Ertesi sabah Jongin deli sopası ile dürtülmüş gibi sıçrayarak uyandı KyungSoo'nun kollarında. Omzunda huzurla uyuyan adamı yanağından ve açık kalmış sırtından öptü. KyungSoo derin uykulardaydı. Kendisinden bu kadar bihaber oluşuna içerledi. Mümkün olsa rüyasında onu bulur orada da sarılır öperdi.Giyinip çıktı evden. Otogara annesinin iniş vaktinden önce gelmişti neyseki. Dakikalar sonra otobüs perona yanaşınca göğsü kasvetle sıkıştı.
Yolcular bir bir inerken annesine rast geldi. El sallayarak gülümsedi. Uykulu olduğu belli olan kadın huzursuz da görünüyordu.
"Hoş geldin anne! Nasıl geçti?"
"Sekiz saatlik gece yolculuğu nasıl geçerse artık. Valizlerime baksana. Evde görüşürüz hadi! Valizleri alalım."
Jongin iki valizden ağırca olanda bir dolu yiyecek olduğuna emindi. Diğer valiz de annesinin bir süre kendisinde kalacağını gösteriyordu. Bir taksi çevirerek ikisini de yüklediler ve eve doğru yola koyuldular. Yolda ikisinin de ağzını bıçak açmadı. Taksi evin önünde durduğunda annesinin bakışları hemen nalbur dükkânını buldu. Bereket versin ki bugün pazardı ve KyungSoo dükkân açmıyordu.
Valizleri üçüncü kata çıkarana kadar beli kopmuştu. Zaten geceden hassas olan beli kesin yerinden oynamıştı. Fakat annesine zerre incinmiş emaresi göstermedi.
"Tekrar hoş geldin diyerek öptü annesini."
Kadının gözleri dosdoğru evi dolanmaya başlamıştı bile..
Üzerinde düşünmeden misafir odasını açtı annesine. Uzanıp dinlenmesi için kendi haline bıraktı. Huysuzluğunu da yol yorgunluğuna verdi.
Ağır valizi açtı ve haklı olduğu tahmininde yiyecekleri tezgâha boşalttı. Dolaba ve buzluğa koyulacakları hemen halletti. Gerisini de belindeki sızı yüzünden sonraya bıraktı.
Annesi yatıp uyumuşken KyungSoo'nun yatağına koşmak için tarifsiz bir arzu duyuyordu ve kalbinin bu ısrarına hayır demek mümkün değildi. Ama uyandığında kendisini evde bulamayacak annesine de uyduracak bahanesi yoktu. Ona bahane uydurmak zorunda oluşuna, her zaman bir hesap kitap telâşı taşıyan bu anne oğul ilişkisinden yorulmuştu.
"Umrumda değil artık." diyerek indi alttaki daireye. Hâlâ yatağında olan adamının yanına uzandı, elini beline sardı. Üzerinde hiç çamaşır olmadığını farkedince kalçasını okşadı.
"Geldin mi?" diyerek araladı KyungSoo gözlerini.
"Evet. Annem dinleniyor. Ben de sana kaçtım."
"Gergin gibisin?"
"Nasıl olmayayım?"
"Bunca zaman nasıl birlikte yaşadınız?"
"Galiba okul bir şekilde oyaladı beni. Belki onu da.. her zaman kaçmak için bahanem olan derslerim vardı. Artık yoktur."
"Bahanen olabilirim." dedi KyungSoo uykulu bir gülüşle, "bana kaç.."
Jongin uzanıp yüzünün her yerinden öptü, adamı isyan ettirmişti artık.
"Biraz daha oynaşalım mı?" dedi Jongin pantolonunu sıyırmaya çalışırken.
"Seksi antidepresan olarak mı kullanıyorsun?"
"Yatıştırdığı kesin.. ama sen böyle yatarken, böyle güzelken yanında yatıp rüyanı mı göreyim?"
KyungSoo bacaklarını saran çarşafı tekmeleyerek attı, "ikna oldum." dedi.
Erkekliğini okşarken Jongin'i üzerine davet etti. Jongin pantolonundan hemen kurtularak kendini kremleyip yumuşattı, KyungSoo'nun üzerine oturdu.. fakat belinde hissettiği sancı ile iki büklüm düştü KyungSoo'nun kucağına.
"Jongin! Neyin var?"
"Bir şey değil, valizlerden biri çok ağırdı sadece."
"Bıraksaydın, sonra birlikte çıkarsaydık."
"Çıkardım gitti zaten. Sen bana girmeye devam et."
"Çok seksi şeyler söylüyorsun ama sen bu haldeyden devam edemem." dedi KyungSoo ve Jongin'i üzerinden indirdi. Yatağa yüz üstü uzandırıp beline masaj yaptı, birkaç yerinden kütletince de Jongin sanki belindeki parçaların yerine oturduğunu hissetti.
"Naptın öyle ya?"
"Babama da olurdu hep ağırlık kaldırmaktan. Göbeğin düşmüş derler bizim orda. Yerine oturdu şimdi."
"Vallahi oturdu." dedi Jongin.
Sonra da devam edecek miyiz diye kalçasını sallayarak baktı KyungSoo'ya bir davetle.
KyungSoo ondaki bu arsızlığa gülerek doğruldu. Yüz üstü uzanan Jongin'in baldırlarına oturdu. Kalçasını aralayarak ıslattığı erkekliğini yavaşça bedenine kattı. Sırtına doğru uzanarak omuzlarına sarıldı.
"Böyle iyi misin? Üzerime alayım mı seni?"
Jongin geriye uzattığı ellerini KyungSoo'nun kalçalarını hareketlendirmek için sıktı, "devam et devam, en iyi girişlerinden olabilir bu."
KyungSoo gülerek hareketlendi, "ağır değil miyim?"
"KyungSoo, devam et işte girmeye devam et.."
KyungSoo endişelerinden koptu gitti, omuzlarından boynundan öperken elleri göğüslerinde dolaştı, karnına indi, erkekliğini avuçlayıp okşadı. Bedenlerinin kıvrılışları ile yeniden zevke geldiler..
🛠🛠🛠
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Carino
FanfictionBen beni bir bulsam sende Öyle tamam ne eksik ne fazla Her şeyimi alsa da dünya Avunurdum bin kez bu aşkla..