağlar böyle sürüp gidecek.."

Eve döndüklerinde sabahın erken saati ile yeniden yatağa döndüler..

"Ben izinliyim de sen niye dükkânı açmıyorsun?" dedi Jongin, kolları ve bacakları KyungSoo'yu her yerinden sarıyordu.

KyungSoo ona bu çelişkiyi bakışları ile hatırlattı. Jongin omuzlarını silkip göğsüne sokuldu.

"Bugün de ilgilenmem gereken başka bir iş var. Lâzım olan arar zaten camda numaram var." dedi.

Jongin merakla doğruldu göğsünden, "ne işin var?!"

KyungSoo kaşları ile onu işaret etti,
"Şu aldığın donları deneriz diyordum. Yıkayıp kuruttum benim evde."

"Ne ara?! Hem sen nerden gördün onları aldığımı?"

"Ben görürüm seni her zaman."

"Hiç de belli etmiyorsun.."

"Ben belli etmem biraz.."

Jongin doğrulup üzerindekileri çıkarmaya başladı, "sevişmeye nasıl başladığımızı unuttum resmen" dedi somurtarak.

"Belli bir yolu olmasına gerek yoktur."  dedi KyungSoo da kendi üzerindekileri çıkarırken, "gelişigüzel olması daha heyecan verici.."

İkisini de bir gülme aldı, soyunmak için yarışıyorlardı sanki. Çamaşırını çıkarmaya çalışırken ayağı takılıp düştü Jongin yatağa fakat eli hâlâ bacaklarından sıyıramadığı külodundaydı. KyungSoo uzanıp onun yerine sıyırırken havada kalan kalçasına bir öpüş bıraktı. Jongin huylanarak yani üzere yuvarlandı. Ayağı neredeyse KyungSoo'nun yüzüne çarpıyordu. Bu endişe ile doğruldu.

"Değdi mi? Sana bir şey oldu mu?"

KyungSoo tam rol kesecekken diğerine kıyamayarak doğruldu. Yanaklarına sardığı elleriyle kendine çekip dudaklarında bir öpüş başlattı. Jongin geriye çekilip onu yatağa çekerken dudakları hiç ayrılmadan KyungSoo'yu dizleri üzerinde emekleterek kollarına aldı. Bedenleri birbirini kucakladı, öpüşmeleri ve okşayışları arasında yuvarlanıyorlardı yatakta. İlk yükselişleri bu dokunuşlarla döküldü aralarına, süzülüp karıştı yatağa.

"Bir sıralama yapsan en çok neremi beğeniyorsun?" dedi Jongin, parmakları KyungSoo'nun göğsünü okşuyordu.

"Tuzak soru mu bu?" diye takıldı KyungSoo ona.. topuğu Jongin'in kalçasından baldırlarına inip çıkıyordu. Jongin, gülüşleri çoğalan adamın yüzüne düşen bu aydınlığın bağımlısı olduğunu farketti. Yerli yersiz onu güldürmek sarılmak istiyordu. Göğsünde her zaman onun için bir yer vardı; acısına da sevincine de razı.

Carino Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin