BÖLÜM ÜÇ: AİLE BAĞLARI

1K 103 67
                                    







Bölümlerin daha hızlı gelmesi için oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın^^

Keyifli okumalar!


BÖLÜM ÜÇ: AİLE BAĞLARI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







BÖLÜM ÜÇ: AİLE BAĞLARI

Miia – Dynasty





Partiden otuz yedi gün önce

17 Eylül Pazartesi, 18:00

Eve geldiğimde üstüme rahat bir şeyler geçirdim; paçası büzgülü eşofman, çizgili tişört ve kapüşonlu hırka. Yardımcımızın izin alıp evden birkaç saat erken ayrıldığını ve evde benden başka kimsenin olmadığını bilerek, guruldayan karnımı doyurmak ve ödev yapmak için mutfağa indim. Odamdaki dört duvar arasında sıkışıp kalmak istemedim çünkü mutfağın dış cephesi camdan yapılmıştı, bu sayede bahçeyi geniş bir şekilde görebiliyor ve evde hapsolma hissim köreliyordu.

Mutfağımız, standart ölçülerde sıradan bir ev mutfağının iki katı büyüklüğündeydi, açık planlı bir şekilde salonla iç içe olarak tasarlanmıştı. Bar sandalyeleriyle çevrili granit bir ada, modern dokunuşlarla özel olarak tasarlanmış beyaz mutfak dolapları, iki kapılı buzdolabı, mikrodalga, fırın, ocak ve ayrıca ekstra saklama alanı sunan gizli bir malzeme odası vardı. Tezgâhın üstünde tek bir bardak bile yoktu. Üvey annemin istediği gibi her şey düzgün ve yerindeydi.

Akşam yemeğinden önce hafif bir şeyler atıştırmak istediğim için dondurucudan dondurulmuş pizzayı çıkarıp doğruca mikrodalgaya attım. Pizzanın ısınmasını beklerken, kendime mutfak dolabından bir latte bardağı indirdim, içine üç adet buz küpü koyduktan sonra potun içinde sıcak suyla erittiğim granül kahveyi bardağa boşalttım. Soğuk kahvemi çelik pipetimin yardımıyla karıştırırken, Luna ağzına aldığı mama kabı ile mutfağa girdi, kuyruğunu bacaklarının etrafına dolayarak ayaklarımın dibine oturmadan önce mama kabını yere koydu. Luna, beş ay önce evlat edindiğim Scottish Fold cinsi kediydi. Tüyleri kısa ve griydi. Küçük kulakları içe doğru kıvrıktı ve yuvarlak gözleri bakır rengindeydi.

Bardağımı bıraktım, dizlerimi büküp hemen yanında diz çöktüm. Elimi uzatır uzatmaz sanki onu sevmek istediğimi hissetmiş gibi başını parmaklarıma sürttü ve miyavladı. "Sen de mi acıktın?" diye sorduğumda yeniden miyavladı. Onu biraz sevdikten sonra mama kabını doldurdum, hemen yemeğini yemeye başladı. Parmaklarımı yumuşak tüylerinde gezdirirken, arada bir yemeğini yemeyi bırakıp yuvarlak yüzünü elime sürtüyordu.

Maral meraklı bir ifadeyle, "Canım, ne zaman geldin? Geldiğini hiç duymamışım," dedi. Elindeki beyaz telefonu tezgâh adasına bırakıp kalçalarını tezgâha yasladı. Boğazlı ve dizlerine kadar uzanan düz siyah bir elbise giyiyordu. Yüzünde gölgeli ve sade bir makyaj vardı ve kulaklarına su damlası şeklinde küpeler takmıştı.

Aya (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin