RÜYALAR

15 9 9
                                    

"Bir şey bekliyorum hayattan. Bir olay,bir işaret,bir rüya ya da bir insan... Ne olduğunu bilmiyorum. Beklediğim şey hislerimin patlamasına yol açmalı. Sonsuz bir döngüye girmiş gibi hissettiren bu duygudan beni kurtaracak bir şeye ihtiyacım var.

*****

Henüz on altı yaşındaydı. Yalnız başına odasında uyuyordu. O gece de tıpkı diğer geceler gibiydi. Ya da o öyle sanıyordu. Çok sık rüya görmezdi ancak gördüğü zaman hep etkilenirdi. Rüyalar onu başka dünyalara götürüyor gibiydi.

O gece de bir rüya gördü. Sık ağaçlarla kaplı bir ormandaydı. Ağaçların dallarından gökyüzü görünmüyordu. Geceydi ve her ne kadar rüyada olsa bile üşümüş hissediyordu. Gölgeler ve sessizlik vardı. Ormanın içinde ona saatlermiş gibi gelen bir zaman içerisinde yürüdü. Hiçbir şey yoktu ya da o öyle sanmıştı.

Uzun zaman sonra ağaçların arasında bir kurt gördü. Korku kalbini ele geçirdi. İlk başta ne yapacağını, nereye saklanacağını düşündü ancak kurt ona dostane gözlerle bakıyordu. Yavaşça yanına geldi hayvan ama kız korkudan ne geri gidebiliyor ne de tepki verebiliyordu. Kurtun nefesi yüzüne geldi tüylü başını kızın kollarına sürttü. Sanki onu sevmesini beklermiş gibi. Kız kurtun bir şey yapmayacağını anladığında içinde tuttuğu nefesini yavaşça bıraktı. Ellerini kurtun yumuşak tüylerine dokundurdu ve o bu hareketi yapar yapmaz yeşil gözlü kurt bir gence dönüştü.

Oğlan kızın gözlerine şaşırarak baktı. Ne olduğunu o da anlamamıştı. "Neredeyim ben?"diye sordu.

"Ormandasın."dedi kız. Sonra ikisi birbirlerine baktılar. Kurtun ki gibi yeşil olan gözleri vardı oğlanın. Simsiyah saçları geceye karışmış, beyaz teni ay gibi parlıyordu. Kız onun güzelliği karşısında nefesini tuttu. Az önce korktuğu hayvan böyle güzel bir insana dönüşmüştü.

Merakına yenik düşen kız sordu." Kimsin sen?"

Zümrüt yeşili gözler kızın siyah gözleriyle buluştu. Aslında ne cevap vereceğini oğlan da bilmiyordu ancak sanki başka birisi onun bedenini ele geçirmiş gibi isteği dışında konuşmaya başladı.

"Ben senin kaderinim."

Ve gözler açıldı. Genç kız karanlık odasından dışarıya baktı. Siyah gecede ay parlıyordu ve içi bir anda tanımadığı birine karşı duyulan bir özlemle doldu. Onu özlüyordu. Kim olduğunu bilmediği birini özlüyordu. Gerçek mi değil mi onu bile bilmiyordu ancak "Bu gerçekten de kader olmalı."diye düşündü.

*****

Zena'yı gardiyanlar hırpalayarak hücresine geri götürdü. Zena çıpınıyor ,ağlıyor ve çığlık atıyordu. "Ben suçsuzum. Beni böylece öldüremezsiniz!"diyordu ancak onu kimse duymuyordu.

Hücre kapısı kapandı ve Zena içeride yalnız başına kalakaldı. Demir parmaklıkları yumrukladı. Gözleri ıslandığı için hiçbir şey göremiyordu ancak o yine de yorulana kadar çırpınmaya devam etti.

MULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin