10'♡

1.7K 193 131
                                    

İyi okumalar💘


Juyeon yarayı sararken Minho sadece karşısındaki tepkilerini izliyordu. Yarayı temizlerken yüzü buruşmuş, krem sürerken hüzün kaplamış, sararken barışısıyla gurur duyan bir ifadeye büründü. Sonrasında ise kendisinin sebep olduğunu hatırlayarak tekrardan hüzne boğuldu yüzü.

"Hyung, gerçekten çok üzgünüm."

Minho son yarım saattir duyduğu cümleyle gözlerini devirip hafif bir tebessüm ile, elleriyle oynayan çocuğa döndü.

"Özür dilemeyi bırakacak mısın artık?"

"Gerçekten affettiğini bilene kadar hayır, Hyung."

"Gerçekten affetiğine inanana kadar hayır, Minho."

Minho'nun aklına dolan anıyla gülümsemesi solmuştu. Boş bakışlara maruz kalan Juyeon'un tedirginliği artmıştı.

"Biliyordum işte! Kızgınsın değil mi? Telafi etmeme izin ver, lütfen."

"Telafi etmeme izin vereceksin, değil mi?"

Bu sefer tepkisiz kalmaya çalıştı. Ellerini Juyeon'un omzuna yerleştirip gülümsemesini bozmadan konuştu.

"Telafi etmene gerek yok, ama özür dilemeyi bırakmamı sağlayacaksa edebilirsin tabiî ki."

Juyeon'un o an yüzünde beliren gülümsemenin ışıltısı reviri aydınlatırken, kapının açılmasıyla ikiside kafasını çevirdi. İçeri giren çilli çocuğun tuhaf enerjisi odanın içerisinde anında yayılmıştı. Tuhaf birkaç bakışmadan sonra Juyeon ve Minho revirden çıktı, çilli çocuk ise arkalarından izlemişti. Görüdüğü manzara hoşuna gitmişti ki kıkırdayarak kendi kendine konuştu.

"Tanışmışlar."

***

Jisung gözlerini gökyüzünden ayırıp kendisine yaklaşan kişiye doğru döndü. İçini anında öfke kaplarken gözlerini tekrardam gökyüzüne odaklayıp sakinleşmeye çalıştı.

"Sana, okulda yanıma gelme, demiştim Seongmin. İstediğini yaptım ve devam da ettiriyorum."

Gözlerini mümkün olduğunca Seongmin'e çevirmemeye çalıştı, çünkü çevirdiği anda bir cinayet işleneceğine yemin edebilirdi. Seongmin'in kıkırdamasıyla sinirlerinin daha da gerildiğini hissetti, Jisung. Gözlerini kapatıp konuşmaması, sonsuza dek çenesini kapaması için Tanrı'ya yalvardı.

"Beni gerçekten şaşırtıyorsun, Jisung. Beklediğimden hızlı davrandın. Gördün mü, Minho da senin gibi hızlı çıktı." Kahkahaları Jisung'un beynin içinde yankılanırken gözlerini açıp Seongmin'in yakasına yapıştı.

"Onun adını ağzına alma, seni buna pişman ederim." Jisung dişlerinin arasından tısladığında Seongmin, Jisung'da belki de kimsenin bu zamana kadar göremeyeceği büyüklükte bir sinirle karşı karşıya kaldığında içini anlık bir korku sarsa da bozuntuya vermedi.

"Bu cesareti yeni mi keşfettin?"

"Beni sınamaya kalkma, uzak duracağına söz verdin. Sakın! Sakın ona yaklaşmaya çalışma. Bu sefer geri çekilmem, Seongmin."

Seongmin sinirle gülüp yakasındaki ellerden kurtuldu, üstünü başını düzeltip kafasını başka yöne çevirdi.

"Kuralları değiştirmeye ne dersin, Han Jisung?"

lookalike | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin