Kurgunun 2000 oy olması için çok bekledim ama uzun zaman geçince artık yazayım dedim. İnsanlar keşfetsin diye baya uğraşıyorum geri planda siz görmeseniz de , biraz aceleci davranıyormuşum gibi geliyor artık o yüzden sabırlı olmaya çalışıyorum.
Medyadaki şarkıya ayrı aşığım
İyi okumalar beyaz tavşanlarım.
''Yüzü güzel olmasa bir ömür nasıl geçer yoksa?''
İnsanlar ya da bünyelerinde insaniyet barındıranlar desek daha doğru olur, kalplerini sadece kan pompalama ve bilimum yaşamlarını idame ettirme gibi sebeplerden ötürü kullanmaz, duygularını da bu organlarını öne sürerek kullanırlar. Rasyonel kararlar vermek zorunda olduklarında fakat bunu beceremediklerinde hep yüreklerini suçlarlar. Fakat bahsettiğimiz adam Vlado ise bu pek imkanlar dahilinde değil. Çünkü kendisinin kalbini daha bu tür kararlar için ya da hoş duygular için kullandığı pek görülmedi, tamam tamam hiç görülmedi. İnsana acıma duygusu olmayan bir adamdan bahsediyoruz, kendi menfaati için hiç kimseyi düşünmeden harcayan bir adam. Aslında insan doğası da bu değil midir? Çıkar ilişkileriyle dolu hayatlar dünyanın sonunu getirmiyor mu zaten? Evet insan dediğin çıkarını düşünür ama bu kadar değil. Ne kadar mı? İlk örnekle başlayalım o zaman.
16 yaşına yeni girmiş sevgi dilencisi bir genç kızı umutlandırıp o yaşta evliliğe ikna etmek mesela.
Yan koltuğunda oturan sarışın kıza bir bakış atıp aklından geçirdi yaptığı anlaşmayı. Hemen yanı başındaki kızla evlenecek ve bu kız çocuğuna sahip olduktan sonra daha çocuk sahibi olamayan, ve bu yüzden mirasının kime kalacağı derdinden yanıp tutuşan Rus oligark Alexander Petrevski'yi gönül rahatlığıyla ölmesine ikna edecekti. Gerçi kansız oligarkın ölümü tahmin edilenden daha önce olacaktı ve bundan Alexander'in haberi yoktu ama olsun sonuçta anlaşma sağlanmış olacaktı.
''Çok sessizsin Jenna?'' Acımasız adam bu masum kızın heyecandan nefes bile alamadığının gayet farkında ve daha da heyecanlandırmak için yersiz bir hırsla konuşmasına devam etti.
''Doğum gününde görmek istediğin yüzlerden biri ben değildim sanırım.''
Jenna panikle kafasını yanındaki yakışıklı adama çevirdi. Arabaya bindiğinden beri söze ilk neyle girsem diye düşünürken tırnaklarıyla tahriş ettiği ellerinin acısını bile unuttu.
''Hayır öyle değil, yanlış anladınız. Ben sadece çok şaşırdım. Açıkçası doğum günüm için bu kadar hazırlık yapıldığına dahi hiç şahit olmadım. O yüzden şaşkınım.''
''Peki o zaman nereye gittiğimizi merak etmiyor musun?'' hafifçe tek kaşını kaldırarak konuştu Vlado.
Evet ona yakıştığının pek bir farkında.
Lanet herif o kaşı kaldırmaya devam edersen vücudumdaki bütün su buhar olup gidecek.
Hoş tınılı bir kahkahayla düşüncelerinden sıyrıldı Jenna
''Sesli mi düşündüm?''dedi utanarak.
Sesli düşünmesem ne olur alev alev yanan yanaklarıma kim baksa ne düşündüğümü anlar.
Tekrar aynı tınıyı duyunca oflayarak başını arabanın kendi tarafındaki cama çevirdi, aynı zamanda elleriyle yanaklarını yelleyerek biraz da olsa söndürmeye çalışıyordu ki iki bileğini birden rahatça kavrayan eller tekrar sol tarafına dönmesine sebep oldu.
''Utanmak sana çok yakışıyor ama benden utanma lütfen.'' Sonra o kocaman el ne ara yüzüne düştüğünü anlamadığı saçını sıkıştırdı kulağının arkasına. Kalp atışları artık dört nala koşarken adamın yüzüne bakmaktan kendini alıkoyamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR KRAL [Vladimir]
Teen FictionKurgunun eski adı: SERBIAN Gerçek hayatla bir ilgisi yoktur. Kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Şiddet ve yetişkin içerik bulunabilir. _________________________________ Kör bir Kralın Küçük acemi bir tavşanla soluksuz mücadelesi... Kimsesiz...