Aya (ASKIDA)

BÖLÜM SEKİZ: GİZLİ YER

Bölüme geçmeden önce sizinle rahatsız olduğum bir durumdan bahsetmek istiyorum.

Kurguyu okuyanların bazıları kurguya hiç yorum yapmıyor ve beğenmiyor. Yorum yapma ve beğenme zorunluluğunuz yok ama farkındaysanız benim de buraya bölüm atma gibi bir zorunluluğum yok. Ben sizden binlerce yorum veya beğeni almayı talep etmiyorum. Zaten böyle bir şey bu oranlarla asla olmaz da... Kimseden fazla bir şey beklemiyorum, sınır koysam geçilmeyeceğini de biliyorum ama en azından biraz etkileşimde bulunun rica ediyorum. Burada hayalet okuyucular yerine artık aktif okuyucular görmek istiyorum. Yorum yapmak zorsa en azından yıldıza basmak bu kadar zor olmamalı.

Siz ne kadar çok etkileşimde bulunursanız daha hızlı yazmaya çalışıp bölümleri daha hızlı yüklerim. Ama etkileşim olmayınca hevesim kalmıyor, bölüm geç geliyor. Kısaca diyeceklerim bu kadardı.

Keyifli okumalar! :)

BÖLÜM SEKİZ: GİZLİ YER

The Weeknd - Blinding Lights

Partiden otuz dört gün önce

20 Eylül Perşembe, 09:00

Tuana yüzünde iğrendiğini belli eden bir ifadeyle Duru'ya baktı. "Kusmuk kokusunu hâlâ alabiliyorum. O sarı sıvı da neydi öyle, partiye gelmeden önce cadı kazanında kaynatılmış şurup falan mı içmiş?"

Görmeyeceğini bilsem de kafamı olumsuz anlamda salladım ve gözlerimi ona çevirdim. "Limonatanın hepsini bitirdiği içindir. Size en başında şişeden kurtulmamız gerektiğini söylemiştim."

"Sadece eğleniyorduk. Bizden önce partinin bir şeye benzemediğini düşünürsek onlara bir iyilik yaptığımızı bile söyleyebiliriz. Hem Duru hepimizden daha çok eğlenmiş görünüyordu." Melanie yüzümdeki ifadenin değişmediğini görünce derin bir nefes verdi. "Ne yapalım, dünü kötü ve asla hatırlanılmaması gereken anılarımıza ekleyelim mi istiyorsun?"

"Şu Bayan Doğru tavırların gerçekten hiç hoşuma gitmiyor," dedi Tuana kollarını göğsünde kavuşturup kızgınlıkla bana bakarak, "dün akşam birlikte eğlendik. Önemli olan da bu değil mi?" Onları bilmiyordum ama limonataya içki karıştırdığımızda, koçun odasında Melanie'ye yakaladığımda, Duru'yu kusarken gördüğümde veya ortam sakinleşene kadar Melanie'nin telefonunu çantasından almaya çalıştığımda hiç eğlenmemiştim.

"İkiniz de beni anlamıyorsunuz. Kız bizim yüzümüzden kustu," diye açıkladım. "İçine alkol koyduğumuz limonata yüzünden kustu."

Melanie omuzlarını silkti. "Kimse ona bir şey içmeye zorlamadı. Yani bu bizim sorunumuz değil."

"Ama ona içmesini öneren sendin."

Kaşlarını yukarı kaldırıp söylediklerimde ciddi olup olmadığımı merak ederek, "Şu an gerçekten ciddi misin?" diye sordu. "Ona camdan aşağı atlamasını söyleseydim, atlayacak mıydı?" Cevap vermeye çalışmadığımı görünce gözlerini benden uzaklaştırdı ve başını sallayarak hoşnutsuz bir şekilde suratını buruşturdu.

Sahanın diğer tarafından bir el çırpma sesi duyuldu. "Kızlar mola zamanında değiliz!"

Tuana enerjik bir şekilde havaya kaldırıp iki yana salladığı matarasıyla birlikte koça karşılık verdi. "Su içiyoruz!" Sonra sanki daha inandırıcı olmasını istiyormuş gibi şişenin pipetini dudaklarının arasına alıp birkaç yudum su içerken, koç başını salladı ve dikkatini yeniden dans etmeye başlayan kızlara odakladı.