16'♡

1.5K 169 62
                                    

İyi okumalar💘



Minho gözlerini kolları arasındaki çocuğa çevirip son bir hafta içerisinde olanları düşündü. Parktaki öpüşmelerinden sonra bir süre sessiz kalmış, daha sonra ise kendi bir adım atmıştı. Tüm hafta, her sabah el ele okula girip bütün bakışları üzerlerine çekmişlerdi. Beklediğinin aksine Jisung, oldukça sakindi. Belki de sadece çok iyi bir oyuncuydu. Seongmin ise şaşkınlık ve kızgınlık arasında gidip gelmişti, bu yüzden planlarını bozduğunu kanaat getirerek doğru şekilde oynadığını düşündü.

Kafasını hafifçe kaldırdığında karşısında hararetle bir şeyler anlatan Felix ve yadırgayıcı bakışlarını kendisi üzerinden çekmeyen Changbin'le karşılaştı. Başından beri karışmasına karşıydı. Fakat Minho çoktan kararını vermişti, duruma el atmak zorundaydı çünkü kendisini suçlu hissediyordu. Bu, içinde bir türlü söndüremediği aşkından mıydı yoksa kendisinin sebep olduğu ayrılığın pişmanlığından mıydı, bilemiyordu.

Çalan zille Minho, hem düşüncelerinden hem de Juyeon'dan ayrıldı. Oturduğu çardaktan kalkarken Juyeon'un dudağının kenarına minik bir öpücük kondurmuş ve gülümsemişti.

"Çıkışta görüşürüz."

Changbin'in öğürmesine ramak kalmıştı, buruşan yüzü de kanıtıydı.

"Görüşürüz sevgilim."

Juyeon koşarak sınıfına giderken Minho da Changbin'e dönüp kafasıyla kalkmasını belirtmişti. Changbin ise az önceki gördüklerinin etkisinden çıkamamıştı, elini ağzına çıkarıp önden hızla ilerlemeye başladı. Minho gözlerini devirip peşine takıldı. Tabiî unuttuğu bir şey vardı. Durup kafasını çatıya doğru kaldırdı, gözleri birleşince derin bir nefes verdi. Jisung'un orada olduğundan başından beri haberi vardı.

Juyeon'a sunduğu tebessümün aksine oldukça içten bir tebessümle bakmaya devam etti, Jisung hâlâ tepkisiz dursa da şaşırdığı açıktı. Minho'nun göz kırpıp binaya yönelmesiyle Jisung yutkundu. O an anlamıştı neler döndüğünü.

Aptal herif! İkimizi de yakacaksın.

***

Nayeon gayet sakince kahvesini yudumlarken Hyunjin, daha da sinirlendiğini hissetti. Jisung ikiliyi izlerken bir yandan Minho'yu düşünüyordu. Ne yapıp edip onu, bu olayın dışında tutması gerekiyordu. 

"Huyuna gidin." gözlerini kahvesine dikip net bir şekilde konuştu Nayeon.

"Minho'dan uzak durmaya devam et ve ona karşı gelme, yoksa yapabileceklerini tahmin bile edemezsin Jisung. Emin ol, bu zamana kadar blöf yapmadı hiç."

"Sen, nasıl böyle biriyle sevgili oldun?" Hyunjin inanamayarak bağırdığında Nayeon gözlerini devirdi.

"Sana bunu anlatmaya niyetim yok Hyunjin. Dediğim gibi Jisung, bırak onun dediğini yapıyormuşsun gibi sansın."

"Ama-" arka arkaya gelen bildirimlerle susup telefonuna uzandı. Gelen bildirimi kesinlikle birkaç gün içinde bekliyordu, ancak daha da hızlıydı.



leeknowho:

Hey!

Jisung

Baksana..

Han Jisung!!!

lookalike | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin