Multimedya: "Ruelle- Secrets And Lies"
Kısacık zamanda tahminimden daha fazla etkileşim alabilmenin mutluluğu içindeyim. Hipopotamlar gibi hoplayıp zıplıyorum. Allah bozmasın.
Amiiiiiiiiin.
Neyse sustum.Mutlu, huzurlu, sağlıklı bayramlar.
İyi okumalar. 〰️
Yakut'tan:
"Yakut Gözer."
Adımı duyunca bir adım ileri çıktım. Kurbanlık koyun gibi dizildiğimiz duvar kenarında hala dikilen beş kadına baktım.
Başları önlerinde sebebini çözemediğim bir umutsuzluk içerisinde sessizce bekliyorlardı.
İşe erken başlamam gerektiğini söyleyen Selçuk Bey bugün bize rehberlik edecekti ve yarım saattir elindeki listeden isimler söylüyor ya sağ tarafındaki sıraya ya da sol tarafındaki sıraya yönlendiriyordu.
"Sol tarafa geç, lütfen."
Dediğine kulak verip soldaki sıraya doğru ilerledim. Daha çok orta ve genç yaşta, tecrübeli gözüken kadınların en arkasına geçip tekrar beklemeye başladım.
Benim ismimden sonra Selçuk Bey tekrar arkasındaki masaya dönüp kağıtları incelemeye başlamış ve çağıracağı isim için son kontrolleri yapıyordu.
Ve bu sessizlik benim kafama tak etti artık!
Bir hevesle önümdeki kadının omzuna hafifçe dokunup bana dönmesini bekledim. Başını hafifçe sağa doğru çevirip gözleriyle yandan yandan bana bakmaya başladı
Tövbe estağfurullah ne kaçmış bu kadının içine, o gözleri yamulup kalacak öyle.
Bir sus sen.
Benimle ilgilenmesine sevinip sorumu yönelttiğim sırada Selçuk Bey de duvar kenarına dönüp 'Yasemin Ender' diye seslenmişti. Ve bakır rengi saçları olan bir kız öne çıkmıştı.
"Acaba bizi neden böyle çağırdıklarını ve ayırdıkl-" daha cümlem bitmeden kafasını çevirip bir iki adım uzaklaştı benden.
Aman haspam.
Çak bir beşlik. Bu sefer tamamen haklısın.
Kadının hareketine anlam veremezken Yasemin diye çağrılan kız benim arkama geçmiş fısır fısır ağzının içinde kelimeler yuvarlıyordu.
Biraz daha dikkatli dinleyince ne dediğini çözmüştüm.
" Allah'ım n'olur Ural Bey beni seçsin, yalvarırım n'olur!" sessizce haykırıyordu resmen.Demek benim gibi yeni değil diye düşünerek arkamı dönüp gözlerimi gözlerine kilitledim.
Yaşının da diğerlerine nazaran daha genç gözükmesinden güç alıp "Sanırım buradaki işleyiş hakkında bilgin var." diyerek konuşmaya başlamıştım ki o da arkasını dönüp iki adım uzaklaşmıştı.
Lan ben adam mı yiyorum acaba?!
Artık dayanamayacağımı farkedip kızın üstüne gidecekken konuşma esnasında karşı gruba iki kadın daha yerleştiren Selçuk Bey bizim sıraya dönüp,
" Sizi ben yönlendireceğim," dedi ve elini arkamızdaki koridora uzatıp devam etti "Bu taraftan hanımlar."
Koyu kırmızı renkli koridora doğru robotik hareketlerle ilerlemeye başladık. Koridoru geçerken duvardaki tablolar dikkatimi çekmişti. Tıpkı diğer her şey gibi onlar da başka bir yüzyıldan fırlamışçasına sergileniyorlardı. Çok uzun olmayan yolu arşınladıktan sonra yine çoğunlukla koyu kırmızı rengin hakim olduğu, girişinde Fransızca "Salle d'attente" yani 'Bekleme Salonu' yazan yere girdik.
![](https://img.wattpad.com/cover/268339174-288-k517116.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR KRAL [Vladimir]
Teen FictionKurgunun eski adı: SERBIAN Gerçek hayatla bir ilgisi yoktur. Kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Şiddet ve yetişkin içerik bulunabilir. _________________________________ Kör bir Kralın Küçük acemi bir tavşanla soluksuz mücadelesi... Kimsesiz...