Jimin
Yemek masasının yanında beni resmen karşılık uğruna aldığına inanamıyordum.
Neydim ben? bu kadar basit biri miydim?O senelerin, ufacık bile mi hatırı yoktu..
Katkılarımın, yardımlarımın, değeri hiç mi elde tutulmıyordu?Aşağıdaki onlarca insana baş kaldırmamın imkanı yoktu.
O aptal herif kolumdan tutarak beni üst kattaki bir odaya götürdü.
Çırpınsam da,onu zorlasam da kılını bile oynatamamıştım.
Zaten oynatmamam gerekti.Ona kazara birşey olursa aşağıdakiler benim ecelim olabilirdi.
Beni zorla odasına getirdiğinde ona nefretle bakan bakışlarımı üzerine saldım.
"Seni görmüştüm...şimdi hatırlıyorum" dedi parlayan gözleriyle.
"Beni gördüğünü sanmıyorum."
sakinliğimi korumaya çalışarak konuştum."Lütfen eğer gitmeme izin verirsen bu konuyu uzatmayacağım, söz"dedim umutla umutla.
"Gitmeni istemiyorum, garip değil mi?"
Sırıtarak bana bakıyordu.
"Elimden bir kaza çıkacak çok ciddiyim"
Jungkook tekrar odayı saran kahkahasını patlatmıştı.
Ürkmüştüm, ama belli etmedim.
Bütün soğukkanlılığımı kullanıyordum."Sen mi bana zarar vereceksin "diyerek üzerime yürümeye başlamıştı.
Odaya hiç dikkat etmediğim için gerilerken arkamdaki yatağın varlığını unuttum ve yatağa düştüm.
Yataktan kalkmak için hamle yaptığımda Jungkook beni engellemişti ve dibime çoktan gelmişti.
"Siktiğim. Napıyorsun"diyerek sinirle bacak arasına tekmeyi yapıştırdım.
Jungkook biraz bükülmüştü ve acıyla inlemişti ama bu kadardı, devamı yoktu.
Hızla uzaklaşarak kapıya yöneldim ama kulpu çevirdiğimde kapı açılmadı.
"Ah lanet olsun"dediğimde Jungkook'un bakışları bakışlarımı yakaladı.
Jungkook ayağa kalkmayı becerdiğinde bana yaklaşmaya başlamıştı.
"Seni buraya kafamdaki şeyleri anlatmak için getirmiştim Jimin, ama sen daha ilk dakikadan bana vurmaya kalktın. Bunun cezası ağır olacak"
"Ne saçmalıyorsun" dediğimde ise bileğimden sıkıca tutarak sertçe yatağa fırlatmaya yakın bi şekilde itti.
Sanki her adımı benden öndeydi.
Kapı kilitli olduğu için artık ayağa kalkmak mantıksız olurdu.
Jungkook siyah dolabı açtı ve içinden birşeyler aldı.
Dolap odanın ucunda sayılırdı ve tam göremiyordum. Ayrıca odada loş bir gece lambasının ışığından başka bir şey aydınlatmıyordu etrafı.
"Sen yerinde durmayacaksın belli, sana bir ders vereceğim bebeğim"
Bebeğim mi?
Anlamaz bir şekilde ona bakarken arkasında birşey saklayarak bana doğru adımlar attı.
Yatağa ulaştığında gerilemiştim.
Nefeslerimiz buluştuğunda gözlerimi kapattım.
"Korktun mu şimdi de"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOİRA ~JIKOOK~
FanfictionJungkook simsiyah saçlarına geceyi, Jimin ise sapsarı saçlarına gündüzü sığdırmıştı. Onların bedenleri değil, ruhları sevişiyordu. Ve her simsiyah geceyi tamamlayan sapsarı bir gündüz vardı.Tıpkı ikisinin birbirini tamamladığı gibi. 📍BDSM 📍SMUT 📍...